Deniz: Kaptan!! Sessiz ol, Ata uyuyor.
Kaptan, elindeki oyuncak bebeği koltuğun üzerine bırakıp bana baktı.
Kaptan: Oo birileri sevdiğini mi düşünür olmuş?
Söylediği cümlelerle yanaklarım kızarırken Kaptan, kardeşimi sırtına aldı ve beni görmezden gelerek balkona çıktılar. Mutfağa gideceğim sırada Kaptan'ın uçak sesi çıkarmak için uğuldadığını duyduğumda sinirle bahçeye çıktım.
Deniz: Ben sana sessiz ol deme-
Kardeşimin kahkahaları bahçenin içine doldurduğunda cümlemi tamamlayamadım. İlk kez bu kadar mutluydu. İlk kez.. Gülümseyerek kardeşimi izlediğimde yüzüme fırlatılan su ile kendime geldim.
Deniz: Ne oluyor be?
Annem: Kaptan! Düşman görüldü. Gizlice güverteye yırtıcı bir hayvan girmiş
Deniz: Yırtıcı hayvan mı?! Yuh yani anne? Ne hayvanı? Bir de yırtıcı hiç yakış-
Yüzüme fırlatılan su ile cümlem yarıda kesildi. Kardeşim elindeki kağıttan kılıçla Kaptan'ın sırtında üzerime koşarken gözlerimin yerinden çıkacağına emindim.
Deniz: Siz iyice kafayı yediniz ama!
Bağırmam onları durdurmadığında salona doğru koştum. Arkamdan geldiklerinde olayın heyecanına bağrışlarım ve kahkahalarım eşlik ettiğinde masanın etrafında koşuşturuyorduk.
Kaptan: Yakala onu! Yırtıcı hayvan düşmanlarımıza gidecek
Kardeşim: Gel buraya, yırtıcı kuş!
Deniz: Ama ne yırtılıcığımı gördünüz be?
Birine çarpmam ile bağrışlarım son bulmuştu. Başımı geriye attığımda Ata'nın gülen gözleri beni karşılamıştı. Allah'ım sanırım şuan öldüm. Ata'nın kolları belime sarılırken kalbim fazlasıyla hızlanmıştı. Gözlerini benden çektiğinde derin bir nefes aldım.
Ata: İki yırtıcı kuşla baş edebilecek misiniz?
Kaptan, kardeşime göz ucuyla baktı.
Kaptan: Ne diyorsun ufaklık? Halleder miyiz?
Kardeşim kılıcını kaldırdığında yüzümdeki gülümseme yerini şaşkınlığa bıraktı.
Deniz: Bana karşı mı oluyorsun?
Kardeşim, başını onaylar şekilde salladığında Ata'nın kahkahası kulaklarıma ulaştı.
Ata: O zaman sizi yiyeceğiz.
Ata, gözlerini bana çevirdiğinde ona hayran bakışlarımla karşılaştığına emindim.
Ata: Değil mi benim güzel yırtıcı kuşum?
Deniz: Ha? Ne?
Kaptan: Saldır ufaklık!
Ata, beni arkasına aldığında kardeşimin kılıcına karşılık yastıkla kendini savunuyordu.
Kaptan: Aferin ufaklık!
Ata: Deniz.. arkamdan çıkmayı düşünüyor musun?
Deniz: Düşün-
Kaptan'ın yüzüme yastık vurmasıyla bağırmıştım. Kaptan'ın sırtındaki kardeşimi kucakladığımda koşmaya başladım.
Deniz: İşte yakaladım.
Kaptan: Ortağım?!
Kardeşim kucağımda kahkahalarıyla Kaptan'a seslenirken masanın etrafında koşuyordum. Kaptan, ın önümü kesmesiyle Ata, Kaptan'ın arkasına geçip kollarını tuttu.
Ata: Kazanan biziz
Kaptan: Hileciler sizi!
Deniz: Mızıkçılar sizi!
Deniz: Yeterl-
"PAT" Dışarıdan gelen silah sesi ile ev ölüm sessizliğine bürünmüştü.
X: Kaderin Yargısı dışarı çık!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker'in Laneti
Ficção AdolescenteGeçmişinde büyük kayıplar veren bu yüzden dünyayı sorumlu tutan Ata, geçmişinin lanetini kalbinin üzerinde taşır. Ata, için zaman yoktur artık. Zamanı yok etmek için yazılımlar üretir. Bazı insanların hayali iken bazı insanların kabusu olan genç, an...