Cigarettes After Sex - Heavenly
Az önceki görüntülerin zihnimden silinmesini sağlayabilecek bir icat olsaydı keşke. Bunu her şeyden çok isterdim.
Lee Felix öpüştüğü kızdan hiç ayrılmadan tuvaletlerin oraya yöneldiğinde ben de oturduğjm yerden ayaklanmıştım. Adımlarım direkt olarak çocukların olduğu masaya yönelikti.
"Oo, gelmişsin." Adı Changbin olan kısa boylu çocuk bana hitaben konuşup yanlarına oturmam için yana doğru kaydı. Açılan yere kendimi sıkıştırıp oturdum ben de.
Aslında en başından beri gelip burada çocuklarla oturmak yoktu aklımda fakat bazen her şey planladığımız gitmeyebiliyordu. Şu an olduğu gibi.
Felix'in gözlerimin içine bakarak başka birisiyle öpüşeceğini elbette tahmin edemezdim.
Hyunjin'in bakışları yanındaki Seungmin'den bana doğru dönerken "İyi misin?" diye sordu.
Değildim, bu yüzden cevap vermedim.
Önümdeki kime ait olduğunu bilmediğim tekila bardağını alıp kafama diktim. Sikeyim ki birkaç gün boyunca da iyi olabileceğimi sanmıyordum.
Yıllardır rüyalarımı süsleyen o çocuğu bulmuştum. Mutlu olmam gerekirdi. Onunla konuşup bu olanları anlatmam ve onun benim ilacım olduğunu yüzüne söylemeliydim.
Tabii Lee Felix sandığımdan çok daha başka biri çıkmasaydı.
Gerçek Felix bambaşkaydı. Güzeldi, çekiciydi, kusursuzdu. Sorun da tam olarak buradaydı. O bu güzelliğinin farkındaydı ve değerlendiriyordu. Serseriydi, eminim birçok kez tek gecelik ilişkileri olmuş kimseye bağlanmadan şu yaşına kadar gelmişti.
"Felix kızı götürdü yine."
"Lee Felix'ten hızlısı mezarda bile yoktur."
Minho ve Changbin'in aralarındaki konuşmaları duyabiliyordum. Gürültülü müzik bile buna engel olamıyordu.
"Bu gece gelmez herhalde bizimle."
Changbin kolunu yanındaki turuncu kafanın omzuna atıp "Sanmam be oğlum. Sabaha kadar yüzünü görmeyiz." dedi. İkisinin de yüzünde garip bir sırıtış vardı. Hafiften sarhoş oldukları belli oluyordu.
Gözlerimi üzerlerinden çekecekken Changbin'in bana göz kırpmasıyla kafamı hayırdır anlamında salladım. İkidir bunu yapıyordu ve amacını henüz anlamış değildim.
"Hiç." diye mırıldanıp kolunu omzuna attığı çocuğun yanağını öptü. Böylece bara geldiklerinde buldukları kişilerin çoktan gittiğini fark etmiştim. Anlaşılan bu ikisi arasında da bir şeyler vardı.
Kurcalamak istemiyordum.
"Kalksak mı?"
Aradan ne kadar vakit geçmişti bilmiyordum ama elimdeki bardağın alınması ve hemen ardından Hyunjin'in konuşmasıyla bayağı bir olduğunu anlamıştım.
"İyiydik böyle." diye mırıldandım.
Hâlâ o girdiği yerden çıkamasını bekliyordum. O sarışın çocuk oradan çıkmalı ve yanımıza gelmeliydi. Bunu yapmalıydı.
"Ananı sikeyim, Felix mi bize doğru gelen yoksa ben sarhoşluktan kafayı mı sıyırdım?"
Changbin'in şaşkınca çıkan sesiyle bakışlarımı masadan çekip kalabalığa çevirdim.
Ağır adamlarla bize doğru yürüyen çocuğun kısa saçları birbirine karışmış, o pembe dudakları şişmiş ve kızarmıştı. Sol omzuna attığı deri ceketi parmağıyla tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
above the clouds | chanlix
FanfictionChan sürekli rüyalarına giren ve periye benzeyen o çocuğa aşıktı. -220405, angst