Sessiz sokak, sessiz ev ve birbirinin nefes seslerini dinleyen iki genç. Harry başını Louis'nin göğsüne yaslamış bir şekilde onun çene kemiğini okşuyordu. Jay ve Emma çoktan uyumuştu. "Yarın annenin ilaçlarını almaya gidecektin, unutmadın değil mi?" diyerek sessizliği bozdu Harry.
"Unutmadım." Louis'nin canını sıkan bir şey olduğu belliydi. Uzun cümleler kurmaktan kaçınıyor, gözleri sürekli düşünceli bakıyordu. Sanki o an sadece bedeni oradaymış da ruhu başka bir yerdeymiş gibi davranıyordu.
"Louis, neyin var?"
"Bir şeyim yok." dese de Harry artık onu tanıyordu. Onun kendisine bakmasını sağladı.
"Var bir şeyin ve ben seni böyle düşünceli görmek istemiyorum. Anlat ve rahatla. Biliyorsun ki seni her zaman dinlemek için buradayım." Louis parmak uçlarını onun kolunda gezdirirken güzel yüzünü inceledi.
"Önemli bir şey yok bebeğim."
"Dinlemek istiyorum." diyerek vücudunun yarısı onun üstünde kalacak şekilde yüz üstü yattı. Ellerini Louis'nin göğsüne koyup çenesini ellerinin üstüne yasladı.
"Sorun babam." Harry'nin kaşları havalandı. Louis daha önce hiç babasından bahsetmemişti. Sadece farklı bir şehirde olduğunu ve kendilerine para gönderdiğini biliyordu. "Sanırım buraya taşınacak."
"Bunun nesi sorun?"
"Emma babamın tekrar evlendiğini ve çocuğu olduğunu bilmiyor." şaşkınca baktı. Babası evlenmişti ve üstüne bir de çocuğu olmuştu ama kızının bundan haberi yoktu. Bu nasıl bir şeydi böyle?
"Neden söylemediniz?"
"Çünkü Emma her ne kadar belli etmese de kıskanç bir çocuk. Annemle babam boşandığında küçüktü ve babama çok düşkündü. Babam farklı bir şehre gidince çok fazla görüşemeseler de sık sık telefonda konuşuyorlar. Bazen babam yolda yürürken yanından çocuk sesi gelse bile hemen onun kim olduğunu sorguluyor. Babam ona küçük bir kardeşi olduğunu söyleyemedi. Ben bu işi üstlenecek kişi hiç olamam. Emma benim en zayıf noktam, eğer onun üzüldüğünü anlarsam sakin kalamam."
Harry onu anlıyordu. Bu durumu babasının anlatması en doğru olanıydı ama adam kızıyla arası bozulmasın istiyordu büyük ihtimalle. Louis ya da Jay Emma'ya durumu açıklayacak, kendisi gelene kadar da Emma sakinleşmiş olacaktı.
"Babanın neden konuşmadığını tahmin edebiliyorum ama annen neden konuşmuyor? Belki daha uygun bir dille anlatabilir."
"Annem pek karışmak istemiyor. Boşandığı kocasının yeni aile hayatıyla kim ilgilenmek ister ki?"
"Haklı. Peki hiç çaktırmadan da olsa sormadınız mı kardeş konusuna nasıl yaklaştığını?"
"Sence ben çaktırmadan bir şey sorabilir miyim?" Louis daha çok, merak ettiği ya da düşündüğü şeyi lafı dolandırmadan konuşmayı severdi.
"Benim sormamı ister misin?"
"Eğer durumu anlarsa sana da kızabilir, küsebilir." Harry iç geçirerek dudak büktü. Louis'nin hassasiyetini anlıyordu. Emma gerçekten Louis'nin hayatındaki en önemli kişiydi. Bazen okulda arkadaşlarıyla arasında geçen bir şeyi anlattığında bile Louis karşısındakinin küçük çocuk olduğunu unutup onlara kardeşini üzmeyi ödetmeyi planlıyordu.
"O zaman baban uygun bir şekilde açıklamalı durumu. Küçük bir çocuk en fazla ne yapabilir ki?"
"Tahmin bile edemezsin. Tam bir cadıdır kendisi." Harry kıkırdayarak yanağını ellerinin üstüne bıraktı. "Bu konuşmayı ben yapmak istemiyorum ama sanki benim başıma kalacakmış gibi hissediyorum. Bu durum beni geriyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We'll Be Alright | Larry
FanfictionLouis bir serseriydi. Harry ise onu tanıdıktan sonra hayatı değişen biriydi. Peki o da Louis'yi değiştirebilecek miydi? Uyarı! Uyuşturucu madde kullanımı yer almaktadır.