Karaya yaklaştığımızda telefonumu cebime koyarak Kaptan'ın yanına gittim. İçeri girdiğimde Deniz'in bir şeyler anlattığını Kaptan'ın da sürekli güldüğünü gördüm.
Ata: Alıştınız sanırım birbirinize.
Kaptan bana döndüğünde kafasını onaylar şekilde salladı.
Kaptan: Alışmamak mümkün mü? Beni bilirsin herkes benimle anlaşır, dostum.
Kaptan'ın yanından Deniz'e doğru baktım.
Ata: Burada kalmak istiyor gibisin. Karaya vardık.
Deniz, ayağa kalkıp yanıma geldi.
Deniz: Aslında burada kalmak güzel olurdu.
Kapıya doğru yönelerek konuştum.
Ata: Kaptan da burada kalıyor. İstersen onun yalnız gecesine eşlik et. Ben gidiyorum.
Kapıdan çıkıp merdivenleri indim. Geminin sarsıntısı ilk defa midemi ağrıtmıştı. Gemiden indiğimde Deniz'in sesiyle arkamı döndüm. Elindeki kova ve oltayı göstererek yanıma yaklaştı.
Deniz: Bunları burada unutuyorduk. Neyse ki ben varım. Hadi gidelim.
Ata: Benimle mi geliyorsun?
Deniz: Ben senin peşine takılan bir bela değil miyim? O zaman peşinden ayrılmamam gerekli.
Deniz, önden yürümeye başladığında onun arkasından baktım. Bizi mi dinlemişti? Hızlı adımlarla ona yetiştiğimde sinirle ona baktım.
Ata: Bizi neden dinledin?
Deniz: Dinlemedim. Kulak misafiri oldum.
Ata: Pekala. Madem kulak misafiri oldun. Neden aşağı indiğimde hiçbir şey olmamış gibi yine eski yerindeydin?
Deniz, cevap vermediğinde onun kolundan tutarak onu durdurdum. Ortalıkta kimse yoktu. Akşamın karanlığında bir sokak lambasının altında ona sinirle bakıyordum.
Ata: Sana bir soru sordum.
Deniz, kolunu çekmek istese de izin vermemiştim.
Deniz: Amacın ne senin? Dedim ya sadece kulak misafiri oldum.
Deniz'e bir adım yaklaşıp sessizce konuştum.
Ata: Unutma, seni evime nasıl kendi ellerimle aldıysam aynı şekilde de gönderirim.
Deniz'in kolunu bırakıp yürümeye başladığımda Deniz'in arkamdan bağırması ile durdum.
Deniz: BEN BİR CASUSUM!
Hızla arkamı dönerek onun yanına yaklaştım.
Ata: Ne saçmalıyorsun, sen?
Deniz, elindekileri yere bırakarak cebinden bir cihaz çıkardı.
Deniz: Hepsi planlıydı, Ata. Sana anonim bir şekilde yazmam, seni o gün orada kurtarmam, evime girişin bile planlıydı.
Duyduklarımı kavramaya çalışırken geriye doğru çekildim.
Deniz: Ben seni bulmak için görevlendirildim.
Gözlerim öfke ile parlarken zar zor konuştum.
Ata: Kim gönderdi seni?
Deniz, bana doğru bir adım atmaya yeltendiğinde ona bakışımla yerinden kıpırdamadı.
Ata: Kim gönderdi SENİ?
Deniz: Kardeşinin katilleri.
Beynimde yankılanan iki kelime vardı. "Kardeşinin katilleri" Kalbimdeki ağrının sızısını hissettiğimde derin bir nefes aldım. Deniz'in kolundan tutup eve doğru sürüklemeye başladım. Deniz, onu dinlemem gerektiğini söylese de sanki onu duymak istemiyordum. Eve geldiğimde bahçe kapısını açarak hızla içeri girdim. Kapıyı kapattığımda karşımda duran Deniz'e nefretle baktım.
Ata: Sana inanmamam gerekiyordu. Kardeşimin fotoğraflarını da onlardan aldın öyle değil mi? Nasıl böyle bir şeyi kabul edersin? Kardeşimi o insanların elinden kurtarmak yerine nasıl işbirliği içinde olursun?
Kalbimdeki ağrı şiddetlendiğinde elimi kalbimin üzerine götürdüm. Deniz, bunu fark etmiş olacak ki bana doğru birkaç adım attı. Ona durmasını söyledikten sonra tekrar konuştum.
Ata: O adamlar sadece kardeşimin katili de değil. Sen bir aileyi yok eden insanların tarafındasın.
Deniz: Ata...beni dinle lütfen. Mecburdum.
Ata: Mecburdun öyle mi? Bu nasıl bir bahane?
Kalbimdeki ağrı nefesimi düzensiz bir hale sokuyordu.
Deniz: Sana yardım etmeme izin ver, lütfen. Söz veriyorum her şeyi anlatacağım.
Kulaklarım dış dünyaya kapalıydı sanki. Lanetim etkisini arttırırken alnımdan dökülen terlere rağmen nefes almaya çalışıyordum. Gözlerim bulanıklaşırken Kaptan'ın sesi ile yere yığıldım. Gözlerim etrafı bulanık görse de hala bilincim yerindeydi. Bir ses duyuyordum. Küçük bir kız çocuğunun sesini... Gözlerimi birkaç kez kırptıktan sonra hafifçe gülümsedim. Karşımdaydı. Kardeşim karşımdaydı. Ona elimi uzattığımda Kaptan'ın elimi tutmasıyla yok olmuştu, görüntüsü. Gözlerimden akan yaşlara rağmen konuştum.
Ata: Onun gitmesine bir kez daha izin verdim.
Gözlerimi kapattığımda bilincimde artık beni terk etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker'in Laneti
Teen FictionGeçmişinde büyük kayıplar veren bu yüzden dünyayı sorumlu tutan Ata, geçmişinin lanetini kalbinin üzerinde taşır. Ata, için zaman yoktur artık. Zamanı yok etmek için yazılımlar üretir. Bazı insanların hayali iken bazı insanların kabusu olan genç, an...