blood

347 57 36
                                    

Yumruklayarak kapıyı çalan kişi her kimse onu öldürmek istiyordum.

Hızla yataktan kalkıp odadan çıktım ve merdivenleri hızlı hızlı aşağı inerek dış kapıyı açtım.

Ancak karşımda polisleri beklemiyordum.
Gerginlikle etrafa baktım, vampirlerin hiçbiri ortalıkta görünmüyordu.

"Merhaba, şehirde alınan bir uyarı sebebiyle geldik. Zaten haberiniz vardır ama yine de sizi uyarmak durumundayım. Bu bölgeye de tıpkı şehire yapıldığı gibi sokağa çıkma yasağı uygulamayı planlıyoruz. Kendinizi buna göre hazırlayın."

Sadece bir uyarı için mi gelinmişti? Pekala, çok rahatladım.

"Teşekkür ederiz uyarınız için fakat böyle bir yasağa gerek duymuyorum. Bu saçmalıklara inanıyor musunuz cidden?"

Arkamdan Minho'nun sesi geldiğinde polis memurunun odağı artık ben değildim.

Adam bir süre arkasındaki polislere gergince baktıktan sonra kasıntı tavrından uzaklaştı ve rahat bir tavırla konuştu.

"İki gencin ortaya attığı saçma sapan bir durum aslında. Kimse inanmıyor ama bize verilen emre uymak zorundayız."

Minho kafasını sallayıp elini belime koydu ve beni kendine yaklaştırarak polisten biraz uzaklaşmama sebep oldu.

"Siz yine de böyle bir yasak gelmemesi için uğraşırsanız sevinirim."

Polis boğazını temizleyip değişen tuhaf ifadesiyle kafa salladıktan sonra konuştu ve sözleri bittiğinde diğerleriyle birlikte yavaşça uzaklaştı.

"Elimizden geleni yapacağız. Her ihtimale karşı dikkatli olun lütfen."

Polis gittikten sonra hâlâ belimde olan elini çekti ve bana boş gözlerle bakmaya başladı.

"Bir daha dünya yansa dahi, bu kapıyı asla sen açma. Tamam mı?"

Düzgünce bir soru sormuş olmasına mı şaşırsam, yoksa bu ilk kez gördüğüm sakinliğine mi bilememiştim.

Ha bir de belimi falan tutması vardı tabii. Neden böyle bir şey yapmıştı ki?

"Adamın zihninde sana karşı hoş olmayan düşünceler vardı. Bu yüzden yaptım."

Arkasını dönüp bir insan hızında uzaklaştığında o gözden kaybolana kadar olduğum yerde durmuş ve ardından ben de odaya çıkmıştım.

Fakat içeri girmeden adımlarımın yönünü değiştirerek Minho'nun -yani Jisung'un- odasına yönelttim.

Kapıya hafifçe tıkladıktan sonra 'gir' komutunu duymak yerine kapıyı açıp dışarı çıkan Minho'yu gördüm.

Doğru ya, o odaya kimseyi sokmuyordu.

"Ben...merak ettim de. Yani, nasıl bu kadar kontrollü ve rahattın o adamların karşısında? Üstelik çok kötü görünüyorsun. Yani...yorgun(?)"

Yutkunup kuruduğu çok net görünen dudaklarında dilini gezdirdi ve bayık bakışlarla bir süre bana baktı.

"Ben açım, Hwang. Uzak dur. Kriz geçirmek istemi---"

Sendeleyerek kapıya tutunduğunda, bir kolunu tutmuş ve ayakta durması için bana yaslanmasına izin vermiştim.

Ayakta duracak hali yoktu.

"Vampirler nasıl ölür biliyor musun Hwang?"

Yutkunarak başımı aşağı yukarı salladım.

"Yakılarak ya da kalbine saplanan kazıkla."

like wine, hyunho ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin