19

391 43 8
                                    

Louis elindeki kağıdı sertçe Harry'nin önüne bıraktı. Harry ona gözlerini devirerek kağıtta yazanları okudu. İki tane tabak alıp çikolatalı pasta koydu. İki fincan filtre kahveyle birlikte tabakları da tepsiye yerleştirip ona uzattı. Louis normalde tepsiyi alırken ya Harry'yi utandıracak bir şeyler söylerdi ya da onu öperek gülümsetirdi. Bugün ise öğle saatlerinde biraz tartışmışlardı. Yine malum konu yüzünden saatlerdir hiç konuşmuyorlardı.

Jay onlara sessiz olmalarını söylemek için geldiğinde Louis ona da çıkışmıştı. Jay Louis'nin bu hallerine alıştığı için çok fazla üstünde durmamıştı. Harry ise Louis'nin bu tavırlarına katlanamamıştı. Hem kendisine ters davrandığı için hem de annesine tepki gösterdiği için bir kere daha kızmıştı ona. Sonuç olarak birbirlerinin yüzüne bakmıyorlardı.

Saat akşam dokuzu gösterdiğinde Harry Jay'in yanına gitti. Louis belli ki annesinden özür dilemişti çünkü kollarını kadının omzuna sarmıştı. "Ben artık çıkabilir miyim?" diye sordu.

"Evet canım, ben hallederim mutfağı."

"Teşekkür ederim." deyip gülümseyerek tekrar mutfağa geçti. Önlüğünü çıkarıp askıya astığında Louis'nin sesiyle irkildi.

"Nereye?"

"Eve." dedi soğuk bir sesle.

"Niye erken çıkıyorsun?"

"İşim var." derken ceketini üstüne geçirdi.

"Bu gece bizde kalacaktın." ona dönerek ifadesizce baktı.

"Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum. Zaten eve gitmem lazım."

"Böyle…"

"Böyle yapma Harry, bu konuyu açma Harry, yapamam Harry. Ben artık bunları duymak istemiyorum. Gidip biraz dinlenmeye ve kafa dinlemeye ihtiyacım var. Lütfen bir kere olsun bana anlayış göster. Evime gideyim, biraz erken uyuyayım ve yarın daha sağlıklı bir kafayla geleyim. Yaptığım işe bile odaklanamıyorum." Louis itiraz etmek istedi. Bu gece her şeye rağmen onunla uyuyacağını düşünmüştü. "Çıkıyorum ben, kolay gelsin size." diyerek yanından geçip gitti.

Sadece kafede çalışırken uyuşturucu kullanmamasını, hatta hiç kullanmasa daha iyi olacağını söylemişti. O noktadan sonra her zamanki gibi ipler kopmuştu. Louis yine sinirlenmişti ve Harry'ye ters konuşmuştu. Harry geri adım atmayınca da sesleri yükselmişti. Jay onların sesini duyunca mutfağa gelmiş olayı anlamaya çalışırken o da nasibini almıştı.

Kafeden erken çıkmak isteyince Jay hiç itiraz etmeden istediği zaman çıkabileceğini söylemişti. Normalde Jay'in eski model arabasıyla eve dönüyorlardı. Bu gece onların evinde kalacağını bir gün öncesinden kararlaştırmışlardı. Bugün yaşananların üstüne hiçbir şey olmamış gibi gidip o evde, onun yatağında yatamazdı.

Otobüsle eve döndüğünde saat onu geçiyordu. Kendini duşa attı. Vücudunu rahatlatmaya ihtiyacı vardı. Ilık su altında gergin olan tüm kaslarının gevşediğini hissetti. Duştan çıkıp saçlarını kuruttuğunda ise saat on biri geçiyordu. Mutfağa geçip bir şeyler atıştırdı. Telefonunun çaldığını duyunca yatak odasına koşturdu. Ekranda Jay'in adını görünce kaşları çatıldı.

"Alo?"

"Harry, hemen gelmen mümkün mü?" kadının telaşlı sesini duyunca kendisi de telaşlandı.

"N'oldu? Neredesiniz?"

"Eve geldik ama Louis bir türlü durmuyor. Eve geldiğimizden beri sürekli odasında bir şeyleri yere fırlatıyor." dediğinde arkadan gürültülü bir ses geldi. "Emma korkuyor. Louis ile ilgilenirsem onu boşlamış olacağım. Louis'yi de durduramıyorum zaten."

We'll Be Alright | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin