5.BÖLÜM: YIKIM

112 52 0
                                    

Herkese merhaba:)
Yeni bir bölümle geldim. Biraz geç oldu kusura bakmayın.. sınav haftası. Ben de zaman buldukça yazıcam. Yukarı bıraktığım şarkıyı çok seviyorum, sizde dinlerseniz sevinirim yine slow ve bir saatlik versiyonunu paylaştım. Buarada alta bıraktığım gifteki kız Çilem;)
İyi okumalar...

 Buarada alta bıraktığım gifteki kız Çilem;)İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5.BÖLÜM: YIKIM
Bizden yardım isteyebilirsiniz demişlerdi ve şimdi ise yoklar... Burada sadece 10 kişi falanız ama bir çoğumuz farklı yerlere dağıldık. Herkes kendi halinde. Telefonlarımız çekmiyor, yiyeceğimiz sadece 1-2 günlük onlar ise burada bıraktıkları yiyecekler. Ne yapacağımı ve bunları diğerlerine nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Sanırım bizi burada bırakıp kaçmışlardı..
Yanımdaki esmer kız bana uzun uzun dolu gözlerle bakıyordu. Neredeyse bende şu an ağlayabilirdim çünkü elimden yapabileceğim hiçbir şey gelmiyordu. Ayrıca otobüste çocuklar da vardı. Yanımdaki kız bana doğru döndü ve "burada kimseyi görmedik ve bunu kimseye söylemememiz lazım. İnsanlar daha çok harap olur" maalesef haklıydı. Onlara bunu söyleyemezdik, bende başımla evet anlamında onayladım. İnsanların yanına doğru gitmeye başladık. Birkaç kişi başımıza toplandı, bazılarının umurunda bile değildi. Umutlarını yitirmişlerdi. Çoğunluk neler olduğunu merak ediyordu ve bize bir sürü soru yönelttiler;
"Orada neler oldu?"
"Neden üzgünsünüz"
"Ne dediler?"

Ardından konuşmaya başladım. " Arkadaşlar telaş yapmayın. Bize daha önceden de söylediklerine göre burada yıkım olucak fakat bunu durdurmaya çalışıyorlar. O yüzden görevliler yardım çağırmaya başladı.." Esmer kız bana dönüp baktı, ikimiz de çok üzgündük. Birkaç kişi ağlamaya başladı, bazıları tamamen umutlarını yitirmişti, acıkanlar vardı. Şu an burada bu insanlara sahip çıkmalı ve onlara destek olmalıydık. Esmer kızı yanıma çağırdım "Görevli odasına gidelim. Belki battaniye falan vardır. Ayrıca otobüste çocuklar da var onlar için su ve battaniye iyi olacaktır." Kısa bir süre düşündükten sonra beni onayladı ve battaniye almak üzere muavinler'in odasına gittik. Muavin odası dediğim şoförün yanındaki küçük kabinler. Hemen içeri girdik ve istediklerimizi almak üzere bir tane dolap açtım. Esmer kız ise etrafa bakınıp su arıyordu. Dolabı açar açmaz içeriden bir kağıt düştü... Kağıdı çok inceleyemedim çünkü yanımdaki kızın görmesini istemiyordum. Özel olarak incelemek için cebime attım. Büyük bir kağıttı, resim defterinden koparılmış gibi ve sararmıştı. Kağıt ne zamandır buradaydı ki?

Yanımdaki kız elindeki suyu işaret etti, elinde 3 tane su şişesi ve 5-6 tane de karton bardak vardı. Olumlu anlamda ona baktım. Bende battaniyeleri almaya başladım. Bir kaç tane şal ve 2 tane büyük yorgan bulmuştum. Bunlar bize yeterdi. İkimiz kabinlerden çıktık. Uyuyan çocuklar yavaş yavaş uyanıyorlardı. Yanımdaki esmer kızı durdurdum. Elindeki sulardan birini alıp kapağını açtım ve yüzüme doğru götürdüm. "Gerçekten susadın mı? Bizden önce çocuklar içse daha iyi olmaz mıydı?" Diye sordu. Ona boş boş baktım gerçekten ne yaptığıma dair hiçbir fikri yoktu. "Su içmiyorum, kokluyorum. Bu sulara birşey koydularsa ne yapıcaz? İşimizi garantiye alalım" diyerek açıklama da bulundum. "Mantıklı" diyerek lafı kısa kesti. Sularda herhangi bir tuhaflık yoktu en azından ben öyle sezmiştim.

Diğerlerinin yanına doğru tekrardan yürümeye başladık. Gittiğimizde ellerimdekileri yere bıraktım ve çocuğu olanlar yorganları almaya başladı. Tek başına köşede oturanlar ise şalları alıyorlardı. Tünelde olduğumuz için içerisi soğumaya başlamıştı. O yüzden tam zamanında ihtiyacımız olanları bulmuştuk. "Herkesin yanında şişesi var mı?" Diyerek soru yönelttim. Eğer yıkım olursa ve birbirimizi tünelde enkaz altında bulamazsak diye herkesin suyu ayrı olmalıydı. Düşündüğüm gibi herkesin yanında şişesi, suluğu vardı, ben dahil. Şişenin yarısı dolucak şekilde suluklara su doldurmaya başladım. "Lütfen suları idareli kullanın. Şu anlık elimizde başka su yok en azından biz bulamadık" herkesi tembih etmeye başlamıştım. İçerisi iyice kararıyordu telefonlarımızdaki fenerleri açtık. Fakat aramızdaki birkaç kişinin şarjı baya azalmıştı. Bizde telefonlarımız iyice kapanmasın diye 2 kişinin telefonuyla idare ediyorduk.

Bir an da araba sesleri duymaya başladım. "Duyduğumu sizde duyuyor musunuz?" Dedi esmer kız. "Anne ne oluyor?" Dedi küçük kız. Ben ise ağzım açık bir şekilde yukarıya bakıyordum. Bir sürü araba sesi, işçi sesleri geliyordu. O anda aklıma fikir geldi belki haber merkezi gelmiş olabilirdi. Yukarıyı izlemek için haber kanalını canlı bir şekilde telefondan izleyebilirdik. Hemen telefonumu çıkardım. Herkes seslere odaklandığı için kimse bana bakmıyordu. Otobüste bir ileri bir geri yürüyordum. Otobüsün çıkış kapısına doğru yürüdüğümde mobil verinin aktifleştiğini gördüm.

Heyecanla haber kanalını açtım. Fakat hiçbir şey yoktu. Bir sürü haber kanalını denedim ve en sonunda biri oldu.. Şu an tam bulunduğumuz yerin üstünde yayın yapıyorlardı. Sesi full açtım ve herkese başıma toplandı.
"Ne yapıyorsun?"
"Ne oluyor!"
Soru sormaya başlamışlardı. Hepsine susun işareti yaptım ve izlemeye koyuldum. Spiker şöyle diyordum;
Şu an da İstanbul-Eskişehir yolundaki Osmangazi Köprüsündeyiz.
Devlet tarafından bu güzel köprümüz birazdan yıkılıyor.. Az önce bütün kontroller yapıldı ve ve içeride kimsenin olmadığı tespit edildi. Yıkım güvenli. Bütün işçiler ve arabalar burada. Saatlerimiz 12.45 ve burayı ledlerle aydınlatıyorlar. Umarım kazasız belasız bir an önce yıkım biter...

Yok olmak... Önceden de dediğim gibi yok olmak. Mutlu olmak, mutsuz olmak, sevinmek, üzülmek ve en sonunda yok olmak. Bu benim sonum muydu? Bilmiyordum tek bildiğim,
Yıkım başlıyordu....

----
HARİKA BİR BÖLÜM! YIKIM. BU ÇİLEM'İN YOK OLUŞU MUYDU?
SİZCE BÖLÜM NASILDI? BU SEFER ÇOK FAZLA KONUŞMADAN KAPANIŞI YAPICAM. UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR, OY VERMEYİ UNUTMAYIN^^

-MUTLU KALIN:D


TÜNEL (𝐓𝐀𝐌𝐀𝐌𝐋𝐀𝐍𝐃𝐈)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin