10

316 13 4
                                    

Emir, kapıya arkası dönük olduğu için farketmemişti. Ama görürse iyi şeyler olmazdı.

"Kalkalım mı?" dedim telaşla. Kaşlarını çatıp sorgular gibi baktı yüzüme.

"Sebep?" dedi ne olduğunu anlamaya çalışarak.

"Bir sebebi yok burayı beğenmedim. Başka bir yere gidelim." dedim.

"Beğenmedin?" dedi sorar gibi. Kafamı salladım.

"Ne oluyor birden yüzün değişti, kalkmak istiyorsun falan?"

"Tamam, kalkmayalım." dedim üzgün yüz ifademle, belki kıyamaz kalkarız diye yüzümü astım. Bir kavgayı daha kaldıramazdım çünkü.

Yüz ifadem onu etkilemiş olacak ki ikna olmuş gözüküyordu.

"Tamam kalkalım da neden başta demiyorsun madem? Sipariş vermezdik."

"Özür dilerim." dedim mahçup yüz ifademle.

"Kalkalım hadi." dedi. Böyle de kötü hissetmiştim. Ama ne yapabilirim?

Ön koltuğa oturup kemerimi taktım.

"Nereye gitmek istersiniz hanımefendi?"

"Eve gidelim mi?" dedim. Çünkü zaten yiyemediğimiz hesabı ödemiştik ve ben yeterince mahçup olmuştum.

Kaşları çatık bir şekilde bana kısa bir bakış atıp yola döndü.

"Neyin var?" diye sordu. Az önceki restaurantı geçtiğimiz için söyleyebilirdim bence. Geri dönüp olay çıkartacak hâli yok ya.

"Taner oradaydı. O yüzden kalkmak istedim." arabayı ani bir fren yaparak durdurdu ve çatık kaşlarının altından bana bakmaya başladı. Arkadan gelen korna sesleriyle küfürler savurarak arabayı yol kenarına çekti.

"Bunu şimdi mi söylüyorsun?" dedi. Sinirlenmişti.

"Daha fazla kavga gürültüyle uğraşmak istemiyorum Emir, söyleseydim ne değişecekti? Yine kavga, yine gürültü... Sıkıldım artık."

"O şerefsiz Taner kesin bizi gördü ve ondan kaçtığımızı düşündü. Bravo sana Duru, bana olan güvenin gözlerimi yaşarttı!" Sinirle direksiyona vurdu.

"Onun ne düşündüğü umurumda bile değil. Ayrıca zaten yanında bir kadın vardı görmemiş olabilir bizi, arkası dönüktü." dedim onun konuşmasına izin vermeden devam ettim.

"Ayrıca sana olan güvenim ile ne alakası var? Sanki hiç kavga etmiyormuş gibi konuşuyorsun. Bu kadar sinirlendiğinde göre tahminlerimi de doğruluyorsun, iyiki söylememişim." dedim ben de sinirle.

Sinirle güldü. "Birde iyiki söylememişim diyor ya?" dedi. Aynen öyle iyiki de söylemedim.

"Neden bu kadar sinirleniyorsun anlamıyorum? Gördük bitti gitti. Zarar falan da vermedi."

Son söylediğim şeye karşılık sinirle bana döndü.

"Veremez zaten! K-" devam edecekken sözünü kestim.

"Verdi ama." dedim tek kaşımı kaldırarak.

"O ayrı, bana inanmıyordun. Benimle kalmak istemiyordun da, zorla seni yanımda tutamazdım. Bunun sorumlusu ben değilim senin inadın!"

Histerik bir kahkaha attım.

"Benim inadım öyle mi, ben suçluyum yani?" sinirle gülmeye devam ettim.

"Ne bekliyordun, sana hemen inanıp kollarına atlamamı mı?"

"Sana bir kere bile dokunmadım. Elimi dahi sürmedim ve sen gidecek yerin olmamana rağmen sanki sana kötü davranıyormuşum gibi her an dilinde 'gitmek istiyorum' cümlesi bulunuyordu."

Yeniden AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin