Haiii, vampirellanız geldi hahayd :D Nabersiniz awww? Ben de bomba gibiyim, umarım bu fic sevilir, değer görür sizler tarafından. Bir günde 2. Bölüm ama alışmayın tamam mı sjjsnsns
Bölüm sonunu anlamayanlar, bölüm sonundaki notumu okuyabilir, değindim orada açıklamasına <3
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim yavru vampirlerim! Xx
**
Bana dümdüz baktığı için rahatsız olduğumu ona hissettirmemeye çalıştım. "Lenslerin güzelmiş dostum!" diye bağırdım kıkırdayarak, son derece alaycı bir sesle.
Elleri ceplerinde ve dik bir duruş sergiliyor, tek kelime dahi etmeden doğrudan eve doğru bakıyordu lazer gibi parlayan kırmızı gözleri.
"Evimin önünde ne yaptığını sormuştum? Dilini mi yuttun!" diye bağırdım yeniden, bir yandan da pencereye abanarak ikinci kattan aşağıya doğru sarkarken.
Yine sessizliğini korudu. Tek kelime dahi etmeden montunu çekiştirip savurarak topukları üstünde u dönüşü yaptı sonra.
Mezarlığın aralık demir kapısından içeriye girdi ve uzaklaşmaya başladı. O ilerledikçe mezarlığın demir kapısı gürültüyle çarpıp açılarak gecede derin bir yankı bırakıyordu.
"Bekle." diye bağırdım arkasından. Ama durmadı, duymazdan geldi beni. Şüphe ve kaygı dolu gözlerle o gözden kaybolana dek arkasından bakmaya son verip önce pencereyi kapatıp ardından perdeyi çekerek örttüm.
Garip bir kuşku sarmıştı benliğimi. Bu kırmızı lensli gizemli herif her kimse, umarım burayı mesken etmezdi. Beni korkutmaya çalıştıysa da bu isteğini yerine getirip gerçekleştirmesine izin vermeyerek ona meydan okuduğumu düşünüyordum.
Hava serin olduğu için tüylerim diken diken olmuştu. Düşüncelerimden sıyrılıp koşturarak yatağıma geri girip pikeyi üstüme çekerek örttüm ve kitabıma geri döndüm.
***
Gece boyunca mezarlıktan gelen sesler eşliğinde bir sağa bir sola dönüp durmuş ve doğru düzgün uyuyamamıştım. 1 haftadır, ilk defa gece beni uyku tutmamıştı.
O kırmızı gözlü kişi aklıma takılmıştı feci şekilde. Neyin nesiydi, gecenin bir vakti neden evimin arka bahçesinde dikilip oturduğum katı dikizler gibi bakıyordu anlam verememiştim. Üstelik herhangi bir karşılıkta vermemişti bana. Sanırım en çokta cevap vermeyişine takılmıştım.
Sabaha karşı biraz da olsa uyuyabilmiştim ama kargaların kaba sesiyle çok kısa sürede uyanmak zorunda kalmıştım.
İlk işim ayılabilmek ve kendime gelebilmek amacıyla güzel bir duş almak olmuştu. Sonrasında da cilt bakımlarımı tamamlamış, saçlarımı kurutup hafif şekillendirdikten sonra kendime atıştırmalık sandviç hazırlayıp onu mideye gömmüştüm.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra gözlerimin altının hafiften morarması nedeniyle kapatıcı sürüp cilt tonumu eşitlemek amacıyla bb krem sürmeyi de ihmal etmedim. En son lipbalmımı sürdükten sonra evin içinde iç çamaşırımla dolanmaya son verip giysi odamdan dün gece yatmadan önce giymek için ayarladığım siyah takımı çıkarttım.
Üstüme siyah, uzun kollu, ceket tarzı v yakalı crop ve altıma da siyah dar kot pantolonumu giydim. Ceketin içinden sarkan zincirlerin soğuk yüzü sayesinde tenim ürperirken siyah ceket crop'un yakalarını ve zincirlerini ıslık çalarak düzelttim.
Pantolonumun kemerine sıkışan gümüş rengi zincirleri de düzeltip kalçalarımdan gelişigüzel bir şekilde aşağıya doğru sarkmalarını sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBSESSED • TAEKOOK ✓
FanfictionJeon Jungkook'un yeni taşındığı evin hemen arka bahçesinin birkaç metre ötesinde bir mezarlık vardı. Her gece istisnasız o mezarlıktan sesler geliyordu ve Jungkook fazlasıyla meraklıydı. Mini fic, bölümler kısa kısa çerezlik:) Semetae! Ukekook! Yan...