30. Bölüm

10.4K 367 115
                                    

İhtimam=özen
sine=göğüs

Asaf uyanır uyanmaz Akif'ini ve karnına düşmüş yavrusunu öpüp kahvaltıyı hazırladı.
Dün eve geldiğinde  yavrusunun divanda büzüldüğünü görmüştü, öpüp koklayarak rahatlatmıştı onu. Ama bugün soracaktı. Aklında bu düşüncelerle canla başla didinip akşamı zor etti.

Asaf kapıya geldiğinde bedeni sızım sızım sızlıyordu. Onu beklerken evde dört dönüp her yeri toplamış ve yemeği hazırlamıştı Akif. Eli kapının kulbunda erinin gelip evini şenlendirmesini bekliyordu.

Kapı çalar çalmaz kapıyı açıverdi hemen.

" Asaf'ım hoşgeldin."

İçeriye bir an önce girmesini istiyordu ama ayağının sızladığını bildiği için çekiştirmeyip içeriye girmesini bekledi. Dünün aksine çok neşeliydi bu sefer. Asaf'sa onu dün ki gibi divanda büzülürken görmediği için içi ferahlamıştı.

" Baharım, ben üzerimdeki talaştan kurtulup geleyim seveceğim seni."

Akif kafasını sallaşıp peşine takıldı kocasının. Yıkanıp paklanmasına yardım ettikten sonra iyice karnını doyurdu. Yemek yerken gözlerini üzerinden ayıramamıştı. Kocası artık karnındaki bebeğinin babasıydı. Sırıtmasına engel olamıyordu.

" Afiyet olsun aslanım."

Asaf tebessüm etti.

" Ellerine sağlık gül güzelim. Yine yormuşsun kendini."

Bunları severek yaptığını biliyordu. Yediği yemek belki mükemmel değildi ama içinde o kadar büyük bir aşk vardı ki her lokmasında hissediyordu bunu. Dana önce yedikleri yemek değilmiş gibi geliyordu eşinin elinden yedikleri karşısında. Zaten önüne zehir koysa bile onu da bal tadıyla yerdi.

" Severek yapıyorum. Her seferinde beğeniyorsun ya çok hoşuma gidiyor."

Öyleydi gerçekten. Ne yaparsa yapsın sanki önünde dünyanın en şahane yemeği varmış gibi iştahla yiyip tabağını sünnetliyordu. Sonrada Akif'e methiyeler düzüyordu. Bu kadar basitti işte sevdiğini mutlu etmek. O öyle iştahla severek yedikçe onunda iştahı açılıyordu. Evlerine bereket geliyor sofraları şenleniyordu.

Her zaman ki gibi beraber topladılar sofrayı. Akif kaşlarını çatınca Asaf divana oturmuştu. Bacağı kendini belli etmeye başlamıştı zaten. Akif'se bunu her seferinde hissediyor özel ihtimam gösteriyordu ona. İçi kaynamıştı çocuğa yine. Zaten durulduğu zaman hiç olmuyordu ki. Akif işini bitirince soluğu eşinin kucağında alıverdi. Doya doya öptü suratının her yerini.

" Aşkım seni çok seviyorum. Akşama kadar kasıklarım kavruldu özleminle. Kalbim hızlı hızlı attı. Bak nabız gibi atıyor buram."

Eşinin nasırlı ve kemikli elini alıp avuç içini kazıklarına koyup sıcak avcuyla sımsıkı sıkmasını sağladı kasıklarını.

" A-hh. Sıcacık ellerin."

Kasıklarının yangını Asaf'ın avucunun sıcaklığıyla birleşince yangın yerine dönmüştü iyice.

" Hissediyorum."

Gerçektende minik aletin avucunda seğirdiğini ve kasıklarının nabız gibi attığını hissetiyordu. Avuç içleri eşinin kasıklarının yangınıyla ısınmıştı.

Avucuyla eşinin kasıklarını bir kaç kez sıkıp bıraktı.

" İyi mi böyle yavrum?"

" Iı-h. İyi Asaf'ım. İyice sıkıştır, kasıklarıma doğru ez pipimi."

Ansızın _MPREG- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin