Tao tam ağzını açıp Luhan'la yaptıkları kıskandırma planını anlatacaktı ki Chanyeol hızla Tao'nun bedenini büyük masaya yatırıp üzerine çıktı ve açlıkla dudaklarına saldırdı.
Tao Chanyeol'un dudaklarından kendisini kurtarıp sevgilisine gerçeği anlatamazsa bir kaç gün yürüyemeyecek hale geleceğini biliyordu.
Neden uymuştu ki o lanet bambinin aklına?!
********
Chanyeol sinirle Tao'yu öperken vücuduna yapışan gömleğinin düğmelerini teker teker açıyordu. Tao ise korkuyla bulduğu ilk fırsatta Chanyeol'e gerçeği anlatmanın planlarını yapıyordu.
Chanyeol dudaklarını Tao'nun dudaklarından çekerek boynuna yönlendirdi. Deli gibi yalayıp öperken Tao'nun inlemelerini duydu.
"Benden başkasına nasıl sarılırsın Tao?" Chanyeol bir anda kendisini tamamen sevgilsinden ayırıp odanın diğer ucuna geçti.
Tao'dan olabildiğince uzağa...
"Chanyeol bak Luh..."
"Artık beni sevmiyor musun? Ben seni bir an bile aklımdan çıkaramazken sen basit bir arkadaşını görüp beni unutabiliyorsun. Belki de... belki de basit olan arkadaşım dediğin adam değil de, benimdir.Belki de artık benden soğumuşsundur. Seni mutlu edemiyor muyum?" Chanyeol ağlamak üzereydi.
Eğer Tao onu sevmiyorsa....
Tao duyduklarıyla şoka girmişti. Chanyeol'u sevmemek?
Tao o şeyin ne demek olduğunu bile bilmiyordu. Tao Chanyeol için ölürdü bile. Hızla uzandığı masadan kalkıp kendisinden uzağa kaçan sevgilisine koştu Tao.
Devinin kollarına atlayıp kollarını boynuna doladı.
"Hayır Chanyeol hayır... Lanet bambi. Öldüreceğim onu. Bak Channie seni her şeyden ve herkesden çok seviyorum. Ben seni kendimden bile çok seviyorum aptal dev.Hani sen bugün...beni Kai'den kıskandın ya. Hoşuma gitti. Ve biz Luhan'la ufak bir plan yaptık. Seni kıskandırmak için. Hani ben seni kıskandığım da bana kızıyorsun ya. Benim gözüm senden başkasını görmez bu yüzden kıskançlık yapma diyorsun. Düşündük ki sen eğer beni birisiyle görürsen ve kıskanırsan beni anlayıp diğer insanlara karşı daha dikkatli olursun diye..." Tao’nun sesi sonlara doğru kısılmıştı.
Chanyeol'un kolları arasında elleriyle oynarken yere bakıyordu Tao. Çok utanıyordu.. Arkadaşına sarılarak fazla ileri gittiğini biliyordu.
Chanyeol bu zamana kadar kendisinden başka kimseye dokunmamıştı. Ama Tao saçma bir oyun içi başkasına sarılarak Chanyeol'u hem üzmüştü hem de hayal kırıklığına uğratmıştı. Birden ufak bir çocuk gibi ağlamaya başladı Tao.
"Ö..öz..ür dil...lerim Chany..eol. B..enn.."
"Şşhhştt tamam bebeğim sorun yok. Beni seviyorsun hala. Bende seni seviyorum. Sorun yok ağlama. Zaten hatalı olan benim dikkat etmeliydim. Özür dilerim bebeğim. Seni üzmeyi sevmiyorum. Ağlamanı sevmiyorum." Chanyeol Tao'nun göz yaşlarını silip ona sarılmaya devam etti.
"Çok seviyorum Chanyeol. Seni çok seviyorum." Tao başını gömmüş olduğu boyna ufak öpücükler kondurmaya başladı. Chanyeol'u yaslandığı duvarla kendisini arasında iyice sıkıştırarak sertliğini hissetmesini sağladı.
Chanyeol o derin sesiyle inlediğinde bu ikisi içinde sınır olmuştu.
Chanyeol yerlerini değiştirip pandasını duvara dayadı. Bedenini sevgilisinin bedenine dayayıp dudaklarını öpmeye başladı.
Alt dudağını dudaklarının arasında alıp emerken ikiside duyulmayı umursamadan inliyordu.. Chanyeol diliyle Tao'nun ağzını keşfe çıkmışken elleri belinden kalçalarına doğru yakıcı bir yol izledi.
Uğrunda delirdiği kalçaları sıkarken Tao deli gibi inliyordu. Daha kıyafetlerini bile çıkarmamışlardı ama Tao her an kendinden geçebilirdi.
Chanyeol'un elleri ve dudakları sihirli gibiydi. Aklını başından alıyordu...
"Lanet! Oyalanma Chan" Chanyeol sevgilisinden gelen çağrıyı duyar duymaz oynamayı kesti. Bedenlerinin alt kısmını birbirine yapıştırarak ikisininde aklını yitirmesine sebep olacak yavaşlıkta sürtünmeye başladı. Bu sırada elleri boş durmayıp gömleğinin düğmelerini açıyordu.
Kendi üstü çıplak kalınca duvara dayanıp gözleri kapalı bir şekilde inleyen sevgilisinin yarım açılmış gömleğini de çıkarttı Chanyeol.
Bu esmer ten her gördüğünde onu deli ediyordu. Chanyeol daha fazla uzak kalamadan Tao'nun bedeninde dudaklarını gezdirmeye başladı.
Köprücük kemiklerinde oyalanırken elleri sertleşmiş göğüs uçlarıyla oynamaya başladı.
"Ahh Cha...ahhh" Tao aldığı hazdan dolayı kendini taşımayı kesen dizleriyle kendisini Chanyeol'e bıraktı. Chanyeol hızla Tao'nun kalçalarını tutup bacaklarını beline dolamasını sağladı.
Hemen ardından uzaklaştıkları masaya geri dönüp sevgilisini boylu boyunca uzandırdı. Tao'nun pantolonunu çıkarark sertleşmiş penisini özgürlüğe kavuşturdu.
Bacaklarının iç kısımlarını öperek penise ulaştı. Tao gözlerini kapatmış beklerken Chanyeol onun uzunluğunu tamamiyle ağzına aldı. Tao zevkden çığlıklar atarken ellerini Chanyeol'un saçlarına daldırdı.
Kalçasını daha hızlı hareket ettirip sevgilisinin ağzının tadını çıkardı.Sıcak ağız aklını kaybetmesini sağlıyordu.
Tao'nun boşalmaya yakın olduğunu anlayan Chanyeol iyice hızlandı.
"Ihh...Cha.CHANYEOL.." Tao çığlık atarak sevgilisinin ağzına boşalırken Chanyeol geri çekilmeden gelen tüm hazineyi yuttu. Boşalmak Tao'yu rahatlatmıştı.
Bu yüzden masadan kalkıp acı çeken sevgilisinin pantolonuna elini attı. Pantolonun üzerinden penisine dokunmasıyla Chanyeol derin bir inleme verip Tao'sunun dudaklarına yapıştı.
İnce dudakları emip çekiştirirken Tao onun pantolonundan kurtuldu. Bileklerine düşen pantolunu hızlıca çıkarıp sevgilisine doğru bir hamle yaptı Chanyeol.
"Oraya uzan ve kendini sevgilisinin ellerine bırak hayatım." Tao yaklaşıp kulağına fısıldadığında Chanyeol tüm heybetiyle masaya uzanıp sevgilisini bekledi.
Tao hemen bir panter edasıyla üzerine tırmandı Chanyeol'un. Dudaklarını es geçip boynunu sömürmeye başladı. Chanyeol'un tenine çok yakışan kırmızı izleri bir bir yerlerine konduruyordu.
Boynunu yeteri kadar kızarttığına karar verince dilini sevgilinin teninden ayırmadan yalayarak göğüs uçlarına ulaştı. Yalayarak çekiştirerek Chanyeol'u deli ediyordu.
Chanyeol ellerini Tao'nun beline koyarak pozisyon değiştirecekti ki bunu anlayan Tao hemen onu durdurdu. Sevgilisini kızdırmıştı ve bu yüzden onunla ilgilenmek istiyordu.
"Tanrımm Tao yeter artık. Patlamamı mı istiyorsun?" Chanyeol'un mızmız sesi Tao için harekete geçme zamanıydı.
Sevgilisinin uzunluğunu eline aldı ve kendi genişletilmemiş deliğine girecek şekilde ayarlandı. Acı çekecekti evet ama Chanyeol'un o genişletilmemişken içine girmeyi sevdiğini biliyordu. Birden Chanyeol'un uzunluğunun üzerine oturunca Chanyeol deli gibi inlemişti. Tao çığlık atmamak için dudaklarını ısırırken başını sevgilisinin boynuna gömdü.
"B..be..beğim... N..neden seni hazırlamama izin vermedin?" Chanyel derin kalın sesiyle yavaşça söyledi. Acı çektiği her halinden belli olan sevgilisinin başını boynundan kaldırıp ısırdığı dudaklarını dişlerinden kurtarıp öpmeye başladı.
"Çünkü bunu seviyorsun." Tao Chanyeol'un dudaklarından ayrılıp üzerinde hareket etmeye başladı.
"Taaooo..ahh" Chanyeol birden üzerimde zıplamaya başlayan sevgilisinin kalçalarına ellerini atmış ona yardım ediyordu. İkinci vuruşta Chanyeol Tao'nun tatlı noktasını bulmuştu bile. Tao kendisini cennete götüren sevgilisinin üzerinde delice zıplamaya başladı.
Chanyeol'un elini penisine atmasıyla Tao hepten kudurmuştu. Hem deliğini hem penisini hem kalbini istila eden bu adama delice aşıktı Tao.
"TAOOO..." Chanyeol sevgilisinin üzerinde zıplamasıyla kendisini daha fazla tutamayarak adını haykırdı ve Tao'nun içine boşaldı. Son bir gayretle Tao'yu çekiştirerek onu da boşalttı. Tao yorgunlukla Chanyeol'un üzerine yığıldı.
Chanyeol üzerine düşen sevgilisini memnuniyetle kabul ederek kollarını ona sardı....
