Yavaşça gözlerimi araladığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Yavaşça yatakta doğrulmaya çalıştığımda canım yanmıştı. Canımın acısıyla yüzümü buruşturdum. Bu daha ne kadar böyle sürecekti. Kendimi kalkmaya zorlarken duyduğum sesle irkildim.
"Canını yakmak hoşuna gidiyor herhalde?"
"Ne işin var senin burada! " dedim sinirle.
"Kendi evimde olmam ne kadar normal aslında değil mi?" Alayla söylediği şey dahada sinirlenmeme sebep olmuştu.
"Benim uyuduğum odada olman hiç de normal değil." dedim.
"Tabii sen hatırlamazsın ama seni uyurken izlemeyi çok severim." dedi.
"Ne saçmalıyorsun ya, gitmek istiyorum rahat bırak beni." dediğim şeyle gözlerini devirdi.
"Yine başa döndük, bırakamam diyorum sana neyini anlamıyorsun?" dedi bıkkınlıkla.
"Asıl sen anlamıyorsun, istemiyorum diyorum. Ne hatırlayacaksam kendim hatırlarım zamanla, kimseye ihtiyacım yok." gözümün içine baktı bir süre cevap vermedi.
"Ayrıca" dedim. Ama devamını getirmedim. Getirmek istemedim, ondan korkuyorum. Kim olsa korkar zaten, bir sürü silahlı adamları var gözümün önünde Taner'i öldüresiye dövdü. Ama korktuğumu da belli etmek istemiyorum.
"Ayrıca ne?" dedi.
"Yok bir şey."dedim.
"Duru ne diyecektin?"
"Yok bir şey dedim!" hem korkup hemde diklenmem aklımı yitirdiğimin kanıtıydı sanırım. Ama korkusuz gözükmem lazımdı yoksa daha çok üzerime gelir.
"Duru sinirleniyorum bak ne diyecektin az önce söyle." Ama tabi benim diklenmem Emir Bey'de hiçbir etki yaratmış gibi durmuyordu. Üzerime geliyordu hem mecazi anlamda hem de gerçek anlamda, oturduğu tekli koltuktan kalktı ve yanıma doğru geldi.
"Duru son kez soruyorum, söyle
yoksa-"" Yoksa ne, ne yaparsın döver misin, öldürür müsün, ne yaparsın? Emin ol bana yapacağın hiçbir şey umrumda değil, ne durumda olduğumu görmüyor musun? Hiçbir şey bundan daha kötü olamaz emin ol."dedim. Ama umurumdaydı. Ölmek istemiyorum. Hayatımı yeniden kazanmak istiyordum.
" Zaten senin evinde tutsak kalmak en kötü şeylerden biri benim için. Yani bundan daha büyük bir ceza olamaz."dedim. Bu son söylediğim, gözündeki hayal kırıklığını görmeme sebep oldu. Bir an için neredeyse pişman olacaktım. Hiçbir şey demeden baktı ve sonra gürültülü bir şekilde kapıyı kapatıp çıktı odadan.
Ne kadar süre odada kaldığımı bilmiyordum ama hava iyice kararmıştı. Emir'in odadan çıktığından beri bidaha kimse gelmedi. Karnım çok acıktı. Sıkıntıdan ve açlıktan ölmek üzereydim.
Acaba aşağı inip acıktığımı söylesem mi?
Aynen Duru adama bu evde tutsağım diye bağır çağır git bide yüzsüz gibi yemek iste.
Napayım canım ben mi dedim beni kaçır diye, madem beni seviyor insan bir gelir acıktın mı diye sorar, kaç saat oldu?
Karnımdan sesler gelmeye başladı. Ama bir türlü odaya gelen olmadı. Açlıktan midem bulanmaya başladı.
Kapının kulpunu aşağı doğru indirdim, ne yani kilitlemeden mi gitti gerçekten? Gerçi kilitlemese nolur o kadar silahlı adamın olduğu yerden çıkmam imkansız.
Yavaş adımlarla merdivene yanaştım, başım döndü. Merdivenin korkuluğuna tutundum. Ayağa kalkmam hiç doğru değildi ama kimsede gelmedi ne yapayım? Biraz baş dönmemin geçmesini bekledim. Aşağıdan Emir ve bir adamın sesi geliyordu. Korkuluktan tutunarak yavaş yavaş aşağı indim. Emir'in gözleri beni buldu. Oturduğu koltuktan hızla ayağa kalktı ve yanıma geldi. Onun telaşlı hareketi adamın da bakışlarının bana çevrilmesine sebep oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Aşk
Teen FictionBüyük ve güzel bir aşkın ortasında hafızasını kaybeden genç bir kızın hikayesi... Düzenli olarak bölüm yayınlıyorum:)