Ders bitiş zilinin çalmasıyla Solar, Hwasa ve Minsoo rahat bir nefes aldılar. Okul bugün gereğin daha fazla uzamış gibiydi.
"Bıktım ben şu matematik denilen hain öğrenci katili dersten." Solar eşyalarını toplamak yerine başını sırayla birleştirip söylenmeyi tercih ediyordu.
"Bebeğim bence söylenmeyi bırakıp bir an önce toparlan yoksa ikiz olduğumuza bin şahit isteyen o Jongsoo denilen yaratık gelip burayı dağıtır. Bak gelmesi an mesel..."
"Bizim kızlara uyuşuk demek hakaret olur. Uyuşuk kelimesinin direk beden bulmuş hali onlar." Jongsoo bir yandan söylenirken bir yandan da güzel kızlara gülücük dağıtmakla meşguldü.
Solar onu görünce hızla çantasını toplayarak sırasından kalktı. Yandaşları Hwasa ve Minsoo'yu kolundan tuttuğu gibi çekiştirerek sınıftan çıktı. Bir yandan da en edepsiz küfürlerini Jongsoo'ya gönderiyordu.
"Jongsoo öküzü yine seni sinir edecek ne yaptı? Ya ben üvey olmaya razıyım yeter ki kimse o mandayla ikiz olduğumu iddia etmesin." Minsoo derin bir hüzünle yakındı her zamanki gibi.
"Pardon derin muhabbetinizi bölüyorum ama hatırlarsanız bizim küçük olan okuldan eve tek dönemeyecek olan zavallı kanişlerimizi almaya gitmemiz gerekli. Tamam bende sizin kadar hüzünlüyüm ben varken burada taş gibi kızları varken neden başka çocuk yaptılar anlamıyorum. Ama onları görmezden gelemeyiz. Görmezden gelmeyi ne kadar çok istesekte.." Hwasa ters yöne giden sersem ikiliyi durdurarak söylendi.
"Bir fikrim var. Bence çocukları Jongsoo alsın okullarından. Hem böylece eve gidene kadar bizi delirtemez." Minsoo parlak fikriyle öne atıldı.
"Hıııı tabi olur canım hemen... Sonra senin o gerizekalı ikizin eve gelene kadar çocukların 2-3 tanesini kaybetsin." Solar sinirle tısladı.
"Normal konularda zıtlaşan ikili olarak söz konusu Jongsoo olunca nasıl bu kadar mükemmel senkronize oluyorsunuz anlamıyorum." Hwasa şokla ikiliye bakarken arkalardan Jongsoo'nun sesi duyuldu. Solar ve Minsoo Hwasa'yı peşlerinden sürükleyerek arkalarında derin bir toz bulutu bırakarak yok oldular....
********
"Kim Jongin!!!! Eh be adam sana kırk defa çocuklar ortalıktayken sinsice yaklaşma diyorum." Kyungsoo belindeki elleri çözemeyince elindeki bıcağı göstererek Jongin'in uzaklaşmasını sağladı.
"Etrafta hiç çocuk yok ki.. bana bak bunamaya mı başladın sen? Hepsi okulda çocukların." Jongin tekrar yaklaşmaya kalkıştı ama göğsünün tam önünde duran bıçakla ani fren yaptı.
"Sensin bunak. Çocukların eve dönüş saati şimdi. Seninle oynaşmaya kalksam kesin yakalanırız." Kyungsoo son sözü söyleyip doğrama işine devam ettğinde ardında söylenen bir Jongin vardı.
Zilin çalmasıyla Kyungsoo kocasına 'ben demiştim' bakışları atarken yaşlı bir bambi koridor boyunca kapıyı açmak uğruna koşturuyordu.
"Hwasa ne bu hal??!!" Luhan korkuyla bağırmaktan kendini alamadı. Kapıyı açar açmaz saçı başı dağılmış bir Hwasa görmeyi beklemiyordu. Kimse beklemezdi...
"İşte bu yüzden babama daha fazla çocuk yapmayın diyorum." Hwasa iki kolunun altından çanta gibi sarkan çocuklarla içeriye girerken sinirle tısladı. Luhan korkuyla onun önünden çekilirken ufaklıklardan birini hemen ayaklarının dibinde gördü. Hwasa ayağıyla diğer bir kardeşini dürtükledi. "Ya uyuşuk yürüsene yürü. Yemin ederim evlenirsem çocuk yapmayacağım."
Luhan korkuyla kenardan kendi çocuklarını çekiştirerek koşarak herkesin toplanıp muhabbet ettiği arka bahçeye girdi.
"Chanyeol koş seninki yine delirmiş."
