🌱Evgeny Grinko: Valse
🌱Sufle: İçinde Aşk Var*Yarınlarım sende saklı...
Gözlerimi açtığımda yanım boştu. Saat daha erken olmalıydı. Yan komodinin üzerinde olan telefonuma uzanıp saate baktığımda sabah yediydi. Alarm tekrar çalmasın diye kapattım. Yorganı üzerimden atıp banyoya gittim . Banyodaki işlerimi bitirdikten sonra dün giydiğim kıyafetlerimi giyip aşağıya indim . Adımlarım beni mutfaktan gelen sese doğru götürdü.
Kapısında durduğumda yüzümde bir tebessüm oluştu. Bir adam ,koca yürekli güzel bir adam her şeye bu kadar mı yakışırdı ya? Sessiz olmaya çalışıp yanına gittim .Bana arkası dönük olduğu için görmeden arkasından sarılarak kollarımı ona sardım.
"Oo uykucu prensesimiz de kalkmış. " diyerek beni kollarıyla öne çekip yüzyüze gelmemizi sağladı.
- Ben uykucu değilim, saat daha sabanın yedisi . Ayrıca sen neden bu saatte uyanıksın ?
Cevap vermezden önce yanağıma güzel bir öpücük bıraktı.
"Bugün halletmem gereken işler var . O yüzden erken kalktım. Ayrıca ben de senin gibi bir çalışanım doktor hanım . "
- Hmm . Kolay gelsin mimar bey .
"Deme şöyle ya ."
- Nasıl seslenmemi istersiniz beyefendi?
"Alperen de . Ya da yok o çok düz olur . Buldum !"
- Ne buldun?
"Aslında bulmama gerek yok. Nasıl olsa artık bu kelimeyi birbirimize söyleyebiliriz . Değil mi , sevgilim?"
- Hiiç kusura bakma. Liseli gibi sevgilim diyemem ben sana .
"Ne alakası var Duru ?"
- Çok alakası var Alperen. Ben sevmiyorum öyle kelimeleri . Ben sana Alperen desem daha iyi . Çünkü adını söyleyince anlamı bir tek bende gizli . Herkes düz bir şekilde diyecek ama ben öyle değilim.
"Ben bunu sevdim . Hadi otur kahvaltımızı yapalım, sonra da çıkarız. "
- Teşekkür ederim , keşke beni de uyandırsaydın.
"Daha önce hiç böyle güzel uyuyan birini görmedim . Manzaram çok güzeldi .Uyandırmaya da kıyamadım. "
- Ya Alperen ya ...
"Ya Duru ya... Hemen pembeleşsin o yanaklar zaten . Merke etme yanakların da alışır kısa bir zamanda . "
Sessizce geçen bir kahvaltıdan sonra ben bulaşıkları hallederken ,Alperen de üzerini giyinmeye çıkmıştı yukarıya. Çok sürmeden merdivenlerden adım seslerini durduğumda kapıya yöneldim. Fakat olduğum yerde güçlü bir şekilde yutkunma ihtiyacı hissettim .
Üzerine jilet gibi çok yakışan bir takım giymiş, saçlarını özenle taramış ve olmazsa olmaz yine parfümünü sıkmıştı. Geniş omuzlarına ve bana oranla uzun olan boyuna rağmen ceket daha da güzel durmuştu üzerinde. Analar neler doğuruyor işte.
"Gözlerin pek bir takılı kaldı bakıyorum da ."
- Yoo , takılı falan kalmadı . Geldiğini görünce öyle bir baktım.
"Ha başka bir şeyden değil yani öyle mi?"
- Evet öyle. Hem ne olabilir ki başka?
"Ne bileyim. Bir iltifat edersin belki diye bekledim ama neyse ."