17

449 45 16
                                    

Yavaş adımlarla ulaştığı durakta boş bulduğu yere oturdu. Otobüsün gelmesine birkaç dakika vardı. "Yorgun görünüyorsun."

"Seninle uğraşacak durumda değilim."

"Bu sefer sinirlendirmek için gelmedim. Eğer konuşmak istersen seni dinlerim, demek için geldim."

"Teşekkür ederim ama pek havamda değilim Jack. Zaten otobüsüm gelecek şimdi. Beni yalnız bırakır mısın?" o cevap veremeden Harry'nin arkasından bir boğaz temizleme sesi geldi.

"Ben gideyim o zaman, görüşürüz." Harry başını sallayarak otobüsün gelip gelmediğini kontrol etti.

"Nasılsın?"

"İyiyim, sen?" derken gözlerini yere çevirdi.

"Birkaç gündür konuşmuyoruz, merak ettim seni." dudağında ufak bir tebessüm belirdi Harry'nin. Buruk bir gülümsemeye dönüştü.

"Öyle mi? Aslında merak edilecek pek bir şeyim yok. Eskisine göre daha az çalışsam da yine de yorgunum. Merak etmene değecek bir şey yok yani."

"Harry, yapma böyle." yorgun bir nefes alarak özlediği yüze çevirdi gözlerini.

"Bir şey yapmıyorum."

"Saçma bir tartışma yüzünden aramızın açılmasını istemiyorum."

"Biz devam edersek o saçma tartışmayı daha çok yapacakmışız gibi görünüyor Louis. Ben senin hayatını bile isteye mahvetmene izin veremem. Sense o şeyi bırakmaya niyetli olmadığın için beni hemen susturmaya çalışırsın. Benden uzaklaşırsın, sonra canın istediğinde yine yaklaşırsın. Ben zaten aptalın teki olduğum için hemen her şeyi geri plana atarım ve bir daha bu konu açılana kadar hiçbir şey olmamış gibi devam ederiz." deyip omuz silkti.

"Devam edersek mi?" takıldığı nokta buydu. Buradan sonrasını tam olarak algılayamamıştı bile.

"Bir yerden sonra sıkılacağız. Sürekli aynı konu dönüp dolaşıp önümüze gelecek. Ben sıkılmasam sen sıkılacaksın." Louis'nin kaşları huzursuz bir şekilde çatıldı.

"Hayır. Senden sıkılmam. Öylece bırakmam."

"Peki üç gündür neden hiç konuşmaya çalışmadın?" Louis dudaklarını aralasa da geri kapattı. O üç günde beynini ve bedenini uyuşturan o maddeyi kullandığını söyleyemedi. Söylerse bu durumun onu kıracağını biliyordu. Tartıştıkları konunun üzerine o tartışma nedenine sığınması onu kırardı. Louis onu tanıyordu. Uzun süre izlemiş, gözlemlemişti. "Çünkü konuşmak istemedim, desen bile olur ama cevapsız bırakman çok daha kötü biliyor musun? Bana uyduruk bir sebep sunmanı tercih ederim."

"Eğer sana uyduruk bir sebep sunarsam seni daha çok kırabilirim."

"Kafan yerinde değildi, değil mi?" derken başını hafifçe iki yana salladı. Haklı olduğunu biliyordu, onun bir şey söylemesine gerek yoktu. Otobüsün geldiğini görünce ayağa kalktı. "Kendi isteğine bağlı sonuçta, ben karışamam." deyip otobüse adımını attı. Arka taraflardaki boş olan bir yere oturdu. Louis onun yanına oturup derin bir nefes aldı.

"Tartışmak için gelmedim buraya."

"Benim de tartışmak gibi bir niyetim yok. Ben sadece olan şeyleri söylüyorum. Bir ilişkiyi yürütebilmek tartışmalarla olmuyor." Louis ondan ilk defa bu kadar soğuk bir tavır gördüğü için ne yapacağını bilmiyordu.

"Bu gece sende kalabilir miyim?" diye sordu sakince.

"İstiyorsan kalabilirsin." deyip dışarıya çevirdi gözlerini.

We'll Be Alright | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin