atc | 14

386 54 43
                                    

The Weeknd - How Do I Make You Love Me

Ben ne zaman okuldan mezun olacaktım?

Yıllardır sebepsizce geldiğim bu okula neden şimdi gelirken zorlanıyordum? Aynıydı aslında. Değişen hiçbir şey yoktu, yıllarca aradığım o çocuğu tesadüfen kendi okulumda görmem dışında.

Yine bir yemekhane saati, Hyunjin'le karşılıklı oturuyorduk. Felix rüyama geldiğinden beri ne perimi görebilmiş, ne de gerçek Felix'le denk gelmiştim.

Hyunjin de sanki tüm bu olanları anlamış gibi sesini çıkarmıyor, benim için en iyi arkadaş konumundaki yerini koruyordu.

Ona minnettardım.

Birkaç gündür yaptığım tek şey okula gelmek ve gitmekti. Derslerle bir alakam yoktu. Belki mezun bile olamayacaktım. Sadece evde tıkılıp kalmaktansa buraya gelmek daha iyi geliyordu.

Zaten az kalmıştı, hissediyordum.

Bu hisle beraber de birisi artık bana bazı şeyleri boşvermemi söylüyordu.

"Denemeden bilemezsin."

O haklı olabilirdi. Bunca zaman sadece onu görmüş, ona bağlanıp inanmış biri olarak yine ona güvenebilirdim. Perim benim üzülmemi istemezdi sonuçta değil mi?

"Afiyet olsun."

Kulağıma dolan kalın sesle irkildim. Nasıl dalıp gitmişsem yanımdaki sandalyeye gelip oturan Felix'i fark etmemiştim bile.

"Sağ olasın." Hyunjin, Felix'e karşılık verdiğinde gözleri kısa bir an için ikimiz arasında gidip geldi.

Gözlerimi Hyunjin'den çekip yanımdaki çocuğa çevirdiğimde beklemediğim bir şeyle karşılaştım.

Felix üzerine beyaz bir tişört giyip üzerine de yapraklı bir kolye takmıştı. Saçları ise dağınık değildi, aksine ortadan güzelce ayırılmıştı.

Onun üzerinde sürekli giydiği deri ceketin ve siyah kıyafetlerin dışında bir şey görmek beni şaşırtmıştı.

"Öhö öhö."

Hyunjin seslice öksürüğünde önüme döndüm. O masadaki suyundan bir yudum alıp bıraktığında bana olan bakışlarını anlamıştım. Gidecekti.

O, "Ben bir sevgilime bakayım." deyip ayaklandığında sadece arkama yaslanıp onu izlemekle yetindim.

Felix gülümseyerek "Bak tabii." dediğinde kaç gündür görmediğim bu çocuğa ne olduğunu merak ettim. Sanki havalar ısındığı için o da buna ayak uyduruyor ve sıcaklaşıyordu.

Yanmasak iyiydi.

"Ee," Kahve gözleri gözlerime değdiğinde konuşmaya devam etti. "Bitirdin mi yemeğini?"

Yememiştim ki bitireyim?

"Evet." dedim. Çoğu zaman düşüncelerimin aksini dile getirmek zorunda kalıyordum. Alışkanlık olmuştu artık.

O bana cevaben başını salladığında benim bakışlarım onun yüzünde geziniyordu. Çilleri nasıl bu kadar güzel olabilirdi ki? Çillerin kaplamış olduğu burnu da o kadar minikti ki insanda öpme isteği uyandırıyordu. Sert duruşunun aksine oldukça sevimli bir yüzü vardı aslında. Belki de hep bugünkü gibi giyinip ışık saçsa, ona aşık olmayan kimse kalmazdı.

Çoğu kişinin sırf sert durduğu için onunla muhattap olmadığı belliydi. Eminim ki o da bunun farkındaydı.

Felix sanki durup onu incelemem çok normalmiş gibi beni bekliyordu. Yüzündeki hafif tebessüm ise silinmemişti.

"Denemeden bilemezsin."

Zihnimde bir kez yankılanan bu cümleyle derin bir nefes alıp gözlerimi ondan kaçırdım. Bilemezdim, evet. Bu yüzden deneyecektim. Belki de Mutlu olmak için her şeyi göze almalıydım? Korkaklığımdan olabilirdi bu mutsuzluğum.

Bakışlarımı önümdeki az yemek dolu tabaktan çekip gözlerine çıkardım. Çok kısa bir an için kahveleri kahvelerime karışırken ona nasıl baktığımı bilmiyordum fakat yüzündeki tebessüm silindi. Konuşacağımı da anlamış gibiydi.

Kötü bir şey diyeceğimi düşünüyordu belki de.

Ama yanılıyordu. Artık kaçmayacaktım. Deneme sırası bendeydi.

"Felix," deyip aramızdaki sessizliği bozdum ve onun cevap vermesini beklemeden devam ettim. "...beni sever misin?"




-

beni sevmeni nasıl sağlayabilirim?
bana aşık olmanı nasıl sağlayabilirim?
beni istemeni ve sonsuza dek sürmesini nasıl sağlayabilirim?

above the clouds | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin