Derin bir nefes alarak hızla uyandım. Denizin annesi ve Ela uyurken Deniz'in sesi ile kendime geldim.
Deniz: İyi değilsin
Kafamı ona doğru çevirdim ve gözlerimle gözlerinin içine baktım. Gözlerinde bir şey vardı bu kızın. Kalbimi sakinleştiren, susturan bir şey vardı. Ağrım azalıyordu ve kendime geldiğimi hissettiğimde hafifçe öksürdüm.
Ata: Ailenle başka şehirde yaşamalısın
Deniz: Yapamam
Ata: Peki, neden?
Deniz: Babamın mezarı burada, Ata. Onu burada bırakıp gidemem
Alayla gülümsedim.
Ata: Komik olma, Deniz. Baban öldü ve bakman gereken annen ve kardeşin var. Babanı burada bırakmak istemiyorsan ailenin diğer üyelerini de o mezarlıkta görmek zorunda kalacaksın.
Deniz: Ailem ölmeyecek, Ata!
Ata: Bana sesini yükseltme
Deniz: O zaman benimle böyle konuşmayı kes!
Ela'nın uyandığını gördüğümde sessizliğime tekrar büründüm. Araba yavaşladığında Deniz'e baktım. Kızgındı. Söylediklerim onu sinirlendirmişti ama birisi ona gerçeği göstermeliydi.
Arabadan indiğimde Kaptan beni karşıladı. Kaptan'ın ellerini kolumda hissettiğimde şaşkınlıkla ona baktım.
Kaptan: Yüzün bembeyaz olmuş. Kendinde değilsin. Odana çıkana kadar yardım etmeme izin ver.
Cevap vermediğimde Kaptan, koluma girdi ve yavaşça eve doğru yürüdük. Merdivenlerden çıkarken sessizliğimi bozdum.
Ata: İyi hissetmiyorum, Kaptan. Kalbimdeki yük gün geçtikçe daha fazla ağırlaşıyor.
Gözlerim sadece merdivenleri takip ediyordu.
Kaptan: İyi hissetmediğini biliyorum ama seni neyin iyi hissettireceğini de biliyorum
Derin bir nefes aldım ve Deniz'in gözleri aklıma geldi.
Ata: Gözleri, Kaptan. Onun... gözleri.. Gözlerine baktığımda nefes alıyorum. Kalbimin yükü azalıyor. Sanki gözleri beni tedavi ediyormuş gibi hissediyorum
Kaptan, odanın kapısını açıp yatağa yatmama yardımcı olduktan sonra ilaçlarımı getirdi.
Kaptan: O kız geçmişini iyileştiremez, tedavi edemez. Sadece geçici olarak acını hafifletebilir, Ata. Birkaç saniyelik acını dindiriyor olması seni ölümden uzaklaştırmaz.. Ölüme daha fazla yakınlaştırır
Gözlerimi kapattım ve sertçe yutkundum. Uyku beni sarmalarken sessizce fısıldadım.
Ata: Henüz ölmek için çok erken, Kaptan. Çok erken..
Uyku bütün vücudumu ele geçirdiğinde Kaptan'ın mırıltılarını duymadım.
- 2 SAAT SONRA -
Kaptan: Ne yapmayı düşünüyorsun?
Deniz: Bilmiyorum.. Belki ailemi daha güvenli bir yere göndermeliyim
Kaptan: Onların yanında olmayacak mısın?
Deniz: Belki sana garip gelecek ama içimdeki ses burada kalmam gerektiğini söylüyor. Ela için iyi bir gelecek istiyorum ama onların başına bu belayı ben açtım ve babamın ölümünden ben sorumluyum.. Ailemin yanındayken babam hep gözümde canlanıyor. Burada kalmam daha iyi
Kaptan: Babanın ölümünde kendini suçlamamalısın. Bazen bazı şeyler isteğimiz dışında gerçekleşir. Nedeni biz olsak bile sonuçlanan tepkilerin sebebi her zaman bizler değilizdir. Ata'nın laneti, Ata'nın hatası olmadığı gibi
Deniz: Çok fazla acı çekiyor.. Arabada korkuyla uyandı ve uyurken rahat nefes alamıyor
Kaptan: Biliyorum.. Artık durumu daha kötü olmaya başladı. Ailemden birilerini hiç kaybetmedim ve Ata benim ailem gibi. Onu kaybetmeyi istemiyorum
Deniz: Belki onun için başka bir yol vardır
Kaptan: Artık bir yol yok, Deniz. Sadece ölümü bekliyormuş gibi hissediyorum. İlk kez bu kadar fazla acı çekiyor. Önceden böyle değildi. Ağrıları onu çok nadir yoklardı. Şimdi her saniye ağrıları artıyor, onun dengesini bozuyor. Doktorlar bu ağrıların artmasının bir gün beklenmedik bir anda ölümle sonuçlanacağını söylüyor.
Deniz, sessiz kaldığında Kaptan gözlerini sıkıca kapattı. Terasta mırıltıları duyduğumda gözlerimi açtım. Gözlerimi açtığım anda göğsümdeki ağrı ile Kaptan'a seslendim. Terastan Deniz ve Kaptan'ın yanıma ulaştıklarını gördüğümde zar zor konuştum.
Ata: Temiz havaya ihtiyacım var
Kaptan, beni yataktan kaldırdığında göğsüme elimle bastırdım.
Ata: Nefes..alamıyorum
Deniz, kolumdan tuttuğunda Kaptan'ın desteği ile de terasa çıktım. Ellerimi korkuluklara koydum ve kafamı gökyüzüne kaldırdım.
Ata: Kalbim parçalanıyor gibi.. göğsüme saplanan bir bıçak var ve bu bıçak gittikçe kalbimin derinlerine iniyor
Sırtıma örtülen battaniye ile başımı çevirdiğimde Deniz'i gördüm.
Ata: Kaptan nerde?
Deniz: Doktoru almaya gitti
Ata: Bir işe yaramayacak. Artık ölüme daha yakınım ve o bunun farkında
Deniz: Saçmalık! Ölüme yakın falan değilsin. Ölmeyi düşünmeyi bırak. Bir çok insan için anlamlısın ve ölmek mi istiyorsun? Sen kaderin yargısısın. Kaderin sonu değilsin
Deniz'in gözlerine bakmam için arkamı döndüm ve kendimi demirliklere yasladım. Deniz, bana birkaç adım yaklaştı
Deniz: Ölmek korkakların işi, kaderin yargısı. Yaşamak istemeyecek kadar korkak mı bu yüreğin?
Elleri göğsümde durduğunda gözlerimi kapattım.
Ata: Acıyor, Deniz
Ellerini çekmek için hareketlendiğinde ellerini tuttum ve göğsüme bastırdım.
Ata: Bu ağrıya artık dayanamam
Deniz: Kaptan'ı tek başına bırakamazsın, Ata. İnsanlar sana güvenirken onları yüzüstü bırakamazsın
Alayla gülümsedim. Deniz, sinirle kaşlarını çatarak yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
Deniz: Korkak bir adamsın. Ölmenin arkasına sığınacak kadar korkaksın!
Gözlerim onun gözlerinden bir kez bile ayrılmazken dudaklarımda hissettiğim baskıyla şaşırdım. Beni öpüyor muydu? Elleri, boynumu sararken bedeni vücuduma baskı yaptığında öpücüğü derinleşiyordu. Beni öpüyordu. Gözlerim dudaklarımda oluşan etkiyle kapanırken ellerimi Deniz'in beline sardım ve dudaklarımı aralayarak öpücüğüne karşılık vermeye başladım. Parmakları saçlarımı kavradı ve dudaklarımı daha sert öpmeye başladı. Ellerim belindeki baskıyı arttırdığında dudaklarını dudaklarımdan ayırdım ve alnımı alnına yasladım. Hala gözleri kapalıydı.
Deniz: Ölmeni istemiyorum, Ata
Parmaklarım saçlarıyla oyalandı. Deniz, gözlerini açıp gözlerime baktığında kalbimin ağrısı yeniden kendini hissettirmişti. Acıyla yüzümü buruşturduğumda Deniz hızla kendini benden uzaklaştırdı ve koluma girdi. Sandalyeye oturmama yardım ettiğinde ellerimi tuttu.
Ellerimi hızla ondan çektim ve ayağa kalktım.Ata: Bunu birdaha asla yapma.
Deniz'in yüzündeki şaşkınlığı gördüğümde konuşmaya devam ettim.
Ata: Bu öpüşmenin bir anlamı yok, Deniz. Asla hayatımda bir değerin olmayacak. Dokunuşlarından...iğreniyorum
Deniz: Ne?
Hızla arkamı dönerek odama gittim ve kapıyı sertçe kapattım. Deniz'in arkamdan aptal dediğini duyduğumda yatağıma uzandım. Ellerim dudaklarıma gittiğinde Deniz'in öpücüğü tekrar aklımı yokluyordu. "Saçmalık, sadece saçma bir öpücüktü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker'in Laneti
JugendliteraturGeçmişinde büyük kayıplar veren bu yüzden dünyayı sorumlu tutan Ata, geçmişinin lanetini kalbinin üzerinde taşır. Ata, için zaman yoktur artık. Zamanı yok etmek için yazılımlar üretir. Bazı insanların hayali iken bazı insanların kabusu olan genç, an...