7

381 47 11
                                    

Buz gibi havada gecenin bir vakti yürümek çok zordu. Zor attığı adımlarla ara sokağa girdi. Biraz ilerlemişti ki yerde oturan kişiyi görünce gözleri irileşti. Titriyor muydu o? Soğuk havada incecik kazakla dışarı çıkarsa böyle olurdu tabi. Yanına biraz daha yaklaştığında bir şeyler mırıldandığını duydu. Tam olarak ne söylediği anlaşılmıyordu.

"Louis?" diyerek yanına çöktü. Yavaş nefesleri ve geceyi andıran gözlerini görünce sertçe yutkundu. Mavinin en güzel tonu olan gözleri resmen siyah olmuştu. "İyi misin?" yine cevap alamadı. Omzuna dokunduğu anda bileğini kavrayıp ters çevirdi. Harry hissettiği acıyla inleyerek bileğini ondan kurtarmaya çalıştı.

"Bırak beni." deyip elini kendine doğru çekmeye çalıştı. "Louis lütfen kendine gel ve bırak beni." Louis onu ittirerek yere düşmesini sağladı. Üzerine eğilip yakasını avucu içine topladığında Harry korku dolu gözlerle bakıyordu ona. Yakasındaki eliyle onu biraz havaya kaldırıp sertçe yere bıraktı. Harry sırtında hissettiği acıyla tekrar inledi. Ne olmuştu ona böyle?

Louis bu defa sıktığı yumruğunu onun elmacık kemiğine geçirdi. Harry gözünden akan yaşı umursamadan onu ittirmeye çalıştı. Hala titriyor olmasına rağmen nasıl böyle güçlü olabiliyordu? Yumruğunu tekrar kaldırmıştı ki "Dur artık, ne yapıyorsun?" diye bağırdı. "N'oldu sana böyle?"

Louis hızla geri çekilip tekrar duvarın dibine oturdu. "Dur artık, dur artık." sürekli aynı şeyi tekrarlayarak gözlerini kapattı.

"Louis lütfen kendine gel, korkutuyorsun beni."

"Zarar verme, zarar verme, zarar verme." kendi kendine talimat verir gibi konuşuyordu. Harry korkuyor olsa da tekrar yaklaştı ona.

"Neden bu haldesin?" bir anda duraksadı. Onun çökmüş göz altlarına, büyüyen ve neredeyse titreyen göz bebeklerine ve titreyen vücuduna göz gezdirdi. "Kriz mi geçiriyorsun?" dese de Louis ona hiç bakmadı. Harry çekinerek elini onun yanağına doğru uzattı. Louis korkarak tekrar atağa geçerek ayağa kalktı. Harry irkilerek onun gibi ayağa kalkıp boğazına sarılan elin bileğini tuttu.

"Bana bir daha dokunmaya çalışma. O sikik ellerini benden uzak tut." dedi dişlerinin arasından. Harry hareketsiz kaldı bir anlığına. Küçücük bir an gözleri birbirine değse de Louis hemen gözlerini kaçırdı. "Yapmak istemiyorum, git buradan." diye mırıldanan gence gözlerinden akmayı bekleyen yaşlarla baktı Harry. "Git buradan. N'olursun git." onun bileğine daha çok asılarak boğazını kurtardı.

"Sana yardım edeceğim, tamam mı?" dese de Louis onun arkasındaki duvara kilitlemişti gözlerini. "Sana zarar vermeyeceğim." dedi yumuşak tutmaya çalıştığı sesiyle. Temkinli bir şekilde yanaklarını avuçları içine alarak kendisine bakmasını sağladı.

"Eğer izin verirsen yardım edeceğim. Öncelikle sakin ol. Şu an ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama eğer biraz sakinleşebilirsen ikimizin işi de daha kolay olacak."

"Kolay falan olmayacak." derken onun ellerini ittirmeye çalıştı. Harry daha sıkı tutup ondan uzaklaşmadı. Konuşurken sesini olabildiğince kendinden emin bir tonda çıkarmaya başladı.

"Beni dinlersen kolay olacak. İkimizde zarar görmeden buradan ayrılacağız. Anlıyor musun beni?" derken baş parmaklarıyla onun yanağını okşadı. "Kötü hissettiğinin farkındayım. Şu an o aptal şeye ihtiyaç duyduğunu da biliyorum ama şimdi derin bir nefes alarak işe başlayabiliriz. Benimle birlikte derin bir nefes alır mısın?" Louis dikkat kesilmiş bir şekilde ona baktı.

Yüz hatları o kadar sertti ki, bu Harry'nin deli gibi korkmasına neden oluyordu. "Hadi, sadece bir nefes." diyerek derin bir nefes aldı. Louis onu taklit etmeye çalışsa da soluk alış verişi oldukça yavaştı. "Çok iyisin. Bir tane daha yapalım mı?" diyerek tekrarladı. Louis yine onu taklit etmeye çalıştı.

We'll Be Alright | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin