9. BÖLÜM

19K 1.4K 1.8K
                                    

19. BÖLÜM: ENDİŞE DALGASI

İçim içimi yiyordu. Nereye çıktığını bilmediğim bir tünelde kırık adımlarla ilerlerken ardımda bıraktıklarımı düşündüm. Bu benim karanlığımdı, benim etrafımda dolaşan ve yanımda olan herkesi içine almaya yeminli bir karanlıktı.

Kumral ise karanlığın beden bulmuş haliydi. En çok onun yanına yakışıyordum, bununla yaşamak beni tüketse de gerçek olan buydu. Geride bıraktığım herkes, özlem bulutunun içine sıkışmış üzerime yağarken ben, bir kar fırtınası gibi yanından geçtiğim her şeyi donduruyordum.

Kabulleniş ve en acısı da buydu.

"Şimdi ne olacak?" diye sordum gayriihtiyari bir şekilde.

"İçindeki cevheri dışarıya çıkaracağız." Sesi yine sakin ve pürüzsüzdü. Gözlerimin üzerinde olduğunu fark edince devam etti. "Sana, kendini kontrol etmeyi ve bir Soğuğun zihnine girmeyi öğreteceğim. Seni canlı tutmanın başka bir yolu yok anlaşılan."

"Seni de kontrol edeceğimden korkmuyor musun?" Hâlâ incelediğim yüzünde dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı.

"Maya, ben korkuyu hissetmeyeli sandığından daha uzun bir zaman oldu. Ben donmuş bir yaratığım, umurumda olan tek şey güç ve bunu bana, sen vereceksin."

"Beni kullanabileceğin bir silaha dönüştüreceksin."

"Hayır, yanımda bana..." Bir süre dişlerini sıkıp kelimeleri aradı. Gözleri parıldadığında dudaklarını ıslatıp "Seni, bana yoldaş olacak bir kıvama getireceğim," dedi. "Bu halin zayıf, sürekli seni koruyamam. Bundan şikayetçi olduğum için değil, bana ait şeylere her zaman sahip çıkarım. Ama senin içinde açığa çıkmayı bekleyen bir güç var. Etrafındaki herkes sana yaralı bir kuşmuş gibi davranıyor. Sen yardıma muhtaç değilsin, seni bir yerlere çekiştirip aptalca korumak yerine savunmayı öğretmeliydiler. Kraliçe ve Yönetim senden korkuyor çünkü eşsizsin, Avcılar ve bizim akılsız kralımız da sana çocuksu bir sevgi besliyor. Ya seni öldürmek istiyorlar ya oyuncak bebekmişsin gibi davranıyorlar. Ben senin kendin olmana izin vereceğim."

Kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım.

Tepkim onu eğlendirmişti.

"Yol arkadaşım," diye ekledi. İlk defa böyle uzun cümlelerle konuşuyordu. Nasıl oluyor da etrafımda bana yakın onca kişinin arasında beni anlayan, beni gerçek anlamda görebilen kişi Kumral oluyordu?

Ona ayak bağı olsam da bana öyle davranmayacak, bana öğretecekti. O, herkesin istediğini kendi avucunda tutmak istiyordu. Umurunda olan tek şey güçtü. Başka bir şey söylemedim, bana yapmak istediği şeyi yapmasını istiyordum. Söylediği gibi, savunmasız kalmak değil, kendimi koruyabilecek güce erişmek istiyordum.

Arabanın durduğunu fark edince gözlerimi ovuşturarak etrafı inceledim. Hava karanlıktı ama istasyonun ışıkları, etrafı görebileceğim kadar aydınlatıyordu.

"İniyoruz, trenle devam edeceğiz."

Başımla onaylayıp benim için açtığı kapıdan dışarıya süzüldüm. Kibarca teşekkür ettiğimde bel çıkıntımda yerini alan hafif dokunuşunu yok saymaya çalıştım. Bana dokunulmasından hoşlanmıyordum ama o, bana sahip olduğunu göstermekten hoşlanıyordu. Öyle sanmasına izin verdim.

Seri adımlarla bilet satılan lobiye ulaştık. Kumral, cam çıkıntıdan bir miktar para uzatıp üstünü almadan biletlerimizi cebine attı. Beni yeniden yönlendirdiğinde gardan içeri girmiştik. Yeni silindiği belli olan desenli taşların üzerinden yürürken etraftaki heyecanlı insanlara baktım. Çoğu bir yere yetişmek uğruna koşturuyor, geri kalan kısmı ise bitkince uyukluyordu.

GECENİN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin