Ashmute - Scenery
Onu görmemin üzerinden 3 gün geçmişti.
O gün onun sigaramı yakması, bana temas etmesi, yüzüme bakıp konuşması hâlâ gerçek değilmiş gibi geliyordu. O sarı saçlı, çilli, beni kendine bağlayan çocuk vardı.
Yaşıyordu.
Ve ben yine onu görebilme umuduyla yemekhanenin önünde durmuş, elimde henüz yakmadığım sigaramla duruyordum. Belki bir daha hiç denk gelmezdik, bilmiyordum ama burada gördüğüme göre aynı okuldaydık.
Yıllarca o çok yakınımdaydı ama ben onu görememiştim.
Bu düşünce daha da üzülmeme sebep oldu. Demek ki onu aradığımı sanırken hep uzaklara bakmıştım. Yanı başıma bakmak aklıma bile gelmemişti. O güzelliği böyle bir yere yakıştıramamıştım belki de.
Derince bir nefes bırakıp titreyen telefonumu cebimden çıkardım. Hyunjin olduğundan adım gibi emindim. Büyük ihtimalle neden hâlen kapının önünde dikildiğimi, içeri girip yemek yemediğimi soracaktı.
Aramayı yanıtlayıp telefonu kulağıma götürdüm. "Efendim?" derken gözlerim hatrı sayılır bir kalabalığı olan bahçede geziniyordu.
"Hyung nerdesin ya? Sana da yemek aldım, aynı yerde bekliyorum. Bırak şu zıkkımı da gel yemeğini ye."
Elimde yanık olmayan sigaraya bakıp "Sigara içmiyorum ki." diye mırıldandım. Yine o gelsin ve yaksın istiyordum.
"Ne halt ediyorsan artık kapının önünde bırakıp gel işte. Delirttin beni, delirttin."
Telefon yüzüme kapanırken onun bu sitemlerine alıştığım için bir şey yapmayıp olduğum yerde beklemeye devam ettim. Yemek yemem benim için mühim bir mesele değildi.
Şu an onu görebilme ihtimalim dışında hiçbir şey mühim değildi.
Sırtımın dümdüz ayakta dikilmekten ağrıdığını hissettiğimde biraz gerileyip duvarla buluşturdum. Tam bu sırada ise duyduğum birkaç bağrışma sesiyle nereden geldiğini anlamak için kafamı kaldırıp etrafa bakındım. Yere bakarak düşüncelere daldığımın farkında bile değildim.
"Lee Felix! Çok fena siktim seni oğlum. Kaçma gel buraya!"
İki koca herif son hızda birisini kovalıyordu. Kimi kovaladıklarını ise göremiyordum. Siyah kapüşonlusundan dolayı bir şey gözükmüyordu.
"Lan amına koyayım, yoruldum ya. At gibi koşuyor herif." Orta boylu çocuklardan birisi tam önümde durup nefes nefese halde soluklanırken diğeri de peşinden gelmiş ve onun yanında durmuştu. İkisi de yorulmuş görünüyordu.
"Daha fazla koşacak halim kalmadı. Kendisi yanımıza gelecek nasıl olsa tıpış tıpış." Kısa boylu olan söylemişti bunu. Saçları sarı ve gri arası bir tondaydı. Vücudu ise oldukça yapılı duruyordu.
"Doğru diyosun, siktir et. Gel yemek yiyelim bari lan." Turuncu saçlı çocuk konuşmasını bitirip yemekhane girişine ilerlerken gözleri duvarda yaslanmış bir şekilde duran bana kaymış fakat çok oyalanmadan çekip önüne dönmüştü.
İkisini de tanımadığım için ne olduğunu ve neden koştuklarını umursamadım. Ta ki koşarak tam önümden geçen çocuğa kadar.
Lee Felix dedikleri kişi bu muydu? O gün sigaramı yakan kişi?
Adının Felix olduğunu öğrendiğim çocuğun büyük ihtimalle koştuğu için kapüşonu açılmış, rüzgar da sarı saçlarının dağılmasına sebep olmuştu. Biraz ilerimde adımlarını durdurup o da içeri giren ikili gibi soluklanmaya başladı. Bakışlarımı üzerinden çekemiyordum.
Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu.
Gözüm üzerindekilere kaydığında siyah kapüşonlusunun altına giydiği yırtık siyah kot pantolonu ve postallarıyla rüyalarımdakinden daha serseri fakat daha büyüleyici gözüküyordu.
Kalp atışlarımın hızlandığını hissederken yaslandığım yerden doğruldum fakat sonrasında yanına gidip ne diyeceğimi bilemediğim için olduğum gibi durdum.
O da doğrulup etrafına bakınırken beni görüp görmediğine emin olamadım. Görse de tanımazdı zaten. Bakınmaktan vazgeçip sakin adımlarla yürümeye başladığında ben de ona ayak uydurdum. Eğer şanslıysam hangi fakültede okuduğunu öğrenebilirdim.
Elimdeki sigarayı yürürken çöpe attığımda içimde bir yerlerde ortaya çıkan heyecan duygusuyla kendime engel olamadan gülümsedim. Uzun zaman olmuştu böyle hissetmeyeli.
Geç gelmişti fakat güzel gelmişti.
-
nasıl gözüne girebilirim?
yalnız bir rüya olsa da, yine de isimsiz yaşıyorum
seni burada bekliyor olacağım
uçsuz bucaksız dağılıyorum
lütfen bana seslen ve beni buradan götür
ŞİMDİ OKUDUĞUN
above the clouds | chanlix
FanfictionChan sürekli rüyalarına giren ve periye benzeyen o çocuğa aşıktı. -220405, angst