Gecenin bir körü olmasına rağmen Emir hâlâ gelmemişti. Kafayı yiyecektim nereye gittiğini de söylemedi. Aramalarıma da dönmedi of!
Kendi kendime söylenirken kapı açıldı. Hızla başımı o tarafa çevirmemle içeri giren Emir'i gördüm. Ayağa kalkıp hızlı adımlarla yanına gittim.
"Neredeydin? Çok merak ettim, neden açmadın telefonlarımı?" art arda sorduğum sorularla gülümsedi ama bu alaylı bir gülümsemeydi.
"Şimdi beni anladın mı, sen her sinirlendiğinde ortadan kaybolunca ne hissettiğimi?" afallasamda sonradan ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Sırf beni kızdırmak için yapmıştı. Sinirle kaşlarım çatıldı.
"Pisliksin! Kaç saattir burada kafamda kuramadığım senaryo kalmadı ve sen bunu bilerek yaptığını söylüyorsun!" sinirle elimi saçlarımın arasından geçirdim.
"Ya saat gecenin ikisi olmuş Emir Bey ortalıkta yok! Niye? Çünkü bana ders vermezse olmaz değil mi?" sinirle ona arkamı döndüm ama ilerleyemeden bileğimdem tutup durdurdu.
"Hayır, gerçekten işlerim vardı. Ama sana iyi bir ders oldu." sinirle kolumu çekmeye çalıştım ama izin vermedi.
"Bırak kolumu! Konuştukça daha çok sinir ediyorsun beni." sinirle konuşmam umrunda olmadı.
"Bir kaç saat önce senin bana yaptığını yaptım Duru. Hiç bir farkı yok ve görüyorum ki beni çok iyi anladın." dedi hâlâ bileğimdeki elini çekmeden.
"Düşmanınmışım gibi davranıyorsun." ağlamaklı çıkan sesime engel olamamıştım.
Gözlerini kapattı. Belirginleşen çene kasından dişlerini sıktığını anladım. Ne zaman sinirlense sakinleşmek için böyle yapıyordu.
"Emin ol çok iyi davranıyorum Duru. Etrafımdaki insanlara bakarsan ki pek kimseyi göremezsin yanımda. Kimseye böyle sabırlı davranmıyorum ama sen zorluyorsun."
"Zorluyorum öyle mi?" sinirle güldüm. "Her sabrını zorladığımda böyle kırıcı mı olursun?" dolu gözlerimle sordum.
"Bak Duru inan seni kırmamak için elimden geleni yapıyorum ama benim gibi birinden ancak bu kadar oluyor anlıyor musun?" dedi fazla yumuşak çıkan sesiyle.
"Yanılıyorsun. Gerçekten seven insan incitmeye korkar, kıyamaz ama sen her fırsatta bağırıp kırıyorsun." gözlerimi gözlerinden ayırmadan konuştum.
"Seni sevmediğimi mi iddia ediyorsun?" gözlerimi kaçırdım. Tabi öyle bir şey düşünmüyorum ama bazen fazla kırıcı oluyor.
"Hayır ama...mesela bugün; yaptığım kahveyi bile içmedin ve sanki sevgilin değilmişim de bir yabancıymışım gibi konuştun benimle. Üstüne şimdi yaptığın...bunlar çok kırıcı. Saatlerce burada oturup seni düşündüm ben." derin bir nefes alıp devam ettim.
"Bilmiyorum belki abartıyorum sana göre ama bunlar beni kırıyor çünkü bunları yapan sevdiğim adam." dikkatlice gözlerimin içine baktı. Bir süre ikimizde sadece birbirimize baktık.
"Bak biliyorum sert bir yapım var ama emin ol bunu sana yansıtmamak için çabalıyorum. Ama sende benim damarıma basıyorsun be güzelim. Dinlemiyorsun, anlamıyorsun, kafana göre hareket ediyorsun." şimdi konuşması biraz daha yumuşaktı ve bu benim hemen yumuşamama sebep oluyordu bu kadar kısa sürede yelkenleri suya indirmem iyi değildi ama ona karşı koyamıyordum.
"Seni öyle görünce sinirlendim. Düşünmeden hareket ettim...özür dilerim." büktüğüm boynumu çenemden tutarak kaldırdı. Gözlerine bakmamı sağladı.
"Özür dileme ama bir daha bunu tekrarlama. Az önce senin yaşadıklarının daha fazlasını yaşıyorum ben çünkü başında bir ton bela var. Ne zaman yalnız bıraksam yok oluyorsun. " gözlerimi kaçırdım. Başımla onayladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Aşk
Teen FictionBüyük ve güzel bir aşkın ortasında hafızasını kaybeden genç bir kızın hikayesi... Düzenli olarak bölüm yayınlıyorum:)