15

15.6K 1.8K 1.1K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Ay bu ficte smut yazmak bir nasip olmadı, ramazandan sonra umarım. Bu bölüm ekşınlı epeyce, soluklanarak okuyun ehehhe.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Başımı önüme çevirip Hoseok ile bakışlarımı buluşturdum. "Şey ben e-" diye geveledim ne diyeceğimi bilemez bir şekilde başladığım cümlemin devamını tamamlamadan susmayı seçtim.

Tam o sırada Taehyung masamızın dibinde bitip yaslandığım sandalyenin üzerinden kolları omuzlarıma uzandığında sertçe yutkundum. "Aaaa komşumda burdaymışş. Jungkook nasılsın ya?"

Gözlerim şokla irileşirken, onun sessizce beni bekleyip dikkat çekmeyeceğim diyerek sözünü tutmadığı gerçeğiyle yüzleştim.

"Aa siz komşu musunuzz? Jungkook bundan bahsetmemişti." Hoseok'un neşeli sesi sona doğru iğneleyici bir tavra bürünürken ikimiz arasında mekik dokuyan bakışları benim üzerime çevrildi.

Gözleri sorgulayıcı bir hâl alırken, bana kaş göz işareti yaptı. Onun aslında ne ima etmeye çalıştığını anlayınca, ağzından saçma bir şey fırlamadan önce ayağımı masanın altından ona doğru uzatıp ayakkabımın tabanıyla ayağını çokta sert olmayacak şekilde ezdim.

Yüzünü buruştururken inlememek için kendini patlayacakmış gibi sıktı. Yanakları kıpkırmızı kesildi.

Tam o sırada, kafenin kapıları gürültüyle çarpıp hemen ardından kulaklarımda bir silah sesi patladığında kafenin içindeki herkes çığlık atmaya başladı.

Hoseok refleksle öne doğru eğilirken, Taehyung ise hızla beni korumak amacıyla önüme geçti. "Masanın altına- ahh siktir!" Arka arkaya silah sesleri patlarken şok içinde kilitlenip kaldım. "Vu-vuruldun mu?"

"Masanın altına geç!" diyerek beni ittiğinde, Hoseok ile burun buruna geldim. O çoktan masanın altına saklanmıştı bile.

Elleriyle kulaklarını kapatırken gözleri dolu dolu oldu. "Ne oluyor yaaaa!"

Silah sesleri susmak bilmezken, Taehyung'un az önce vurulup vurulmadığını idrak etmeye çalışırken, hemen sandalyenin yanına yere gürültüyle yığıldığını görünce dehşetle sarsıldım. Siktir!

Çenesi kaskatı kesilmişti ve ağzından siyah bir sıvı süzülmeye başlamıştı. Beynimde şimşekler çaktığını hissettim. Ona... Ona bir şey oluyordu şu anda... Bu siyah sıvı neyin nesiydi?!

Şok içinde masanın altından fırlayıp emekleyerek yanına gittim. "Taeh-Taehyung iyi misin?" diye soluduğumda beni itekleyerek kendinden uzaklaştırmaya çalıştı, lakin o kadar az güç uyguladı ki, buna dahi gücünün kalmadığı düşüncesiyle çalkalandı beynim.

 "Taehyung gözlerin..." Kırmızı gözleri açığa çıkmıştı, ama şu an çok daha sönük şekilde görünüyorlardı. O iyi değildi. Tanrım ona gerçekten bir şeyler oluyordu!

Başımı kaldırıp etrafa bakındığımda, herkes koşturarak kafeden kaçıp giderken, tek bir insanın dahi yaralanmadığını görünce bir şok daha sarstı bedenimi.

Yere vurulup düşen tek kişi Taehyung'du ve onların asıl hedefi biz değildik, Taehyung'tu. Tanrım! Onun vampir olduğunu bilerek mi bunu yapmışlardı?!

Elinde silahlarla dikilen üç izbandut gibi adam, yalnızca Taehyung'a ateş etmişti... Bunun başka açıklaması olamazdı!

Taehyung'un bedeni elektrik akımına uğramış gibi titremeye başlarken, her aldığı solukta daha çok terlediğini fark ettim.

OBSESSED • TAEKOOK  ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin