18. Yaş

54 8 0
                                    

Azmi Payidar'ın saniyeler önce bir korumaya bıraktırdığı ilk yardım malzemelerini almak için ayağa kalktım.

Ne kadar süredir yerde uzanıyordum bilmiyorum ama aniden ayağa kalktığım için olsa başım dönmüş midem bulanmıştı. Bir süredir yemek yemiyordum ve bu akşam bu yüzden dövülmüştüm. Kısa bir süre sonra ise onun isteklerini karşılamadığım için dövülmüştüm. Çok fazla dövülmüş olmalıydım yoksa göğsüm ağrımaz, nefesim daralmaz ve yüzümden kanlar akmazdı.

Yavaş adımlarla kapının önüne bırakılan pansuman malzemelerini alarak yatağıma oturdum. Keşke bir ayna olsaydı ve yüzümün ne halde olduğunu görebilseydim. Neredeyse bir senedir aynaya bakmıyordum, baksam da bir şey değişmeyecekti, belki aynada ki kendi halime acırdım ve bir kez de kendim için ağlardım.

Dişlerimle ısırmaktan patlamış olan dudağım kendini hatırlatmak istercesine sızladı. Küçük çantada ki tentürdiyot ve pamuğu çıkarttım. Küçük pamuğa üç damla tentürdiyot damlatarak pamuğu dudağımın kenarına dokundurdum. O an dudağımın tamamen parçalandığını fark ettim. Tentürdiyotun bir işe yaramayacağını hissettiğimde pamuğu dudaklarımdan uzaklaştırdım.

Nefesimin daraldığını hissettiğimde derin bir nefes aldım. Son bir iki ayda çok fazla nefesim daralıyordu, bunu neredeyse her gece yaşadığım şeylere bağlıyordum.

Elimle yüzümü ovuşturarak ayağa kalktım ama elime temas eden sıcaklıkla duraksayarak elime baktım. Büyük ihtimalle dişlerimle ısırmaktan parçaladığım dudaklarım haricinde yüzüm de parçalanmış olmalıydı ki elim bile kanlar içinde kalmıştı. Peki neden acımıyordu? Neden bir senedir canım yanmıyordu? Mehir'in veda ettiği ve bu odaya tekrar hapsolduğum geceden sonra canım neden o gecekiler gibi yanmıyordu? Artık hissetmiyor muydum ya da alışmış mıydım? Bir insan zarar görmeye alışır mıydı? Canının yanmasına, alışır mıydı?

Gözümden akan yaşın, yüzümde çizdiği yollar yanmaya başladı. Yandı, yandı ve sol tarafımda ki yangın sağ tarafıma da sıçradı. Gücümün tükendiğini hissettiğimde az önce kalktığım yatağa geri oturdum. Yüzümde ki yangından kaçan insanlar boğazımda büyük bir düğüm haline geldi. Bu hissin geçmesi için defalarca yutkundum ama her seferinde daha da çok arttı. Canım yanmaya başlamıştı. Canım bir sene önce ki o gecekiler gibi yanıyordu. Yüzümde ki yangın büyüdü ve vücudumu etkisi altına aldı. Boğazımda ki düğüm nefes almamı zorlaştırırken geriye kayarak yatağa uzandım. Kafamın altında ki yastığı ellerimin içinde sıkarken daha fazla dayanamadım, belki de boğazımda düğüm olan insanlar kaçmak istedi ve ben hıçkırmayı bırakarak çığlık atmaya başladım. Bitsin istiyordum, tüm bunlar bitsin ve ben yine annemin yanında Mehir'le birlikte yatayım istiyordum. Annem bebek sever gibi yavaşça saçlarımı okşasın, aldığım nefeste begonvil çiçeği koksun istiyordum. Onları özlüyordum, çok fazla özlüyordum. Annemi, Mehir'i ve hatta Berge'yi bile özlüyordum. Aklıma gelen şeyle nefes alamadığım halde hızlıca ayağa kalkarak banyoya koştum ve küçük dolaba sakladığım tişörtü çıkartarak kendi tişörtümün üstüne giydim. Kokusu gitmişti, belki Berge hâlâ ölüm kokuyordu ama bu tişört artık kokusuzdu. Bu ağlamamı arttırdı ve boğazımda düğümlenen insanlar daha hızlı kaçmaya başladı. Çığlıklarım arasında dizlerimin üzerine düştüğümde dizlerimin de parçalandığına emindim.

Ellerim tişörtün yakalarına sarıldığında yere kapanarak çığlıklarım arasında konuşmaya başladım. "Allah'ım, artık dayanamıyorum, bu bir sınav mı? Canım çok yanıyor. Ölmek istiyorum." Tişörtü sıkan ellerimden birisinin avuç içiyle bastırarak gözlerimi silmeye başladım. Yüzümden yere damlayan kırmızı sıvıyı görmemle nefesim kesildi ve sol tarafıma devrildim. Gerisi büyük, korktuğum o karanlık.

🔗

"Ben elimden geleni yaptım. Artık onu bir hastaneye götürüp tedavi ettirmelisin yoksa her an bu odada onun cesedini bulabilirsin."

"Metin, benim ona ayıracak bir vaktim yok. Eğer bir gün bu odada cesedini bulursam da hiç sorun olmaz."

"Azmi, neden bu kızdan bu kadar nefret ediyorsun sen?"

"Ondan nefret etmiyorum. Sadece zevk alıyorum, acı çekmesinden."

"Kızı tedavi ettirmezsen ölecek, bu nasıl bir zevk? Azmi sen delirdin mi?"

"Hayır, zevk aldığın bir şeyi yapmak delilik sayılmaz."

🔗

Gözlerimi yavaşça açarak bakışlarımı etrafta gezdirdim. Odamdaydım, koluma bir serum bağlanmıştı. Büyük bir ihtimalle bir tür kriz geçirmiş ve bayılmıştım. Bu sıralar çok fazla kriz geçiriyordum, nefes alamıyor ve midem bulanıyordu, daha sonra yemek yiyemiyor ve bunun için dövülüyordum. Bazen hemen bayılmıyordum, korumaların bıraktığı küçük çantada ki malzemelerle kendimi tedavi ediyor, bazen de fiziksel acının haricinde ruhsal acıdan dolayı ağlama krizine giriyordum ve sonuç yine bu yatak ve serum oluyordu.

Yorgundum, bedenim ve ruhum yorulmuştu. Gözlerimi kapatarak tekrar uyumaya çalıştım, uyuyunca yorgunluğumun geçtiğine inanıyordum ama her seferinde daha fazla yorgun uyanıyordum.

Kapının açılmasıyla uyuma umuduyla kapattığım gözlerimi geri açtım. Yine her zaman ki gibi Metin adında ki adam güler yüzüyle odaya girmişti. "Nasılsın Lefu?" Nasıl mıydım? Dövülmekten yüzüm parçalanmıştı, her gece işkenceye ve tecavüze maruz kalıyordum, annemi ve kardeşimi kaybetmiştim, Berge yanımda değildi ve artık beni kurtaramazdı, yorgundum, nefesim daralıyordu ve midem bulanıyordu. Nasıldım acaba? "Her geldiğinde şu soru sormaktan vazgeç nasıl olduğumu gayet iyi biliyorsun." Gülümseyerek kafasını önüne eğdi. Metin denilen adam Azmi Payidar'ın anlattığına göre ailesiyle yaşadığı evde ki komşularının çocuğuydu. Yıllardır arkadaşlıklarını korumuşlardı. İlk gördüğümde Metin denilen adamın beni kurtaracağını düşünmüştüm çünkü beni gördükten sonra Azmi Payidar ile büyük bir kavga etmişlerdi ama sonuç o da Azmi Payidar'a göz yummuştu.

Yavaş adımlarla yanıma gelerek bitmiş serumu kolumdan çıkarttı ve küçük bir gülümsemeyle "Geçmiş olsun kızım, kendine dikkat et." Diyerek arkasını dönmüş ve odadan çıkmıştı. Ondan da nefret ediyordum, yardım çığlıklarımı duymazlıktan gelen herkesden nefret ediyordum.

Derin bir nefes alarak sol tarafıma dönerek gözlerimi kapattım. Uyumak ve kısa süreli de o olsa bu cehennemden soyutlanmak istiyordum.

VEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin