"Changbin, Hyunjin'i ondan önce göreceğim için çok sinirli."
Jisung fazlasıyla eğleniyor olduğu belli olan bir ses tonuyla konuştuğunda ona gülmüş ve aynı zamanda da arabamı otoparka çekmiştim. Muhtemelen Changbin birazdan beni arayıp Hyunjin'i görmeye gelmek istediğini söyleyecek ve ben ona gel diyene kadar da beni darlayacaktı. Bunu bildiğim için arabadan inmeden önce cebimden çıkarttığım telefonumdan Changbin'i engellemiştim.
Bugün Jisung'la şirketteyken yakında olacak defile için bazı tasarımlar hakkında konuşmuştuk. O da tasarımları merak etmiş ve görmek istemişti. Tasarımlar evde olunca da mecburen çıkışta onu eve getirmiştim. Şimdi Hyunjin'i göreceği için heyecanla kapıdan giren Jisung'a bakarkense acaba yanlış mı yaptım diye sorguluyordum.
İçeriye girdiğimizde muhtemelen kapı sesini duyan Hyunjin her zaman ki gibi salondan hızlıca çıkmıştı. Fakat bu hızı yanımdaki Jisung'u görene kadardı...
Hyunjin Jisung'u daha önce hiç görmediği için muhtemelen kim olduğunu sorguladığı sırada salondan çıkan bakıcı bize veda edip gitmişti. Öyle olunca ben de kuyruğunu huzursuzca sallayan Hyunjin'e dönmüş ve "Bu ortağım Jisung, birlikte birkaç işimiz olduğu için geldi." diye Jisung'u tanıtmıştım.
Jisung bunun üzerine bana dönmüş ve huysuz bir ifadeyle "Kendimi tanıtabilirdim." demişti. İçimden 'Ne fark eder' diye geçirmiş olsam da Jisung'a hiçbir söylememiş ve Hyunjin'e dönüp "Aç mısın? Açsan sana bir şeyler hazırlayayım." demiştim.
Bunun üzerine Hyunjin hâlâ sinirli bakışlarını yönlendirdiği Jisung'a bakmayı kesmiş ve "Hayır, seni beklerim." demişti.
Bundan sonra tekrar Jisung'a döndüğünde Jisung da bana yaklaşıp kulağıma doğru "Bana saldıracak gibi bakıyor." demişti. Bu gülümsememe sebep olduğunda Hyunjin'in Jisung'ta olan bakışlarının biraz daha sertleştiğine şahit olmuştum. Bundan hemen sonra da Jisung bana "O zaman biz odana geçelim." demiş ardından da Hyunjin'e dönüp gülümseyerek "Yakışıklı sahibini bir süreliğine çalıyorum." demiş ve sonra ikimizin de konuşmasına izin vermeden beni kolumdan tutup çalışma odama doğru yürümeye başlamıştı.
Bir saat kadar sonra işimiz bittiğinde Jisung yemeğe kalamayacağını söylemiş -ki zaten onu kimse davet etmemişti- ve ayrılmıştı. Bunun üzerine ben de Hyunjin'i çağırıp yemek yemeye karar vermiştim.
Hyunjin'in adını birkaç kez seslenememe rağmen karşılık alamadığım yarım dakika kadar sürenin sonundaysa evi gezip onu aramaya başlamıştım. Çünkü muhtemelen bir yerde uyuya kalmıştı.
Beş dakika kadar sonra Hyunjin'i önceden onun için hazırlattığım ve hiç kullanmadığı odada bulduğumda tahminlerimin aksine uyumadığını görmüş ve şaşırmıştım. Ardından da şaşkınca "Yemek yiyelim diyecektim. Sana birkaç kere seslendim, duymadın mı beni?" demiştim.
Bunun üzerine geldiğimden beri bana hiç dönmeyen Hyunjin kafasını benim olduğum tarafın tersi tarafına çevirmiş ve "Duydum." demişti.
Ne oluyordu şu an?
Birkaç saniye şaşkınca onun bu haline baktıktan sonra yatakta oturup boş duvara bakan Hyunjin'e doğru ilerlemiş ve yanına oturmuştum.
"Sorun ne?"
Yumuşak bir ses tonuyla konuştuğumda Hyunjin yine bana dönmemiş sadece omuz silkmişti. Bunun üzerine ben de "Neden bana bakmıyorsun?" diye sormuş ve çok geçmeden "Canım istemiyor. Jisung baksın sana." cevabını almıştım.
Kendimi gülmemek için zor tutarken Hyunjin'in yine beni kıskandığını anlamam uzun sürmemişti. Komik olansa hep saçma şeyleri kıskanıyor oluşuydu...
Bu düşünce istemsizce minik bir kıkırtının ağzımdan kaçmasına sebep olduğunda Hyunjin hemen sinirli bir yüz ifadesiyle bana dönmüştü. Bunun üzerine ben de hızlıca yüzümdeki ifadeyi ciddileştirmiştim.
"Gülüyor musun bir de?"
Sorudan çok bir siteme benzeyen cümlesinin ardından ben ciddi tutmaya çalıştığım sesimle "Özür dilerim." demiş ve bana hâlâ kötü kötü bakışlar atan Hyunjin'e "Sana kendimi affettirebilmem için sorunun ne olduğunu söyleyebilir misin? Yani gülmem dışında." diye eklemiştim, her ne kadar sorunun ne olduğunu tahmin ediyor olsam da...
Bunun üzerine Hyunjin yüzüne yerleşen sinirli ifade eşliğinde "Önce o Jisung denen kişiyle eve geldin ve ben tüm gün seni beklediğim halde bana hiç sarılmadın. Ama normalde hep sarılırdın. Sonra bir de o yetmiyormuş gibi Jisung sahibini çalıyorum dedi ve sen ona hiçbir şey söylemedin. Resmen seni benden çalmasına izin verdin." demişti.
Konuşması üzerine şaşkınca ona bakmaya başladığımdaysa "Bana şöyle bakma." deyip sağ eliyle gözlerimin üzerini kapatmıştı. Bu tatlı hareketi yüzüme kocaman bir gülümsemenin yayılmasına sebep olduğunda Hyunjin sinirli çıkan sesiyle "Hâlâ gülüyorsun, gülmesene." demişti.
Bunun üzerine ben zorda olsa gülümsemeyi bırakıp yüzüme ciddi bir ifade yerleştirmiş ardından da gözlerimin üzerindeki Hyunjin'in elini oradan indirerek ellerimin arasına almıştım.
Elinin dışına baş parmağımla minik daireler çizmeye başladığımda da "Özür dilerim, kafam çok doluydu. Yoksa bilerek sana sarılmamazlık yapmam." demiştim.
Bunun üzerine Hyunjin'in yüzündeki sinirli ifade kısa süreliğine yok olmuş ama sonra hemen kendini toparlamış ve "Peki Jisung'un seni çalması?" diye sorar bir ifadeyle konuşmuştu.
"Klasik Jisung işte, şakalaşıyordu. Ben de artık ona alıştığım için bir şey söyleme gereği duymadım. Çünkü ne söylesem boş."
Açıklamam üzerine Hyunjin'in yüz ifadesi az önceye göre biraz yumuşamış olsa da hâlâ tam olarak ikna olmadığı belliydi. Bunun üzerine ben de yüzüme üzgün göründüğünü düşündüğüm bir ifade yerleştirmiş ve "Affetmeyecek misin beni?" demiştim.
Yüz ifademi gören Hyunjin anında yumuşarken aşağıya doğru indirdiğim dudaklarımın iki tarafına parmaklarını koyarak onları yukarıya doğru çıkartıp kendince gülümsememi sağlamış ardından da "Affedicem tamam, üzgün olma." demişti.
Konuşması ve hareketleri kocaman bir gülümsemenin yüzüme yayılmasına sebep olduğunda parmaklarını dudaklarımın kenarlarından çeken Hyunjin "Ama bir şartım var." demişti. Bunun üzerine ben de kalkmak üzere olduğum yatakta biraz daha ona dönerek "Neymiş şartın?" demiştim.
Ondan sonra Hyunjin "Beni mutfağa kucağında taşımalısın." diye heyecanla konuşmuştu. Ben onun bu haline güldükten kısa süre sonra gelmesi için kucağımı pat patladığımdaysa hiç vakit kaybetmeden kucağıma yerleşmişti.
Bunun hemen ardından ben de boynuma sokulan kucağımdaki Hyunjin'i beline sardığım kolumla sabitleyip yataktan kalkmış ve mutfağa doğru ilerlemiştim.
iki bolum ust uste duz yazi bolumu attim cok gerginim su an🏃🏼♀️
en son 2018de ful duz yazi olan bi fic yazmistim ondan sonra hep text yazdim ve bu textlerin icinde de max 4 tane duz yazi bolumu yazdim su ansa bu ficin tum guzel olabilecek bolumlerini duz yazi olarak yaziyorum bu yuzden de coook gerginim her yazdigim bolumle ilgili hosunuza gider mi acaba diye dusunuyorum umarim begeniyosunuzdur
biraz destan yazmisim ama fikirleriniz benim icin cidden cok onemli onu anlatmak istedim🤚🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catboy ↦ hyunin ✔
FanfictionJeongin sadece sıradan bir kedi almak istemişti. 13.03.22 - 07.01.23