YAZ GECESİSıcaktı. Kavurucu, bunaltıcı derecede sıcak. Sesleri duyuyordum. Gülüşmeler. Birbirine seslenenler. Müzik sesi. Dalga sesi. Nasıl yapıldığını hatırlayamadım ama gözlerimi açmam gerektiğini düşündüm. Karanlık çöktü. Hayır, üzerime bir gölge düşmüş olmalıydı. Zorlanıyordum. Varla yok arasındaydım. Yavaş yavaş parmaklarımı hissetmeye başladım. Sırtımın altındaki rahatsız edici sertliği. Yüzüme yapışan saçları. Boğazımın kuruluğu birden yakıcı bir his yarattı. Damağım. Çatlamış dudaklarım. Bir yansımanın hissiyle kirpiklerimin hareketlendiğini hissettim.
Gözlerimi açtım.
Güneş.
Gökyüzü.
Mavi.
Her yerdeydi.
Günışığı her yerdeydi. Çıplak kollarıma dokunan şey güneşten yayılan sıcaklık hissiydi.
"Birisi burada sızmış," dediğini işittim.
Ses.
Kelimeler.
"Tek başına mı?"
Başka bir ses.
Konuşuyorlar.
İnsan. İnsan sesi.
"Hey," dedi. "İyi misin?"
Yanındaki birileri gülüştü.
"Neredeyim?" Kendi sesimi duyduğumda sarsıldım. Anlamlandırmaya çalıştım. Aynı anda her şeyi anlamlandırmaya çalıştım. Yavaşça doğruldum. Her şey çok yavaştı. Her şey çok sakindi. Her şey çok farklıydı. Kafamın içi bomboştu. Ne ağırlık vardı ne baskı ne korkutucu sesler ne de sessizlik vardı.
Berrak bir su gibi temizdi.
"Plajdayız," dedi kız. Kız. Genç bir kız.
"Neredeyiz?" Kaşlarımı çattım.
Her şeyi yeni öğreniyormuş gibi, ilk kez konuşuyormuş gibi.
"Birisi çok içmiş galiba," diye güldü diğerleri. "Antalya'dayız. Şu anda plajdasın. Birisini aramamamızı ister misin?"
Sözleri birkaç kez kendi içimde tekrarladım ama yine de bir şey anlamadım. Başımı çevirip önce onlara baktım. Üç kişiydiler. İki kız bir oğlan. Yirmi yaşından büyük görünmüyorlardı. Kızlarda mayo, oğlanda sadece bir şort vardı. Gözlerim etrafta dolaştı. Çok kalabalıktı. Onlarca insan vardı. Avucumun altında kum taneleri vardı.
"Hasta mısın?" diye sordu kızlardan biri endişeyle. Diğeri daha da öne çıktı. "Saldırıya mı uğradın, neyin var?"
Çocuk da yaklaştı. "Bir sorun var gibi görünüyor," dedi.
Saldırıya mı uğradım? Tahmin bile edemezsiniz.
Neredeyim ben... Burası neresi... Daha da önemlisi buraya nasıl geldim?
"Hayır," dedim toparlamaya çalışarak. "Hayır, iyiyim. Teşekkürler." Ellerimden destek alarak ayağa kalktım. Kız uzanıp yardım edecek gibi oldu ama hareketinin aniliği geri çekilmeme sebep oldu. Bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmiş olacak mahcup şekilde geriye çekildi.
"Birini aramamızı ister misin?" diye sordu çocuk. "Polisi de arayabiliriz."
Birini mi? Daha çok kaşlarımı çattım. Kimi arayabilirdim ki? Gözlerim yeniden etrafımda dolandı. Yavaş yavaş döndüm. Koca bir şehir görünce daha çok irkildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN HİKAYESİ
FantasySıradan bir günün akşamında, geçmeye çalıştığı köprüden nehre düşmek üzereyken ölüm tarafından kulağına fısıldandı. "Uzatılan buz gibi soğuk bir el bütün hayatına dokunacak." Bağımlılar ve Avcılar bu kez sıradan bir hayatın hayalini kuran, geceye do...