7

5.1K 598 798
                                    

Cebimden anahtarımı çıkartmaya üşendiğim için şifreyi kullanarak eve girdiğimde kolumdaki saati son kez kontrol etmiş ve sıkıntılı bir nefes vermiştim.

Normalde şirketten yedi gibi çıkmayı planlıyordum. Çünkü Hyunjin evde tekti. Ama çıkış saatime yakın işlere biraz fazla dalmıştım ve saat şu an dokuz buçuğa geliyordu...

Kapıyı arkamdan kapatıp çıkarttığım kabanımı asarken evde hiç ses olmaması dikkatimi çekmişti. Bunun üzerine pekte yüksek olmayan bir tonda "Hyunjin?" diye seslendiğimde bir süre sessizce beklemiş ama yine de cevap alamamıştım.

Belki de Hyunjin uyuya kalmıştır düşüncesi aklıma geldiğinde hızlıca yatak odama çıkmıştım. Sessizce girdiğim yatak odasını gözlerimle hızlıca taradığımda Hyunjin'in burada olmadığını görmem üzerine kısa bir süre şaşırsam da sonrasında çok oyalanmadan oradan çıkmış ve merdivenleri hızlı hızlı inerek salona girmiştim. Böylece de çok geçmeden aradığım şeyi bulmuştum.

Hyunjin salondaki büyük l koltuğun bir köşesine kıvrılmış uyuyordu. Aşağıya eğik duran kulakları, kendine sardığı kuyruğu ve elinin üzerine yasladığı yanağıyla fazlasıyla tatlı görünen Hyunjin'i bir süre öylece durup izledikten sonra yavaş adımlarla yanına ilerlemiştim.

"Hyunjin, ben geldim."

Yumuşak bir ses tonuyla konuşmam üzerine hafifçe eğilerek baktığım bedenin gözleri hızlıca açılmış ardından da yattığı yerde doğrulmuştu. O doğrulunca refleks olarak ben de doğrularak geri çekilmiştim ve bundan yaklaşık beş saniye sonra da arkamda duran l koltuğun diğer kısmında oturur pozisyona geçmiştim. Daha doğrusu geçirilmiştim, Hyunjin tarafından.

Pardon kucağıma atlayan Hyunjin tarafından...

Şokla gözlerim açıldığı sırada üzerime atlayan Hyunjin bana sarılmış ve fazlasıyla üzgün çıkan bir tonda "Neden bu kadar geç geldin? Benimle yatmayı sevmediğin için beni bırakıp gittiğini düşündüm." demişti.

Bu zaten şaşkın olan benim biraz daha şaşırmama sebep olduğu sırada Hyunjin sanki kucağıma atladığının yeni farkına varıyormuşçasına şaşkınca geri çekilmiş ve çekingence bana bakmıştı.

Muhtemelen sinirlenip sinirlenmediğimi anlamaya çalışıyordu...

Ben tabi ki sinirlenmemiştim ama aklım onu bırakacağımı düşünmesine takılı kalmıştı. Bu yüzden de yüz ifadem sinirli görünüyor olabilirdi belki, bilmiyorum.

Ama Hyunjin'in kısa süre yüzüme baktıktan sonra bakışlarını benden kaçırıp hemen ardından da kucağımdan kalkmak için bir hamle yapmasından anladığım kadarıyla evet, öyle görünüyordu.

Hyunjin kucağımdan kalmaya çalışınca ben buna izin vermeyerek ellerimi Hyunjin'in sırtına koymuş ve onu az önce ki gibi yakınıma çekmiştim. Bu bir nevi rahatsız olmadım demekti benim için ve Hyunjin de bunu anlamış görünüyordu. Bu sorunu hallettikten sonraysa hemen asıl aklıma takılan konuya dönmüştüm.

"Üzgünüm, işlerim çok uzadı. Sana böyle düşündürdüğüm için özür dilerim."

Tamamen kendi salaklığım yüzünden saati kontrol etmeyi unutmuş ve geç kalmış olsam da Hyunjin'e işlerimin uzadığı açıklamasını yaptığımda kafasını boynuma gömdüğü için boğuk çıkan tatlı bir ses tonuyla "Sorun değil. Beni bırakmamış olmana sevindim." demişti.

"Hyunjin, seni neden bırakayım? Bir kedi istiyordum ve artık bir kedim var. Bu durumdan memnunum."

Konuşmam üzerine Hyunjin önce bana sardığı kollarını sıkılaştırmış ardından da kafasını boynuma sürtüp birkaç mutlu mırıltı çıkartmıştı. Bu sırada bir yandan da yavaş bir şekilde kuyruğunu hareket ettirmeye başlamıştı.

catboy ↦ hyunin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin