21. Bölüm

10.7K 379 236
                                    

Yeni bölümle kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hatırlamayanlar için en son Akif ve Asaf yeni bir kasabaya taşınmıştı. Oradan devam.

Asaf: seme
Akif: uke

" Günaydın Akif."

"Hı hı."

Akif baygın gibi yattığı için ancak bu kadar cevap verebilmişti. Asaf onun bu haline gülerek çıktı yataktan. Yavrusunun akşama kadar hareketsiz şekilde yatacağını bildiği için bugün konuştuğu marangozhaneye gidebilirdi.

Elinde böyle bir zaanaatı olduğu için şanslaydı, küçüklüğünden beri işi bu olduğu için işinde oldukça iyiydi. Eli her halükarda ekmek tutardı yani. Geldikleri bu kasaba diğerinden daha büyük olduğu için eline geçen paranında o denli çok olacağını umut ediyordu.

Gerçi eski yerinde usta daha fazla vermek istesede Asaf'ın parada gözü olmadığı için istememişti bunu, zaten ustasına minnettardı birde bunu yapmak istememişti. Ama şimdi bir ailesi vardı. Eline ne kadar geçse kârdı.

Üzerini giyinip eşinin yanağını öptü.

" Nûrûm, ben işe gidiyorum, sen uyandığında gelmiş olurum. Beraber yemek yeriz olur mu? Açıkırsan diye masaya bir şeyler koydum çok hareket etmeden yiyebilirsin."

" Hı hı."

Hareket bile etmeden mırıldanmıştı yine. Tüm gün boyunca tabiri caizse üstünden geçtiği için bu hali normaldi. Şükrediyordu bu günlerine. Eskiden olsa sevdiği, yatağından kalkıp ailesinin evine gitmek zorunda kalırdı. Şimdiyse her haliyle yatağında sabahlıyor koynunda uyuyordu.

Alnına yumuşak bir öpücük kondurup ayaklandı. Halletmesi gereken işler vardı.

....

Akif gurulduyan midesiyle elini yana uzatıp eline gelen şeyi gözünü bile açmadan ağzına götürdü. Tamda tahmin ettiği gibi Asaf bir şeyler koymuştu onun için. Bir kaç parça şey daha yedikten sonra uykusuna devam etmişti.

Rüyasında Asaf'la beşinci turlarını atıyorlardı. Ama boğazı o kadar ağrıyorduki uykusunda bile inleyemiyordu.

O uyurken kocası onlar için işleri yoluna koymaya başlamıştı bile.

Asaf iş konusunu hallettikten sonra şehre inip hastaneye gitmişti. Artık ailelerini büyütmenin tam sırasıydı. Biraz uğraştırıcı ve masraflı olacaktı ama Asaf her şeyi göze almıştı.

Can yoldaşını yarım bırakması söz konusu bile olamazdı. Şöyle bir durup düşününce bunca yıllık yalnızlığını itilip kakılmışlığını unuttuğunu farketti. Bir ailesi vardı artık. Bakmakla yükümlü olduğu bir eşi ve Allah nasip ederse sorumluluğu altında olacak evlerini neşelendirecek minik bir yavrusu olacaktı.

Elini kalbine koydu hemen. Küt küt atıyordu heyecandan. Gözünün önünde aynı Akif'e benzeyen nur topu gibi bir yavru belirivermişti bile. Heyecandan ayağına bile dikkat etmeden hızlı hızlı ilerlemeye başladı. Sokakta olan tek tük insanın geriden gelen topallayan bacağına attığı bakışları bile farketmiyordu.

Kusurlarını kendine yük etmesinin ailesini geriye götüreceğinin farkındaydı. Ve yaşayacağı mutlulukların sırtına bu yükleri bindirmemekte kararlıydı.

Kapıyı anahtarla açtı yavrusunu yerinden kaldırmamak için.

"Asaf'ım neden kapıyı çalmıyorsun, eşin senin için kapıyı açardı."

Asaf eşinin yanına gidip anlına bir öpücük kondurdu.

" Canımın paresi, boşuna kalkma istedim."

Ansızın _MPREG- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin