Yoongi, burnuna doluşan keskin ve midesini bulandıran koku yüzünden yüzünü buruşturarak gözlerini araladığında bakışları ilk başta beyaz parkeye oradan Jimin'in oturduğu için bükülmüş dizlerine ve yeri beyaz bir bezle temizleyen ellerine kaymıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken olduğu yerde hareketlenmeye çalışmıştı fakat vücuduna giren ağrıların pek yardımcı olduğu söylenemezdi.
Jimin'in yorgun ve üzgün bakışları onun küçük gözleri ile buluştuğunda derin bir nefesi içine çekmek istemiş fakat tekrardan kendini belli ederek ciğerine dolan iğrenç koku ile kolunu burnuna götürmüştü hemen. Yeni uyanmış olmanın ve dünü anlık da olsa unutmuş olmanın getirisiyle özensice burnuna götürdüğü kolu orada bir sızıya sebep olduğunda geri çekmişti
Diğer anılarının yanına farklı olmayacak şekilde birkaç anıyı daha bırakan gecenin görüntüleri zihnine doluşurken acelesiz gözlerle etrafa bakındı.
Annesi ve babası biraz ilerilerinde bulunan kahverengi koltukta hiçbir şey olmamışçasına bir televizyon programı izliyor Jimin ise onun saatler önce kustuğu kurumaya yüz tutmuş kusmuğunu temizliyordu.
İçinde büyük bir acı ve utanç nüksettiğinde tutuk bir hareketle onun elindeki birazı kirlenmiş beze uzanmış fakat onun beyaz ellerinin üzerinde kanlı elleri eğreti durduğunda geri çekmişti.
"Ellerini temizlemeyi unutmuşum abi kusura bakma." Jimin kısık bir sesle konuştuğunda bu sefer az önceki tutuk hareketinin aksine hızlı bir şekilde elindeki bezi çekmiş ve kendisi silmeye başlamıştı.
O hiçbir şey demeden yandaki kovanın içindeki suda arada bezi yıkayarak yeri silerken Jimin ise öylece izliyordu onu.
Abisi kusmasının ardından hemen bayılmıştı fakat odasına götürülmüş olduğu için bilmiyordu. Volta attığı odasında öylece beklerken kesilen sesler ile kaşlarını çatmış ve aşağıya inmişti.
Gördüğü şeyler ne hissetmesi gerektiğini bile unutturmuştu ona.
Annesi onun peşinden gelirken salona göz gezdirdi. Abisi yerde gözleri kapalı bir şekilde uzanıyordu yanında ise kusmuğu, babası ise öylece koltukta oturuyordu. Bakışları hemen annesine döndüğünde onun abisinin olduğu noktaya iğrenir bir bakış attıktan sonra bakışlarını babasına çevirdiğini ve ona doğru adımladığını görünce artık şaşıracak hali kalmamıştı.
Anne ve babasının içindeki insanlık duygusundan hep şüphe duyardı fakat bugün anlıyordu ki şüphe duyduğu şey onlarda bulunmuyordu. Hiç mi vicdanları sızlamıyordu?
Göz yaşları sessizce gözlerinden düşerken banyoya gidip bir kovaya su doldurmuş temiz bir bezi alarak abisinin yanına doğru ilerlemişti.
"Oğlum bırak kalkınca temizler o, uğraşma sen." önceden hoşuna giden ama artık duyduğunda sadece midesine büyük bir bulanma yükleyen annesinin sesini duymamazlıktan geldi.
Keşke daha büyük olsaydı.
Temiz bezle çok yavaş ve dikkatli haraketlerle etrafı kan dolu olan burnunu temizledikten sonra yanaklarını silmişti. Yerden kaldırmak istiyordu fakat kötü etkilenebilir miydi bilmiyordu. Bu yüzden ona daha fazla dokunmadan elindeki bezi yıkayarak yeri temizlemeye koyuldu.
Neden daha önce inmemişti ki aşağıya, ahmaktı.
Yerin çoğu yerini temizliyorken karşısında gördüğü hareketlilikle kaçamak bakışlar atıyordu abisine. Daha önce onun yanına gelmeliydi, bu halde bir saat de olsa kalmıştı öylece yerde.
Şimdi ise az önce ellerinin üzerinde soğuk ve kanlı gördüğü kendi ellerine göre büyük olan elleri görünce gözleri dolmuştu tekrardan. Hiçbir şey olmamış gibi bir de üzerine ondan utanıp eğik başı ile yeri temizleyen abisini çok uzak bir yere kaçırıp ömür boyu ona bakmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cinnamon boy - namgi
Ficção Geralama eğer beni incitmeden sarılırsan bunu yapan ilk kişi sen olacaksın •şiddet içermektedir