atc | "lee felix"

470 46 48
                                    

Taeyeon - Fine

1 ay sonra

Sevmiştim. Farkında değildim fakat şimdi bunca satırı yeniden okurken her şeyi bir bir anlamıştım. Filmlerde gördüğümüz o eskiyi düşündüğümüz de anılarımızdan oluşan o film şeridi, şimdi benim gözümün önünden yeniden geçiyordu.

Pek güzel anılarımız olmamıştı belki ama onu öptüğümdeki o his hâlâ benimleydi. Ne zaman karşı karşıya gelsek gözlerimin içine derince bakması, kokumu soluması dün gibi aklımdaydı.

Aslında dikkat etmediğimi düşündüğüm her şeye oldukça dikkat etmiştim. Sadece çok geç farkına varıyordum. Pişman mıydım peki? Oldukça.

Ama artık her şey için çok geçti. O çoktan gitmişti.

Bencillikti belki yaptığı, belki değildi. Kişisine göre bu düşünce değişebilirdi ama ne benim için ne de Hyunjin için bu yaptığı asla bencillik değildi. Biz onu görmüştük çünkü. Asla tam olarak anlayamamıştık belki ama geç de olsa görebilmiştik.

Tepeden ayrılıp eve döndüğüm gün içimdeki bir his sanki bunu biliyor gibiydi. Uyuyamamış, öylece oturup saatin geçmesini beklemiştim. Öğlen olduğunda ise duyduğum zil sesi ve çalan telefonumla hayatın tüm gerçekliği bir kez daha yüzüme çarpmıştı.

O sahiden gitmişti. Zihnimde uzunca bir süre sadece bu üç kelimelik cümle dönüp durmuştu.

Minho üzgün ve telaşlı haliyle evimde dururken, Hyunjin beni aramış ve sadece 'gitti' demekle yetinmişti. Bu tek kelime beni o kadar yaralamıştı ki, o anı hayatım boyunca unutamayacağımı biliyordum.

Dışarıdan bakıldığında soğuk, sert ve kalpsiz herifin teki gözükebilirdim. Öyleydim de. O hayatıma girip beni sever misin diyene kadar öyleydim. Karşımdaki çaresiz hali tüm düşüncelerimi alt üst etmişti ve ben Lee Felix, ilk defa sevebilirim demiştim. Yüzüne karşı diyememiştim belki ama biliyordum, sevebilirdim. O tanıdığım herkesten farklıydı çünkü. Kısacık bir zamanda nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde benliğimi ele geçirmişti.

Tam tamına bir ay olmuştu. Nasıl geçtiğini asla anlayamadığımız koca bir ay... Hepimiz farkındaydık hayatımızdaki değişikliğin. Chan'la yakın olmamalarına rağmen Minho ve Changbin de bizim gibiydi. Sessiz, düz ve enerjisiz.

O sabah Hyunjin beni aradıktan sonra iki gün boyunca onu görmeye gidememiştim. Kötü hissediyordum çünkü kendimi. Hyunjin bana gelip arkadaşına yardım etmemi istemişti, bana inancı vardı ama ben onu yüz üstü bırakmıştım.

Bir gece Hyunjin'i ansızın kapımın önünde bulmam, tüm bu yaşananları her şeye rağmen gelip bana anlatması, güvenmesi, her şey çok garipti. Ne yapacağımı bilememiştim. O arkadaşına ben Seungmin de kalmaya gidiyorum diye yalan söylerken aslında benim yanıma gelmiş, onun sırlarını bana söylüyordu. O da çok çaresizdi biliyordum.

O zaman vicdan azabından kavrulmam gerekirdi belki de ama eğer Hyunjin bana olanları anlatmasaydı, Chan bunu asla yapmayacaktı.

Hiçbir şey yokmuş gibi benden onu sevmemi isterken, ben de bir umut ararken tüm bu olanlardan habersiz olduğumu sanıyordu. Ona çok kısa bir süre bile olsa yakın olabilmek pahabiçilemezdi benim için. Tüm bu yaşadıklarına senelerce katlanıp içindeki seslere katlanmış, hep bir umut aramıştı.

Chan aslında çok masumdu.

Şimdi elimde sıcak bir kahveyle balkonumda otururken karanlık gece de gökyüzüne bakıyordum. Bir ay boyunca yapabildiğim tek şey karanlık gökyüzünde kaybolmaktı. Onun orada olduğuna inanmak istiyordum. Sevdiğiyle beraber olmasına, mutlu ve huzurlu hissetmesine ihtiyacım vardı.

Kendimi böyle daha iyi hissedebilirdim. Hyunjin de bunu yaptığını biliyordum. İçindeki boşluğu sadece böyle doldurabilirdi; onun gökyüzündeki varlığına inanarak.

Bana sevmeyi öğreten adamın, şimdi bulutların üzerinde sevdiğiyle beraber olduğu düşüncesi beni tüm bu üzücü düşüncelerden uzaklaştırıyordu. Dudaklarımda bir tebessüm oluşurken içimden bir kez daha teşekkür ettim ona.




-

bir gün, bir ay ve bir yıl sonra farklı hayatlar yaşayacağız
hayır, benim için değil
kolay olacağını sanmıyorum
hâlâ günlerimi dolduruyorsun
hayır, henüz değil
bir aptal gibi tekrarlıyorum
ağzımdan çıkan sözcüklere engel olamıyorum
bu iyi değil... it's not fine.

-

iste simdi gercekten bitti..

above the clouds | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin