14. Bölüm

2.8K 107 7
                                    

"Defol git Park Chanyeol." Tao çığlık çığlığa bağırarak çalışma odalarına girdi. Hemen ardından da puppy Chanyeol.

"Hadi ama Tao!! Hani kıskançlık yoktu?" 

"Sen Siwon denen sırığın ağzının içine düşmeden önceydi o!!!" Tao bağırmaya devam ediyordu. Eline geçen ilk dosyayı gelişi güzel fırlattı sevgilisine.

"Hadi ama pandam. Yeni bir bilgiye sahiplermiş. Onu öğrendim. Kimsenin ağzına falan düşmedim. Düşeceğim tek ağız seninki olur." Chanyeol dosyalardan kaçarken Tao'ya yaklaşmaya çalışıyordu.

"Kesin öyledir canım. Hı hı.."

"Seni inatçı kıskanç panda. Gel buraya." Chanyeol Tao'nun kolundan tuttuğu gibi masaya oturttu. Bacaklarını ayırıp arasına girerken dudaklarını açlıkla öpmeye başladı.

"Siz ikiniz! Hemen oynaşmayı kesip şurayı toplayın.!!!!" Kris'in sinirli sesi ikisini hızla ayırmıştı.

"Suhoooo rica etsem şu pis ejderhayı başımızdan alır mısın?" Tao şirin bir surat ifadesiyle konuştu. Suho onun bu halne kahkaha atmıştı. 

"Hayatım rahat bırakır mısın çocukları? Gel buraya." Suho onu kolundan tutup çekiştirdi. 

"Ama amaaa... Suho çalışmamız gerekli biliyorsun." Kris inatla itiraz etti.

"Biliyorum hayatım. Ama yanlış bir şey yapmıyorlar. Ufak bir öpücük. Bırakalım kavgalı mı kalsınlar?" Suho sakince söylendiğinde Kris onu başıyla onayladı. Ne derse desin Suho daima haklı olan taraf olutdu. Suho güzel bir şekilde gülümseyerek sevgilisine baktı. Kris'de ona aynı şekilde karşılık veriyordu. Suho parmak uçlarında yükselip Kris'in dudaklarına uzandı. Minik kelebek öpücükler kondurup sevgilisinden uzaklaştı.

"Gel bu..."

"Hayatım... Çalışmalıyız değil mi?" Suho sırıtarak ona baktı.

Kris bir an şaşkınlıkla kalakaldı. Sevgilisi kendi lafını ona mı satıyordu?

"Bizimle uğraşmamayı öğren artık kardeşim. Sen ne zaman bize inat bir şey yapsan meleğimiz Suho seni böyle ortada tek başına bırakır gider." Chanyeol kolunu Kris'in omzuna yaslayıp ona yan bakışlar attı.

Kris sinirle ona bakıp omzunu silkerek kolunun düşmesine sebep oldu.

"Aman gıcık buzdolabı patlamıştım bende sana. Nerde benim dolgun popolu pandam?" Chanyeol kendi kendine söylenip gözleriyle Tao'yu aradı. Onu bulunca sessizce yanına gidip kalçalarını sıktı.

"Yaaa Channiee ne yapıyorsun?" Tao ince sesiyle yaramazca flörtleşti sevgilisiyle.

"Bebeğim kesinlikle kilo almışsın. Bun..."

"PARK CHANYEOL!!!! Ne demek kilo almışsın!!!!!" Tao yine sinirle bağırındı. Kalçasındaki ellere vurup yüzünü Chanyeol'e döndü. Chanyeol sırıtarak kızgın sevgilisinin dudaklarına bir öpücük kondurdu. Tao öpücükle sakinleşirken ellerini sevgilinin omuzlarına koydu. Chanyeol ellerini dolgun kalçalara atıp iyice sıkıştırdı.

"Bebeğim kilo almışsın işte. Şunların dolgunluğuna bir bak. Tanrım!! Şurada sana sahip olmak istiyorum. Neden gün geçtikçe güzelleşiyorsun?" Chanyeol söylendiğinde Tao'nun tüm siniri uçup gitmişti.

"Yani kilo almış olmam iyi mi?" Masumca baktı Chanyeol'e. 

"Hemde çok iyi bebeğim. Seni yemek istiyorum." Chanyeol Tao'nun dudaklarına yapışıp öptü doya doya.

"Biz geldiiiik. Dev yoda Chanyeol!! Arkadaşımı rahat bırak." Baekhyun odaya girdiği gibi kendisini belli etmişti. Sehun onun arkasından sırıtarak yavaşça ilerliyordu.

Utanmaz EkipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin