Yunusun ağzından devam ediyoruz.Akşamın bir vakti , her zaman olduğu gibi ,kulaklarımda kulaklık ellerimde box eldiveni karşımda duran box torbasını yumruklar iken kendimi ne kadar iyi hissettiğimi birkez daha anlamış olmuştum. Salonda oluşan ter kokusu , bazılarını iğrendirirken beni hiç etkilemiyordu bence bu ter kokusu her şeyini ortaya koyan bir grup insanın hayallerine giden bir adımdır. Yorulduğum zamanlar salonumun duvarında ki
" Antrenman da ter dökülmez ise ring de kan dökülür."
Söze göz gezdirip , kendime tekrar inanıp , asla pes etmemeyi zihnimin bir kenarına kazımıştım. Açıkçası kickbox yaptığım zamanlar kafama genelde bir şey takmam sadece o anı düşünür ona göre yorum yapıp bir çıkış yolu ararım. Bazen kendimi fazla kaptırıp boks torbasına ellerim kırılacak hissine kapılana kadar sertçe vurduğumu fark ediyorum lakin etsemde vurmaya devam ediyorum, belki de soruyorsunuzdur neden kendini bu kadar zorluyorsun?
Kendimi zorlamazsam nasıl hayallerime ulaşırım, hayalim iyi bir boksör olup sevdiklerimi hayatım boyunca korumak , bazıları için hayalim boş gelebilir ama kimseye kulak asmayarak yine kendi bildiğim yoldan giden bir egoistim, bu durumdan asla pişman değilim.Omzumda hissettiğim el ile irkilerek arkamı dönmüştüm. " Yunus pazar günü bir turnuva var senin adını yazdırmak istiyorum ama hastaneden yeni çıktın eğer istemezsen seni anlarım."
" Hocam ben istiyorum, beni o turnuvada adımı yazdırın , kendime inanıyorum düşe kalka ben o karşılaşmayı kazanacağım."
" Pekala senin adını yazırıyorum fakat ringte kötü hissedersen hemen bana bildireceğine söz vermeni istiyorum."
Kararlı bir yüz ifadesi ile " söz veriyorum hocam ama karşılamayı kazanıp birinci olacağım için de söz veriyorum." Sözlerimi net ve açık bir şekilde söylemiştim.
" Sen yinede kendini zorlamamaya bak hadi kolay gelsin." Deyip yanımdan uzaklaştı.
Bana inanmıyordu fakat umrumda değildi, kendime olan inancım bunu başarmam için yeter ve artardı.
*
Antrenmanı bitirdikten sonra her zamanki bulunduğumuz mekana oturmaya birşeyler içmeye gitmek için yola koyulmuştum, yolda yürüdüğüm esnada zihnimde tek birini düşünüyordum. Mesajlarıma bakmamıştı, lakin onun bana attığı bir sürü mesajı tek tek defalarca kez okumuştum ona açıklama yapmak için aramak istediğimi söyledim fakat hala tek bir haber alamadım ondan , çok endişelendiği attığı mesajlardan belliydi ama anlamadığım bir şey vardı ve bu durum başımın ağrımasına yol açıyordu.
Düşüncelere dalmaktan bara vardığımın farkında bile değildim. Güvenlik beni gördüğü gibi hiç sorgulamadan , kafasını selam verirmişcesine sallayarak beni içeriye aldı.
İçkimi almak için koltukların birinde oturduğum esnada burnuma tanıdık parfüm kokuları gelmekteydi etrafta göz gezdirirken onu gördüm, şaşkın bakışlarımı üzerinde hissetmiş olmalı ki arkasına bakmadan oradan uzaklaştı. Çok fazla geçmeden emre yanıma yaklaştı, elini omzuma koydu , " vay kimleri görüyorum, nerelerdesin kaç gündür? Kızlar seni çok özlemiş."
Sözüne karşılık sadece sırıttım. " Öyle ya keyiften koma da kalayım dedim. Hem senin de işine gelmiştir kızlarla yatmışsındır. " Gülümseme ile cevap verdim. Ortada patlattığımız kahkaha birilerine merak uydurmuş olsa gerekki arkamızdan yanımıza yaklaştı. " Ne yapıyorsunuz bakalım?" Sorarak söze girdi Banu. " Şuan ne yaptığımı boşver de uzun zamandır seni ilk kez mutlu gördüm ne oldu yüzünden gülümseme eksik olmuyor." Sordu emre.
Banu yüzü utançtan kıpkırmızı oldu ela gözleriyle beni süzdü. Üstünde kırmızı bir elbise , mavi bol kot bir pantolon vardı, dudaklarında kırmızı bir ruj sarı saçları dalgalı ve açık yalan söylemeyeceğim etkilenmedim desem yalan olur ama yinede asla ona o gözle bakmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafe
RomanceHikaye o kadar da hayat dolu olmayan Yunus'un yeni sanal arkadaşı Doğa ile tanışmasıyla başlıyor. Başta her şey şirin görünse de ikilinin ilişkisinin bundan öncesine dayandığını ve ortak sorunları olduklarını göreceksiniz. Onları bekleyen zorluklar...