3

5.7K 565 596
                                    

Minho'nun çabuk gel çok garip bir şey oldu temalı mesajından sonra hızlıca şirketten çıkmış ve normalde arabayla yarım saat süren yolu on beş dakika kadar bir sürede gelmiştim. Arabamı otoparka bırakmak yerine bahçenin ortasına gelişi güzel bir şekilde bıraktıktan sonra hızlıca kapıya doğru ilelemiş ve zili çalmıştım.

Cebimde anahtarım olduğu halde...

Çok geçmeden kapı Minho tarafından açıldığında "Ne oldu? Kediye mi bir şey oldu?" diye telaşla konuşmuştum. Minho'ysa benim aksime gayet sakin bir görünüşle "Sana da merhaba!" demişti.

"Hızlı geleyim diye mi kandırdın beni?"

Sinirli tuttuğum yüz ifademle konuştuğumda bir yandan da onu kenara ittirerek içeriye geçmiştim. Büyük yemek odasının yanından geçip salona doğru ilerlediğim sıradaysa Minho tarafından durdurulmuştum.

"Bekle, önce söylemem gerekenler var. Seni kandırmadım. Cidden çok garip bir şey oldu."

Konuşması üzerine salona girmeden Minho'ya dönmüş kollarımı önümde bağlayıp dinlediğimi belirten bir ifadeyle ona bakmıştım. Bunun üzerine o da "Kedin normalde gördüğümüz kedilerden biraz farklı. Çünkü nesli tükenmek üzere olan gizli bir tür. Bu kadar pahalı olmasının sebebi de buymuş." diye konuşmuştu.

Bu benim için sorun değildi, farklı görünmesinin bir önemi yoktu. "Anladım, farklı görünmesi benim için sorun değil." diyerek aklımdakileri Minho'ya söylediğimde yüzüne yerleşen garip ifade eşliğinde "Jeongin bu basit bir farklılık değil tamam mı? Yani muhtemelen daha önce bu tarz bir şeyi hiç görmedin. O yüzden de seni baştan uyarmak istedim kediyi görünce sakın çok tepki verme. Zaten fazlasıyla utangaç ve korkak bir kedi. Yani tabi kedi denebilirse..." demişti.

"O da ne demek?"

Minho'nun konuşmasını anlamlandırmaya çalıştığımı belli eden yüz ifadem eşliğinde ona baktığımda "Kendin görsen daha iyi olur." deyip gözleriyle salonun kapısını işaret etmişti.

Bunun üzerine ben merakla salona yönelince o da "Ben çıkıyorum, bir şeye ihtiyacın olursa ararsın." demiş ve evin kapısına yönelmişti.

Onu başımla onaylayıp daha fazla oyalanmadan salona girdiğimde gözlerim önce açık renk parkelerde gezinmiş fakat kedi falan görememiştim. Salonun ortasına kadar yürüyüp etrafa -daha çok yerlere- tekrar bir göz attığımda hâlâ bir kedi görememiş olduğum için tam Minho'ya seslenmeye hazırlanmıştım ki sağ tarafımda hissettiğim hareketlilikle kafamı hızlıca o tarafa çevirmiştim.

Çevirdiğim gibi de "Siktie ordan." demem bir olmuştu.

Çünkü karşımdaki ikili koltukta benim istediğimin aksine küçük olmayan; bacaklarını kendisine çekmiş, kulaklarını havaya dikmiş ve meraklı gözlerle bana bakan kedi kulaklarına sahip bir insan(?) duruyordu.

Şaşkınca gözlerimi kırpıştırıp yerimde donakaldığım sırada bir yandan da karşımdaki kedi kulaklarına sahip insanın gerçek olup olmadığını sorgulamakla meşguldüm. Muhtemelen Minho yine benimle taşak geçiyordu. Çünkü mantıken böyle bir şey olması imkansızdı?

Ben tam salondan çıkıp Minho'ya hesap sormaya gitmeye karar vermişken karşımda oturan bedenin daha önceden dikkatimi çekmeyen kuyruğunu etrafına dolaması ve kafasını bacaklarıyla kollarının arasına gömmesi üzerine bir kez daha şok olmuştum.

Böyle bir şey mümkün olabilir miydi?

2 milyon dolar ödeyip aldığım kedinin aslında kedi değil de insan-kedi karışımı değişik bir şey olduğuna şaşırdığım sırada aklıma doluşan 'Acaba konuşabiliyor mu yoksa miyavlıyor mu? Ne yiyor? Böyle mi doğmuş? Kaç yaşında?' gibi sorular yüzünden Minho'nun yanına gitmekten vaz geçmiş ve koltukta oturan bedenin yanına doğru ilerlemeye başlamıştım. Çünkü zaten muhtemelen on dakikadır harektsiz durup ona baktığım için yeterince korkmuştu. Şu durumda onu yalnız bırakmak mantıklı olmazdı.

catboy ↦ hyunin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin