"Pardon ama gömleğini çıkarmış ne yapıyorsun. Burasının tuvalet olduğunu zannediyordum... Acaba banyoya çevirildi de benim mi haberim yok??" Kyungsoo ısırmak isteğiyle yanıp tutuştuğu çikolatasını önünde yarı çıplak görünce aklını yitirecek seviyeye geldi....
'1.2.3.4.5.6.7... Dur biraz bunun 6 tane olması gerekmiyor muydu? Neden bu kaslar 8'e doğru gidiyor? Yoksa benim gözlerim de bir problem mi var?' Başını iki yana sallayarak iç sesini susturdu Kyungsoo. Yoksa delirecekti. Kesinlikle delirecekti...
"Tuvalete gelirken akıllının biri üzerime sıcak kahve döktü. Yandımmm çok acıyor." Kai mızmızlanıp yanan göğsüne tekrar su atmaya başladı.
'Tanrım aklımı koru!! O damlalar.. Onlar. Gitmeyin oraya. Bende istiyorum banane.'
"Soo çok acıyor. Yardım et." Kyungsoo Kai'nin yardım çağrısını kulak ardı etmek istemedi.
Hızla Kai'yi duvara yapıştırıp esmer göğsünde oluşan kızarıklığa dudaklarını bastırıp yalamaya başladı. Hem Kai'yi serinletiyor. Hem de onu yakıyordu. Kai ani gelişen bu durum karşısında hiçbirşey yapamadan öylece kalakaldı. Derin derin nefes alıyordu.
"Ahhh aaah." Kyungsoo yanık yerlerle ilgilenmeyi bırakıp sağ göğsünü dudaklarının arasına alıp emince Kai inlemesini tutamamdı. Ellerini saçlarına daldırıp başını kendisine daha da çok yaklaştırdı.
Kyungsoo isteğini yerine getirip ısırdı çikolatasını. Bu sefer Kai'nin inlemelerine Kyungsoo'da katıldı. Kyungsoo ihmal etmek istemeyip sol göğse geçti. Dilediğince ısırıp öptü.
"K..yung aah Soo e.. ah eve gide...lim." Kyungsoo Kai'nin inlemerinin arasında söylediklerini duyunca geri çekildi. Lavabo tezgahındaki lekeli gömleği alıp Kai'ye giydirdi. Gömleğin düğmelerini kapattıkça kapanan çikolatasına hüzünle baktı. Boynuna sert bir öpücük kondurduğunda Kai onu elinden tuttuğu gibi peşinde sürüklemeye başladı.
Merkezin koridorlarında el ele koşan ikileye herkes dönüp baksada onlar kimseyi umursamadan garaja gidip arabaya bindiler.
Soo trafik kuralarını hiçe sayarak kısa sürede Kai'nin evine uaştı.
İkisi de heyecanlıydı. İçlerinde hissettikleri bambaşka duygular vardı. Ne olduğunu henüz çözemedikleri duygular.
Kai emniyet kemerini açıp arabadan çıktığında Kyungsoo'yu hemen yanında dikilirken buldu. Elini kavradığı gibi evine doğru sürekledi. Cebinden çıkardığı anahtarı panikle yere düşürdü kapıyı açmaya çalışırken. Kyungsoo onun bu haline ister istemez kıkırdadı. Gerçekten. O mükemmeldi..
"Bana bıraksan daha iyi olacak gibi." Kyungsoo yerdeki anahtarı alıp sakince deliğe soktu. Onun yaptığı bu basit hareket bile Kai'nin sınırlarını zorluyordu. Pantolonu pahalıydı değil mi? Kai onun dayanıklılığı büyük bir acıyla test ediyordu ve söyleyebileceği tek şey penisinin dar pantolon içinde kıvrandığı ourdu.
Kyungsoo'nun kapıyı açmasıyla içeriye girdiler. Soo etrafa bakınırken Kai ardında ne yapacağını saşırmışcasına ona bakıyordu. Neden toy bebelere dönmüştü??
"Şey eaa bir şeyler içmek ister misin?" Kai şapşallığını son demine kadar göstermişti.
Kyungsoo arkasında kendisine bakan Kai'ye yaklaştı. Kendisinden uzun ve kalıplı adamı duvara dayayıp boynuna yapıştırdı dudaklarını. Kai boynunu sömüren kalp dudakları öpmek için atağa geçti. Kyungsoo onun sonunda inlemekten başka bir tepki vermesine memnun olmuştu.
Kai ellerini Kyungsoo'nun kalçalarına atıp avuçlarken ikisinden de derin birer inleme koptu. Kai dudaklarını zorla kalp dudaklardan ayırıp Kyungsoo'nun gözlerine baktı.
