7. bölüm KARIŞIK DUYGULAR

142 34 7
                                    

Garip , sanki yüreğimin derinliklerde oluşmuş olan boşluk hissin içinde gibiyim. Bu his, beni hiç bir zaman terk etmedi . Sevdiklerim tarafından terk edilince veya sevdiğim, kanım ısınan insanların hayatımdan gitmesiyle daha da çok büyüyen bir boşluk gibi ve nasıl kapanacağını bilmediğim, stres , üzüntü, endişe, kaygı...

Hisler yaşadığım esnada boşluğun içinde olduğumu zannederim. Fakat burada bir terslik var. Genelde bu hissi hissettiğim zaman etrafımda, karanlık veya sessizlik olmazdı.

Nerede olduğumu bilmiyorum, etrafıma bakınıyorum ama hiç bir şey göremiyorum tek gördüğüm karanlık ıssız bucaksız bir yer sanki uzayda gibiyim. Nefes almakta zorluk çekiyorum , uzuvlarımı oynatabilmeme rağmen ciğerimin alt kısmında olan bir acı, bir sıcaklık hissediyorum, bacaklarıma doğru akan bu sıcaklık hissi ne olduğuna dair bir fikrim yok.

Görünür de bir şeyim yok ama neden bu şekilde hissediyorum, omuzlarım da hissettiğim yük, ciğerimin alt kısmında oluşan acı dayanılmaz derecede artmaktaydı. " İç ses şuan sana çok ihtiyacım var." Diye Seslendim. Cevap gelmedi. Tekrar denedim. " İç ses , neredesin?" Bekledim , çığlıklarım sessizliğin bozulmasına neden olmasına rağmen ondan cevap yoktu. "Hadi ama dostum neredesin? " Sonsuzluğa düşüyor gibiyim, hiçbir şey olmayan karanlığın içine çekildiğimi hissediyorum bir ışık, bir umut arıyorum. " Hadi ama! " Korku damarlarımda akan kana işliyor yavaşça organlarımı , bedenimi hapsediyor , üstüne endişe duygumu arttırmaktaydı. Dizlerimi göğsüme çektim, ellerimle dizlerimi tutarken başımı dizimin üzerine yatırıp bu karanlığın sessizliğinde gözlerimi yumarak düşüncelere daldım.

" Hatırla."

" Neyi."

" Hatırla."

" Hadi ama dostum hatırlamam gereken şey ne ?"

" Neden burada olduğun."

" Bana söylesen daha çok yardımcı olurdun." Deyiverdim, sadece bekledim.

Cevap gelmedi...

Sıcak çay bardağının içinde eriyen bir şeker gibi umutlar tükeniyor, yok oluyor , hiç bir şans olmamasını bildiğin halde , ümit bitse de hissettiğim inancım bardakta ki görünmeyen şekeri sezmek gibiydi.

Sessizliğin karanlığında boğuldum esnada zihnimde bir yıldız simgesi belirdi. "Hatırla" derken bunu mu kast ediyorsun? Beynim zonklamasına rağmen hala hatırlamaya çalışıyorum. Burası neresi? Neden buradayım? En önemlisi ise neden hiç bir şey hatırlamıyorum?

Ardından gelen bir sessizlik...

Gözlerimi yumdum, belki de bir rüyada olduğumu düşündüm. Gözlerimi açtığım an yatağımda olucaktım. Gözlerimi açtım ama hiç bir şey değişmedi. Tek değişen şey ise karanlığın içinde oluşan beyaz bir ışık
Sanki karanlıktan kurtulup aydınlığa ulaşıyormuşum gibi hissediyorum. Işığa doğru gittikçe daha da yaklaşıyordum. Hatırlamam gereken şeyi hatırlayamamıştım. Bunun yanında hissettiğim acı ve korku giderek artmıştı. Tuhaf olan şuan hissettiğim acılar aslında her zaman içimde saklamış olduğum acılarımdı.

" Hemşire!"

" Doktor!"

" Yunus uyandı." Sözlerinden oluşan kelimeleri duyuyor ama tepki veremiyordum. Göz kapaklarımı zorlukla açtım. Günün aydın olmasıyla gözlerime giren güneş ışınları gözlerimi yakması bir olmuştu. Gözlerimi iyice araladım ilk önce tavana baktım. O sırada içeriye beyaz önlüklü bir adam ve iki kadın girdi. Kolumdaki acıdan dolayı koluma baktığım sırada, bağlı olan serumu görünce hastanede olduğumu anlamam biraz geç olmuştu.

MesafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin