19. BÖLÜM: HAYALET KASABABizi buradan çıkarabilecek anahtar ben olduğum için bütün yükü benim omuzladığımı düşünüyorlardı. Pars ve Fetih son zamanlarda hiç olmadıkları ketum ve kapalı kutu haline gelmişlerdi. Artık her sabah Yargıcı Bar'a gidiyor ve işleri olduğunu söylüyordu. Bunun kasabaya inen hükümdarlarla doğrudan bir ilgisi olduğuna şüphem yoktu ama sorduğum zaman geçiştiriliyordum. Benim yapabileceğim bir şey olmadığını, o kısmı da ona bırakmamı istediğini söylüyordu. Hükümdarlarla mümkün olduğu kadar görüşmemek istediğim için bu ricasına boyun eğiyordum ama sık sık yanına gidiyor ya da gün içinde her fırsatta telefon ediyordum. Aklımız birbirinde kalıyordu. Ben de onun için endişeleniyor ve özellikle annesiyle onu tek başına bırakmayı içime sindiremiyordum. Bu yüzden bu defa ben Pars'ı ona vermiştim.
Tan istemediği sürece babamın evine gitmiyordum. Fetih'in kasabadaki küçük evi buradaki son kalemdi. Buradan ya tamamıyla çıkacaktım ya da burada onunla birlikte ölecektim. Başka bir yere daha taşınmak daha doğrusu savrulmak istemiyordum. Her şeyi düşündüğümde, ne kadar düşünürsem düşüneyim hep aynı noktaya varıyordum. Tek çaremiz vardı o da bir an önce hepimizi bu zihin hapsinden kurtarmak. Bu yüzden tek başıma olduğum her an zihnimde daha da ileriye gitmeye çalışıyor ve İsis'in kalkanını arıyordum.
Son zamanlarda hiç olmadığı kadar sessizdi. Onu tanıdığımı düşünmek aptallık olurdu ama niyetini açıkça belli etmişti. Beni böylece rahat bırakacağına inanmıyordum. Bu belirsizlik beni ürkütse de elimde yeteri kadar acı olduğunu biliyordum.
"Burada duralım lütfen," dedim koltukta öne doğru uzanıp şoföre. Adam etrafa baktı ve dikiz aynasından bana baktı ama çok konuşkan biri olmadığı için herhangi bir şey sorgulamadı. Nefes aldım ve bunun da bir çeşit egzersiz olduğunu düşündüm. Zihnine girip onu sakinleştirdim. Kafasında bir ton endişe vardı. Neden buraya geldiğimi sorguluyordu. Buraya gelmemem gerektiğini düşünüyordu. Birine haber verip vermemesi konusunda kararsızdı. Haber vermesi gerektiğine inanıyordu ama bunu öğrenirsem ona yapacaklarımdan korkuyordu. Haber vermezse Fetih'in ve Tan'ın ona yapacaklarından korkuyordu. Gerçekten rahatsız ediciydi. Onu bu gerilim dolu çelişkiden kurtarmak için zihnine biraz sakin olmasını telkin ettim. Bu olağan bir durummuş gibi cümleler kurdum. Kimseye haber vermesine gerek olmadığını, işimin uzun sürmeyeceğini söyledim. Döndüğümde ona buraya geldiğimizi unutturmam gerekiyordu. Zihninden çıktığımda başını koltuğa yasladı ve yüzündeki katı ifade yumuşadı. Memnuniyetle gülümseyip arabadan çıktım.
Akademinin önündeydim. Ön kapıya yakın bir yerde. Biraz sonra geldiğimi fark edecekler ve bir dolu adam kapının önünde etten bir duvar olacaktı. Dahası bu kimsenin hoşuna gitmeyecekti. Riva bu yaptığımı duyduğunda muhtemelen sinir krizi geçirecekti. Onu daha önce hiç sinir krizi geçirirken görmemiştim ama bunu yapmamdan herkesin ne denli rahatsız olacağının bilincindeydim.
Hepsini anlıyordum. Neden burada olmamam gerektiğini. Neden Pamir'in burada olması gerektiğini. Ama kız kardeşimi özlüyordum ve Armoni aramalarıma da Tan ile iletişime geçme çabama da yanıt vermiyordu. Onu yanıma almamayı kabul etmiştim ama görmek şöyle dursun telefonla konuşmama bile izin vermiyordu. Onu düşünmediğim tek bir gün bile yoktu. Herkes dört bir yanımdan, en çok güvendiğim Fetih ve Pars bile bunu yapmamamı onlarca kez açıklamıştı. Biraz daha dayanmam için yalvarmışlardı. Ama buradan çıkmayı bekleyemezdim. Sadece onu görmem ve onu unutmadığımı söylemem gerekiyordu. Sadece sesini duymam ve sesimi duyurmam gerekiyordu.
"Bunu bir egzersiz gibi düşün," diye hatırlattım kendime. Bu bir zihin egzersizi. Akademinin ne kadar kalabalık olduğunu biliyordum. Eğer bunu başarabilirsem çok fazla yol kat etmiş olacaktım. Amacım ortalığı birbirine katmak değildi, aksine kimseye görünmeden kapıdan içeriye sızmaktı. Hepsini uyuşturmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN HİKAYESİ
FantasíaSıradan bir günün akşamında, geçmeye çalıştığı köprüden nehre düşmek üzereyken ölüm tarafından kulağına fısıldandı. "Uzatılan buz gibi soğuk bir el bütün hayatına dokunacak." Bağımlılar ve Avcılar bu kez sıradan bir hayatın hayalini kuran, geceye do...