ya hafta sonu atayım sadece bölüm diyorum, sonra beni unutuyorsunuz yorumlar kesiliyor. öbür türlü de yorum gelmiyor ne yapacağımı bilemedim alın ama bu sefer üzmeyin beni
dördüncü bölümdeki ödev eşleşmesinde yine ve yine biz ayrıydık, tabi ki. bu bölüme +18 çok uymazdı ama hadiamatatl_m'ın isteğini kıramadım denedim bir şeyler. bölüm +18, keyifli okumalar 💗
"Ee, Aybik." Sesinin tonu Aybike kelimesini Aybik şeklinde seslendirmekten çok hoşlanır gibiydi. "Kahve falan yapayım mı sana? Ya da alışkın değilsen sen yap bize iki Türk kahvesi, hm?"
"Kes sesini." Genç kızın sesi ise kızıl çocuğun aksine çok sertti. Aslında okula geldiğinden beri en beğendiği, okulun en yakışıklı çocuğunun evinde olmak heyecanlandırabilir, kelebek hissiyatı oluşturabilirdi ama her an bir şey bulacağından ve özellikle de günlüğüne adını yazması konusunu açacağından emindi. Bunu istemiyordu.
Kızıl ise kızın anlamadığı bir şekilde sert bir yutkunuş sunmuştu. Tanıdığı hiçbir kız onunla bu şekilde konuşmamıştı. Bu kız ise gerçekten farklıydı. kendini ifade edebiliyor, gerektiği tepkiyi gösterebiliyor, hiçbir şeyden çekinmiyor ve en önemlisi de ne istediğini biliyordu.
Gözlerinin derinliklerine baktığında onunla uğraşmayı devam ettirmek istediğini fark etti, keyif alıyordu kıza bulaşmaktan. Sinirlenince ela gözlerini açmasıyla oluşan görüntüye bayılmıştı.
"Kesmezsem ne yaparsın? Yine saçlarıma mı yapışırsın?" Genç kızın ona karşı bir şeyler beslediğinin farkındaydı. Bunu kanıtlamak istiyordu çünkü Berk kanıtları severdi, özellikle de işine gelenleri. Kızın düzleştirdiği saçlarının bukle yaparak şekil verdiği uçlarını parmağına dolayıp yaklaştığında ara sıra dudaklarına indirmekten çekinmiyordu koyu bulutlu gözlerini.
Duvara kısılmış kızın hızlı hızlı inip kalkan göğsüne takıldı birkaç saniyeliğine. Genç kız bunu fark ederek ipleri eline almak istediğinde de gülümseyişinden anlayarak izin vermedi Berk. Kızı duvara sertçe yaslayıp milimler bırakacak kadar yakın oldu kıza.
"Öper misin yoksa?"
Dalga geçmenin ötesine gittiğinin farkında ama kendini durduramayan çocuk kızın gül kurusu dudaklarına yaklaştığında tokat gelmişti sol yanağına. Daha önce hiç tokat yememişti ve bu durum Berk'i sinirlendirmişti. Yanından hiçbir şey olmamışça çekilen kızın arkasından seslendiğinde delirmiş gibi olması kızı memnun etmişti.
"Bu kadar korkak olma be tatlım. Ne o? Kuzenin Ömercik gibi davranışlar falan, gen mi yoksa?"
"Nasıl yani?" Hem alaylı hem de dalga geçerce meraklı hafif sırıtan bakışlarını kızıla yönlendirmişti. "Ömer de mi sen tam onu öpeceğin sırada sana tokat atıp kaçtı?"
Arkasına bakmadan kaçacak kişinin Berk olması gerekiyordu, o değil. Bu durum Berk'in sinirlerini mümkün olduğunca biraz daha gererken genç kızın da aynı şeyi düşünmüş olması ilginçti.
"Arkama bakmadan kaçarım kanka bak çok net, çok net."
Gözlerini bu sefer, az önceki şaşkınlığıyla değil alayla büyüterek kahkaha attığında kızın tekrarladığı cümle onu kızgın bir yanardağı yaparken kahkahasının güzelliği ise büyüleyip olduğu yerde çakılmasını sağlamıştı. Çok güzel gülüyor vicdansız demeden de edemedi. Bir an durup dışından diyip demediğinden emin olamadığında da ters bir tepki gelmemesiyle yeniden belirmiş sinirleri kaçmadan alayla devam etme işini o üstlenmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kurnaz vezirin prensesi | ayber
De Todotek partlık ayber kurgularıdır. bir ya da iki partlık hikayelerden olacak. dizide olmasını istediğimiz ama yazılmayan sahneler ya da gördüğümüz ve devamını farklı hayal ettiğimiz, istediğimiz tüm sahneleri yazacağım. hot sahneler fazla olacaktır. 🌼