Ata hızla odasına doğru koştu. Kardeşime sıkıca sarılırken Kaptan, belindeki tabancasını ellerinin arasına aldı.
Kaptan: Olabildiğince yanımızdan ayrılmamaya çalışın.
Ata, merdivenlerden elinde silahı ile indiğinde sertçe yutkundum.
Ata: Kaptan, benimle gel. Deniz..alt odaya inin
Deniz: Ata ne oluyor?
Ata: Sonra, Deniz sonra
İkisi birlikte bahçeye çıktığında annem çoktan yanıma gelmişti. Annem ve kardeşimi alt odaya indirip kapıyı kitledim.
Annem: Deniz?
Deniz: Eğer evde sesler duyarsanız sessiz olun
Annem: Deniz nereye?
Annemin cümlesine karşılık vermeden odama gittim. Çantamdaki tabancayı belime taktıktan sonra hızla pencereden aşağıya baktım. Dışarıda birkaç araba duruyordu. Ve iri görünümlü adam kapıya doğru tabancasını doğrultmuş bekliyordu. Ya kapıyı Ata açarsa? Aklıma gelen düşünceyle hızla aşağı indim. Birkaç el duyulan silah sesi kalbimin durmasına neden olacaktı. Bahçeye çıkmak doğru bir fikir değildi. Mantıklı düşünmeliydim. Kendimi arka odadaki pencereden dışarı attığımda kapının dış tarafına ulaşmak için yavaşça hareket etmeye başladım. Silahımı ellerimin arasına aldığımda arabaların yanına ulaşmıştım. Adam, tabancasını Ata'nın göğsüne doğru tutuyordu. Kaptan, adamın kafasını nişan alırken Ata duruyordu. Ata duruyordu? Arabalardan adamın yanına ulaşamazdım. Gözlerim etrafta gezinirken arabanın içinde bulunan kadın dikkatimi çekmişti. Bu kadar adam içerisinde bir kadın?
Deniz: Silahını indir!
Evin ön kapısında bulunan herkes kafasını bana çevirdiğinde adamın yüz hatlarının gerildiğini görmüştüm.
Adam: Kimsin sen?
Deniz: Bana söylediğim cümleyi bir daha söyletme. Aksi halde kadının kafasına sıkmış olacağım.
Adam: Büyük hata yapıyorsun!
Adamın gözleri hala Ata'nın üzerindeydi. Bana kısa bir bakıştan sonra bir daha bakmamıştı.
Deniz: En büyük hatayı sen yapıyorsun.
Adam, sessiz kaldığında kadının saçlarını elime dolayıp hızla çektim. Kadının bağırması ile adam tüm dikkatini bana verdiğinde Ata adamın elindeki silahı aldı ve adamı kendine siper etti.
Ata: Şah mat! Kardeşim
Hepsi kahkaha atmaya ve sarılmaya başladığında kadını serbest bıraktım. Kadın saçlarını düzeltirken bana kısa bir bakış attı.
Esma: Adım Esma. Ve saçlarımı çektiğin için özür dileyeceksen hiç zahmet etme. Zaten saçlarım peruk
Söylediği cümle yüzümde büyük bir şaşkınlık yaratırken diğerleri yanımıza gelmişti. Ata'nın yüzündeki gülümseme beni sinirlendirmişti. Adam, elini bana uzattığında beni taktir edercesine gülümsedi.
Tahir: Adım Tahir. Ata'nın abisiyim.
Tahir'in uzattığı eli sıkarken sadece ismimi söylemekle yetinmiştim. Üzerimde büyük bir şaşkınlık ve sinir vardır. Ailem için fazlasıyla endişelenmiştim. Ata, beni belimden tutup kendisine çektiğinde kaşlarımı çatmıştım. Kendini arabaya yasladı ve bana sıkıca sarıldı.
Ata: Hm.. sen bu kadar cesur muydun?
Söylediği söz ile gözlerimi devirdiğimde Tahir kahkaha attı.
Tahir: Şimdi anlaşılıyor küçük hanımın büyük tepkisi
Ata'nın kollarından çıkmak istediğimde buna izin vermedi.
Ata: İçeri geçin abi. Hemen geliyoruz
Esma: Hadi gel hayatım, biz geçelim. Aşıkları baş başa bırakalım
Esma, Tahir'in elinden tutup içeri geçtiklerinde Kaptan bazı adamlarla konuşmak için yanımızdan ayrılmıştı. Ata'nın elleri sırtımı okşarken fısıltıyla konuşmaya başladı.
Ata: Fazla mı iyiydin sanki?
Ağlamaya başladığımda Ata, bana daha sıkı sarıldı.
Ata: Üzgünüm
Deniz: Bu nasıl bir karşılama? İçerde küçük kardeşim nasıl korktu biliyor musun, Ata? Ve ben çok korktum. Aileme ve sana bir şey olacak diye
Ata, bana sarılmayı bırakıp dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.
Ata: Özür dilerim ama benim tanıdıklarımın düzgün biri olması pek ihtimaller arasında değil
Gülümsediğimde Ata, dudaklarımı bir kez daha öptü. Ve bir kez daha.. Dudaklarıma baskısı arttığında beni arabaya yaslayıp bedenini bedenime yaslamıştı. Kendini bana biraz daha bastırdığında aklımı kaybedecektim. Öpüşmemiz her dakika daha dayanılmaz hale geliyordu. Dudaklarımızı zar zor ayırdığımızda Ata, baskısını azaltmadan kulağıma fısıldadı.
Ata: Sana doyamıyorum
Ata, belime kolunu sardığında birlikte bahçeye doğru yürümeye başladık. Tahir ve Esma bahçedeki masaya oturmuş sohbet ediyorlardı. Kardeşim ve annem dışarı çıktıklarında Kaptan bana göz kırptı. Kaptan'a gülümsediğimde sandalyelerden birine oturdum. Esma'nın bir çok sorusu ve Tahir'in her durumu şakaya vurması eğlenceli ve yorucuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker'in Laneti
Teen FictionGeçmişinde büyük kayıplar veren bu yüzden dünyayı sorumlu tutan Ata, geçmişinin lanetini kalbinin üzerinde taşır. Ata, için zaman yoktur artık. Zamanı yok etmek için yazılımlar üretir. Bazı insanların hayali iken bazı insanların kabusu olan genç, an...