6. Yaş

390 24 48
                                    

Lefu'nun anlatımıyla...

Bugün annemin evden gidişinin 35'inci günüydü. Onu ve kardeşimi çok özlemiştim. Neden giderken beni de almamıştı ki? Babamı da seviyordum ama annemi çok özlemiştim. Beni görmeye gelmiyordu...

Salona kapının zil sesi yayıldığında oturduğum yerden kalkıp kapıyı açmaya gittim, babam gelmiş olmalıydı.

Parmak uçlarıma yükselerek kapının kulpunu indirdim. Babam gözleri kızarmış, saçları dağılmış şekilde ayakta zor duruyordu. Annem gittiğinden beri onu çok sık böyle görüyordum.

Babam beni omzumdan sertçe iterek içeri girdi. Arkasından bende salona gittim. Eski koltuklarımızdan tekli olana oturmuştu. Salona girdiğimde bana baktı. "Bana yemek hazırla, acıktım." Dedi. Ben yemek yapmayı bilmiyordum ki, nasıl yapacaktım? Annem gitmeden önce bana yumurta yapmayı göstermişti, yumurta yapabilirdim.

Mutfağa gidip dolabın önüne tabure iterek üstüne çıktım. Çıkarken iki kez düşmüştüm ama canım yanmamıştı. Dolapdan iki tane yumurta alıp tabureden indim. Dolabın kapağını kapatarak tebureyi tezgahın önüne ittim.

Üstüne çıkarak bu seferde ahşap dolapdan tabak aldım ve yumurtalatı tezgaha vurup tabağın içinde kırdım.
Başarmıştım. Yumurtayı kırmıştım.
Gülümseyerek diğer yumurtayı da kırdım. Tabaktaki yumurtadan çıkan koyu sarı, açık sarı ve beyaz şeyleri karıştırdım.

Tekrar tabureden inip bu sefer ocağın önüne iterek üstüne çıktım. Ocağın yanında küçük bir şişede suya benzer bir şey vardı. İsmini bilmiyordum. Ondan tavaya döktüm. Annem çok fazla dökmemişti, bende çok fazla dökmedim.

Ocağın düğmelerine iki elimle bastırıp çevirdim ve yanında ki şeyle -onun da ismini bilmiyorum- bastırdığım ocağın altını yaktım. Biraz bekledim, annemde beklemişti. Çok geçmeden yumurtaları tavaya döktüm. Birazcık karıştırıp zorla açtığım ocağı kapattım ve tabureden inip yumurtayı tepsiye koydum. Yanına ekmek de aldım ve salona gidip tepsiyi babamın önüne koydum.

Babam beni baştan aşağı süzdü ve "Büyümüşsün." dedi gülümseyerek.

Bende babam gibi gülümseyerek etrafımda döndüm, "Evet baba, bak kocaman oldum ben." dedim. Yarın doğum günümdü, acaba hatırlıyor muydu?

Babamın karşısına oturarak yemeğimi beğenip beğenmediğine baktım. Babam ekmeğini yumurtaya bandırdı ve ağzına attı. İlk başta gülümsüyordu ama bir anda yüzü buruştu, lokmasını masaya tükürdü ve yemeğimi yere attı. Yemeğim döküldü. O benim ilk yemeğimdi.

"Bu nasıl yemek lan. Kocaman kadınsın bir yumurta yapamadın mı?" diye bağırdı. Yüzüm düştü, gözlerim doldu ama belli etmedim. Ben sustum, babam benim üstüme geldi. Geriye adımlayarak babamdan kaçtım.

O gün babam yumurta yapamadığım için beni dövdü. Ne kadar dövdü bilmiyordum ama uyuya kalmıştım, sadece onu biliyordum.

O gün şeytan dedikleri kız çocuğu, Lefu, üvey babası tarafından saatlerce şiddete maruz kaldı. En sonunda dayanamayarak küçük bedeni acıdan yere yığıldı.
Bayılmıştı ama o uyuduğunu sanıyordu.

🔗

Gözlerimi zorla açtım. Bugün doğum günümdü. Vücudum çok acıyordu ama bugün doğum günümdü, morlukların bir önemi yoktu.

Zorla uyuduğum yerden kalkarak heyecanla "Baba!" diye bağırdım. "Bugün benim doğum günüm, baba!"

Babam cevap vermeyince koşarak odasına girdim. Evde yoktu. Doğum günümü hatırlamamışmıydı? Neden evde değildi?

VEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin