4.

5.9K 292 10
                                    





Karan'dan devamkee

Hepimiz bir tarafa dağılmış zarftaki yazılmış olan olayları sindirmeye çalışıyorduk.
Zarfta kağanın yaşadığını adresini, bunca zaman ne yaşadığını, nasıl bir ailede olduğu yazıyordu. Ekstra olarak ise annem ve babamın bilerek öldürüldüğü yazıyordu.

Annem ve babam bilerek öldürülmüş.

Kağan yaşıyor.
Kardeşim yaşıyor.

Diğerlerine baktığımda tekrar o günlere gittiklerini anladım.

İçimizdeki yara hiçbir zaman geçmeyecek. Sadece alışıyorsun ve devam ediyorsun. Ama asla geçmiyor. Geçmeyecek.

Sudeye dönüp konuştum.
" Kimin gönderdiğini bulabilir misin? Yoksa ben ilgileneyim mi?"

Dolu gözleriyle bana bakıp titrek sesiyle konuştu.

"Ben hallederim. Bulamazsam sen kendi yollarınla bulursun."

Hıçkırık sesi gelince hepimiz Arasa döndük.

En hassasımız oydu. Her ne kadar şebeklik yapıp neşeli olsa da aynı zamanda en çok ağlayan oydu. Duygularını zirvede yaşayan bir çocuk. Bu olaylardan sonra daha da dengesizleşmişti.

Ayaz kendisine çekip sarıldı. Aras her ne kadar duygularını ifade ediyorsa Ayaz tam tersi daha soğukkanlı davranıyor öyle hareket ediyor.

Akın hem soğukkanlı hem de duygusal yerine göre hareket ediyor diyelim.

" Ayaz odanıza geçin."

Sudenin konuşmasıyla Ayaz başını sallayıp Arasla birlikte odadan çıktı.

Akın derin bir iç çekip konuşmaya başladı.

" Bu nasıl olur ya! Böyle bir şeyi kim, neden şimdi söyleme gereği duymuş. Hemde bir kağıt parçasıyla. Aklım almıyor ya!"

" Sakin ol bunu yapan kim ise bulacağım. Bulup bedelini de ödeticem."

" İkiniz de sakin olun lütfen. Yanlış bir şey yapmamamız lazım.
Aleyhimize şeyler olursa işin içinden çıkamayız. Halletmeye çalışıcam. Ama lütfen ben izin vermeden hareket etmeyin!"

Mafya değiliz tabiki. Ama adamlarımızda yok değil. Sağlam adamlarım var. Sude illegal işler istemediğinden gerek olmadıkça öyle işlere girişmeyiz. İkizlerin bundan haberi yok tabiki.

" Tamam gülüm nasıl istersen."

" Peki Kağan?"

Sudenin bu sorusuyla durdum.

Kağan küçük kardeşim.
Onun odasını Sude ile ben hazırlamıştım. Bizim için süpriz olduğundan babamın da biraz yardımıyla odasını biz düzenlemiştik. Aldığımız, kıyafetler olsun oyuncaklar olsun her bir şeyini alıp hazırlamıştık.
Büyük bir heyecanla beklerken kursağımızda kalması.

Derin bir nefes alıp ayaklandım.

İşe bakın ki o ailedeki çocuğu tanıyorum.
Cem benim hem üniversiteden arkadaşımdı hemde bu aralar yapacağımız işte ortaktık. Üniversiteden sonra pek görüşememiştik. İş vasıtasıyla tekrar görüşmeye başladık. Bir kardeşinin olduğunu biliyordum ama lafı çok geçmemişti. Ailesiyle arası bozuktu zaten. Bir kardeşiyle yaşadığını biliyordum. Ama onun aslında benim kardeşim olması.

Zarfta kağanın fotoğrafları da vardı.  Her ne kadar büyüse de küçücüktü.

" Biliyorum. Bunları sindirmek zor. Ama kardeşimi daha fazla orada tutamam. Önce tanışırım sonra alışır. Gerçekleri de o zaman söylerim. Bana güvenmesi gerekiyor. Hem güvenmese bile en azından ikna etmem daha kolay olur. O yüzden İstanbul'a gidicem. Bi süreliğine işlere Akın sen ilgilen. Sude buradaki işleri hallettikten sonra sende gel.
Gidip ikizleri kontrol edeceğim."

~KAĞAN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin