2

381 44 10
                                    

Kardeşimin sevincini paylaştıktan sonra tekrar odama girdik. Sena camı açıp sigara içerken defteri elime aldım. 

"Salaklaştım iyice." 

"Bir şey mi dedin?"

"Yok hayatım." Kafam allak bullaktı. Bu saçmalığın gerçek olmadığına kendimi inandırmam için bir kanıt istiyordum. Etrafa bakındım. İmkansız olan bir şey lazımdı bana. Düşündüm.

"Ne arıyorsun?" Sena'ya baktım.

"Hi-" Gözüm boynundaki kolyeye gitti. Bu hayatta en çok değer verdiği eşyaydı o kolye. Kimseye vermezdi, bana bile.

"Bir şey aramıyorum. Ne yapacağımı unutmuştum da. Şimdi hatırladım."

Defteri masaya koydum. Kalemi mürekkebe batırıp yazdım.

"Sena'nın kolyesi."  Ardından defteri kapatıp Sena'nın yanına geçtim.

****

Yedi gün olmuştu ve tahmin ettiğim gibi bu defter olayı saçmalıktan ibaretti. Sena bırak kolyeyi vermeyi onunla ilgili konuşmamıştı bile.

Bu defter istediğimi yapmasa da yazması o kadar keyifliydi ki. Boşa gitmesin diye bir haftadır kafamda dolaşan seneryoyu yazmak istedim. Bilgisayarda bir taslak vardı ama aklımdaki hikayeyi deftere yazmak daha farklı olacaktı. En azından öyle umuyordum.

Saat 03:05'ti. Uyku tutmamıştı. Ne yapsam diye düşünüyordum. Oyun oynayabilirdim ama sabahlayasayım yoktu. Video izlemek de gelmiyordu içimden. O gün tamamen yazmak istediğimi fark ettiğim gündü.

Kalemi ve mürekkebi alıp defterin temiz bir sayfasını açtım. Ve bana tüm bunları veren adamı gördüğüm günden itibaren yazmaya başladım. Günlük olarak kullanmayacaktım tabiki. Hikayeyi deftere ilk yazdığım zamandan değiştirmeye başladım.

Baş karakter bendim. Deftere yazıyordum ve yazdıklarım gerçek oluyordu. Tek fark buydu. Karakter ortadünyada yaşamak istediği için bir hikaye yazacak ve gerçek olacaktı. Kafamda her şey belliymiş gibi yazdım. Sena'nın kolyeyi verdiğini de yazdım. En azından hikayede böyle olmalıydı.

"Sena kolyesini bana verecek." Yazdım. Karakterimiz sevgilisinin kolyesine ulaşıyordu. Bizzat sevgilisi veriyordu bu manevi hediyeyi. Ardından ertesi günden devam ediyordu hikaye. Karakterin evi boştu. Sabah olduğu için elini yüzünü yıkamaya gitti. Yüzünü yıkarken baktığı aynada yansımasını gördü. Fakat yüzü kan ve kir içerisindeydi. Üstelik üstü de farklıydı. Ortaçağdan kalma bir zırh giyiyordu.

Aynadaki yansımasının arkasına baktı ateş ve toz kaplıydı. Elini uzattı. Yansıması da uzattı. Aynaya dokundu ayna parmağının dokunduğu yerden kırıldı. Parmağı kesildiği için elini çekip parmağına baktı. Ardından kafasını kaldırdı artık banyoda değildi. İstediği gerçekleşmişti. O artık farklı bir dünyadaydı.

Gülümsedim. Hayal kurmak hoşuma gidiyordu. Ama düşünüyordum. O karakter ben olsam, ne yapardım?

Bu soruyu sorunca onun yerinde olmak istedim. Ortaçağ temalı her şeye bayılırdım neredeyse. Oyunlar, filmler, diziler. Beni çok cezbederdi.

Bunu hayal ederken defteri kapattım. Nihayet uykum gelmişti. Işığı kapatıp yatağıma yattım.

***

Sabah gözümü açar açmaz yaptığım gibi telefonumu elime aldım. Önce saate ardından Sena'dan gelen mesajlara baktım.

"Evin önündeyim." Saat 08:30'du. Bu saatte ne işi vardı? Yüzüme su çalıp çıktım dışarı.

"Aşkım." Sıkıca sarıldı.

"Saat erken biliyorum. Ama gelmek istedim." Elimi beline yerleştirdim. Ayrıldığımızda heyecanla bana bakıyordu.

"Ne söyleyeceksin?"

"Ben sana bir hediye vermek istiyorum." Gülümsedim.

"Allah Allah kıyamet mi kopacak? Sabah sabah hem seni görüyorum. Hem hediye alıyorum."

"Aşk olsun." Arka cebinden küçük bir kutu çıkarttı. Merakla kutuyu verene kadar bekledim. Uzattığında alıp salladım.

"Aç hadi." Kutuyu açtığımda gördüğüm şeyle kaldım. Kolye, Sena'nın kolyesi. Donup kaldım.

"Bebeğim?" Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Şaka yapar gibi bir hali yoktu. 

"Sena sen ciddi misin?"

"Evet."

"Saçmalama. Bunun senin için manevi değeri çok yüksek alamam." Bana bu kolyenin hikayesini ilk anlattığı zaman geldi gözümün önüne;

Çimenlerin üzerinde otururken boynunu okşamıştım. O an kolyesi dikkatimi çekmişti.

"Bu kolyeyi niye sürekli takıyorsun? Çok mu seviyorsun?"

"Çok değerli. Anneannem bebekken bir tutam saçımı kesip koymuş bunun içine. Ölene kadar da boynunda taşımıştı. Sanırım bana değer veren ilk insan o. O yüzden çok önemli benim için." 

"Sena ben alamam."

"Alırsın." Kutunun içinden kolyeyi alıp arkama geçti. O kolyeyi boynuma takarken ben gerginlikten kaskatı kesilmiştim. O defter gerçekten istediğiniz her şeyi yapıyordu. Buna artık emindim. Ama bu kolye işi gerçekleştiyse o kırık ayna anı da gerçekleşecek demektir.

"Ha s*ktir." Koşarak eve yöneldim. O metni karalamalıydım. Bir umut o anı yaşamamam lazımdı. Fikirde iyiydi ama gerçekte ortaçağa gidersem b*ku yerdim.

Zili çalıp kapının açılması için beklerken gözlerim kapandı.

"Adal!"

****

Gözümü açtığımda her zaman yaptığım gibi telefonumu elime alıp saatime baktım. Ardından Sena' nın mesajlarına... Sena'ya cevap verip yataktan kalktım. Lavoboya doğru ilerledim. Bilincim oraya gitmemek için beni zorlarken ayaklarım lavoboya doğru götürüyordu bedenimi.

Tahmin ettiğim gibi oldu. Aynaya baktım elimi yansımamdaki askere uzattım ve parmağım kanadı ardından kafamı kaldırdım. Artık evde değildim.

~~~~

Beyin emcükleyen bir bölüm biliyorum. Saat birde yazılan bölüm anca bu kadar oluyor. Eğer çok karışıklık olursa düzeltirim.

İyi geceler.

İyi gecelerrr. (Bu sanaydı bebito)

KIRIK AYNA • GXGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin