Haiiii, ben geldiim. Nabersiniz, özlediniz mi Obsessed'i? :D Ağğğğ şu fic ne zaman değerlenecek awww?
Bakınızz oy ve yorumlarınızı, desteklerinizi bekliyoruuum. Tiktokta edit yapıyorsunuz görüyorum, ama beni etiketlerseniz çok daha mutlu olurum, göremeyince üzülüyoruuum çünkü. Tiktok hesabım: Sevvyniz :')
Eheheh yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim <333
**
"Yoksa... Dönüşmek mi isterdin?" Soğuk nefesleri tenimi yalayıp geçtiğinde titredim. Vampirler ile aynı dünya üzerinde yaşıyor olduğum gerçeğini bile hazmetmekte zorlanıyordum. Bir kaç saat önce komşumun vampir olduğunu öğrenmiştim ve onun düşmanlarından biri olan Seojun'un aynı şekilde beni öldürmek üzere saldırmasına şahit olmuştum. Şu anda nefes alabiliyor olmam bile mucize gibi geliyordu o yaralanmalarımın üstüne...
"Ben... Evet. Hayır yani, yok. İstemem." Dudakları dudaklarıma tehlike arz edecek şekilde yakınken tam anlamıyla toparlanmayı başaramamış zihnim sebebiyle doğru düzgün bir cümle dahi kuramamış, tartamamıştım dudaklarımdan dökülen kelimeleri.
Tek eli yüzümde oyalanarak, yanağımı okşamaya devam ederken, diğer eli bel boşluğuma yerleştiğinde soğuk dokunuşlarının esiri oldum. İçimden koca bir ürperti geçti gitti buz gibi soğuk ellerinin temasıyla.
"Hayatını ikinci kez kurtardım." dedi ağır ağır, derin sesi kulaklarıma çarpıp geçerek. Sertçe yutkunurken burnunun ucu burnuma neredeyse sürtünen, dibimdeki erkeğin çakmak gibi parlayan gözlerine kirpiklerimi kırpıştırarak baktım.
Gerçekten de beni kurtarmıştı. Seojun'un kolları arasında ölümle yüzyüze kaldığım anlar gözlerimin önünde perdelenirken elektrik akımına kapılmışım gibi sarsıldım.
Sadece yaşadığım o anları düşünmek bile beni dehşete düşürecek kadar ağırdı. İçimde depremler olmuş gibi sallamıştı beni. Resmen ölümden dönmüştüm...
Hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım. Ve ölüme bu kadar yakın hissetmemiştim...
"Teşekkür ederim. Ben... Gerçekten ölüyorum sanmıştım." Göğsüm parçalandığında o kadar canım acımıştı ki, o yaşadığım acıyı kelimelerle bile tarif edemezdim. Ölümle burun buruna gelmiştim ve bu ikinci kez gerçekleşmişti. Artık ilkini de Taehyung sayesinde hatırlıyordum.
Her ne kadar bana gösterdiği görüntülerin -bir an için- oyun olduğunu düşünsem de aslında gerçekleri söylemişti, ama bunu anlamak için çok gecikmiştim. Kaçmak her zaman daha kolay yoldu ve ben de kaçmayı tercih etmiştim.
Kafamın dikine gidip ona resti çeken ben değilmişim gibi, sonrasında ondan yine yardım dilenirken bulmuştum kendimi. Çünkü biliyordum bir tek beni kurtaracak, bana yardım edecek birisi varsa onun olduğunu...
"Teşekkürünü kabul etmem için tek bir teklifim var." dedi zihnime balta saplayarak, düşüncelerimin derinliğinden sıyrılmamı sağlarken.
Burnunu yanağıma sürtecek şekilde başını hafifçe kaydırdığında, tenimi esir alan solukları eşliğinde kasıklarıma sancı girdi ve midem kasıldı.
"Öp beni. Bir öpücüğü hak ettim artık, iki kez hayatını kurtard-" Yakalarından tutarak hafifçe geriye kaydırdığı başını bana doğru çekerek sözlerinin devamının havada asılıkalmasını sağladım. Göğüslerimiz büyük bir çarpışma yaşadı. Lakin dudaklarımı dudaklarına bastıracakken duraksadım.
Hızlı girişimim hızlı bir şekilde sonuçlanırken, "Öpemem." dedim ve başımı geriye çekip kolları arasından sıyrılarak beni kıstırdığı lavabo taşı ve bedeni arasından ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OBSESSED • TAEKOOK ✓
FanfictionJeon Jungkook'un yeni taşındığı evin hemen arka bahçesinin birkaç metre ötesinde bir mezarlık vardı. Her gece istisnasız o mezarlıktan sesler geliyordu ve Jungkook fazlasıyla meraklıydı. Mini fic, bölümler kısa kısa çerezlik:) Semetae! Ukekook! Yan...