0

42K 2.7K 4.2K
                                    

Haiiii, Şevval'in renkli dünyasına hoş geldiniz. Bu bir vampir hikayesidir, koltuklarınıza yaslanın ve kemerlerinizi sıkı bağlayın, sizlerle uzun bir yolculuğa çıkıyoruz :))

Buraya kurguya başladığınız tarihi alabilirim! Xx

Bu kurguda ağır smut+şiddet+argo kelime içeren içeriklikler barınacaktır. Rahatsız olanlar hiç başlamadan sayfayı terk edebilir! ;)

Ayrıca fic mini fic şeklinde ilerleyecek, yani bölüm uzunlukları 1000-1500 kelime aralığında olacak genellikle, açıklama kısmında da belirttim ama yine de bilginiz olsun Xx

Aa bu arada bu fic vampirler hakkında normal bildiğiniz bilgilerin dışında ilerleyebilir, tamamen kendi hayal dünyama göre işleyeceğim çünkü, ne zaman ne olacağını ben bile bilemiyorum :D İlk vampir ficim de hayırlı olsun o halde jsjsjs

Keyifli okumalar dilerim yavru vampirciklerim bol bol oy ve yorum isterimmm <33

**

Kulaklığımın aniden başımdan çekilip çıkartılmasıyla, Hoseok hyungun panikle yükselen tiz sesini duymam bir oldu.

"Jungkook."

Dinlendirmek için yumduğum gözlerimi aralayıp koltuğumun önüne dizleri üstüne çömelen Hoseok hyunga baktım. Görüş alanım gözlerimi kapalı tutmamın etkisiyle buğuluydu.

"Sorun ne?" diye mırıldandım, bir süredir konuşmadığım için sesim olağanüstü derecede boğuk çıkmıştı.

"Şu mezarlıktan çok garip sesler geliyor ya, niye böyle bir eve taşındın ki sen?!" diye huysuzca söylendi kulaklığı göğsüme bırakırken. Ardından çöktüğü dizleri üstünden doğrulup yayıldığım koltuğun kolçağına, ayakucuma otururken, irkilmiş gibi elleriyle omuzlarını sıvazladı.

"Hyung, kirası uygundu ve biliyorsun ben böyle şeylerden korkmuyorum." diyerek umursamaz bir tavırla omzumu silktim. Tıp okuduğum için neredeyse 2 yıl boyunca kadavralarla bir arada kalmış ve cesetlerin resmini çekip sisteme işleyerek morga kaldırmış biri olarak bana bu tür şeyler hiç ürkütücü gelmiyordu. Artık bu işi yapmaya son vermiştim gerçi, bir ajansım vardı ve genel olarak reklam çekimlerine çağırılıyordum.

Ben düşüncelerimde boğulurken Hoseok hyung huysuzca dudaklarını şişirerek ofladı. "Tam senin odanın penceresinden mezarlık görünüyor. Bu görüntü ve sesler seni gerçekten ürkütmüyor mu yani?" diye soludu inanamaz bir şekilde, sesi son derece tizleşmişti.

Başımı telaşsız bir tavırla iki yana salladım. "Tecrübe etkisi,bana çok normal geliyor. Kadavraların tüm çekimlerini yapıp bilgisayara işledikten sonra, gözüne veya ağzına sinek girdiği için gözü veya ağzı açılan ve bu şekilde hareket eden  ölülere bir çok kez denk geldim hyung."

Dizlerini sıvazlayarak kollarını kaldırdı ve kazağının kollarını hafifçe sıyırarak bileklerindeki tüylerini işaret etti. "Ayhhh sus Jungkook, ödümü kopardın yaa. Tüylerim diken diken oldu, sen nasıl 2 yıl boyunca o işi yapabildin, inanamıyorum. Çok soğukkanlısın Jungkook, ben kalpten giderdim öyle bir ortamda, hele de geceleri..." Yüzünü buruşturarak dehşete kapılmış bir şekilde homurdandı.

Çarpık bir şekilde güldüm. "Alışkanlık olmuş, bana normal geliyordu işte. Ayrıca sesleri dindirmek için müzik dinle, yardımcı oluyor." diyerek ona göz kırptığımda ayaklarını parkeye gürültüyle vurdu.

"Genişliğin dillere destan cidden, ay yok ben geceleri sen de kalamam kusura bakma Jungkook." diye söylenerek bir hışımla ayağa kalktı ve ellerinin ayalarıyla kollarını ovalayarak odanın içerisinde gergince turladı.

OBSESSED • TAEKOOK  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin