6. bölüm 8 NUMARA

148 35 12
                                    

Vücudum kaskatı kesilmişti, üzerim de ki tüm tüylerim dimdik olmuştu. İçimi kaplayan bu korku duygusuyla iç içeyim. Penceredeki , gözlerini üzerime dikmiş yüzünde kar maskesi olan adam bana bakıyordu.

Camdan uzaklaştı, bahçenin arka tarafına adım atarak koşmaya başladı.
Camdan uzaklaştığı gibi bende uzaklaşıp dış kapıya koşmuştum, zemin katta oturduğuma bir yandan lanet ederken bir yandan kapıyı kilitlemek yerine evden çıkıp dışarıya atmıştım kendimi.

Şiddetli yağmur damlaları vücudumu ıslatır iken etrafa göz gezdiriyordum, gözüm maskeli adamı arıyordu. Sağıma , soluma bakıyordum ama hiçbir yer de yoktu koca cüssesiyle nereye saklanmış olabilir di. Gözlerinde ki bana olan bakışı aklımın ucundan gitmiyordu. Başımı göğe kaldırdım, yağmur damlaları yanaklarımdan akarken derin bir nefes alıp veriyordum.

Aniden içimi tekrar kaplayan o karanlık hissini hissediyordum. Arkamı dönmek istemiyordum, boynumda onun sıcak nefesini hissediyordum, arkamdaydı. Öylece arkamda ayakta durmuş haldeydi.
" Seni buldum." Sesinde ki o mutluluğu belli ediyordu. Yutkundum, başıma geleceklerden habersiz , ileriye doğru bir adım attım sonra da arkamı dönüp soğuk bakışlarımı onun kahve gözlerine baka kaldım. Korkumu belli etmeden, endişemi ona göstermeden, heryerini süzüyor ve izliyordum, sol elinin üstünde duran yıldız dövmesi, giymiş olduğu siyah renkte kıyafetler, arka cebinde duran içinde silah olan silah kılıfı...

Karnıma yediğim darbe ile, gözlerimi ondan ayırmış yere bakıyordum. Yüzüme karşı yediğim ikinci darbe çok geçmeden gelmişti. Kendimden geçmiş bir halde kendimi yere bulmuştum. Ağır adımlarla üzerime doğru gelmeye başlamıştı. " Senin bu kadar çelimsiz olacağını tahmin etmemiştim." Alaycı ses tonuyla konuşuyordu benimle. Emin ol şuan ben bile kendime inanmıyorum. Eliyle saçlarımdan tutup kafamı kaldırmıştı acı içinde inlemiştim. Dizlerinin üzerine çömeldi kulağıma yaklaştı iğrenç nefesini kulak arkamda hissettiriyordu." Patron çok sevi-" sözünü suratına geçirdiğim dirsek darbesiyle kesmiştim, geriye doğruldu, suratının tam ortasına yumruğum oturmuştu. Yerden destek alarak ayağa kalktım dudağımdan akan kan damlasını baş parmağımla silerken sinirli öfkeli bakışlarım önümde duran herifin üzerindeydi. Onunla oynama sırası bendeydi. Onun ayağa kalkmasına izin vermeden suratına geçirmiş olduğum tekmeyle ağzından çıkan kan ve inleme sesleri gök gürültüsüyle birleşmişti.

Yağmur sanki daha da şiddetlendi, ıslak saçlarım gözlerini kapatıyor önümü görmem zorlaşıyordu. Üstüne üstlük akşam çöküyor sokak lambaların da ise ışık fazla etrafı aydınlatmıyordu.

Güçlükle de olsa ayağa kalkmıştı tam karşımda duruyordu öfkesi burnundan çıkan nefesin sesinden belli oluyordu. Karşımda delirmiş bir boğa gibi duruyordu.

Koşar adımlarla ilerliyordu.

Geliyordu.

Gard almış şekilde bekliyordum onu , üzerimde ki korku gitmiş kendisini öfkeye bırakmıştı. Gözlerimde alev gibi çıkan bu öfke duygusunu yumruklarımla belli etmekten hep zevk almıştım. Üzerime geliyordu, daha da yaklaştı, aramızda bir adım mesafe kaldı. Bekledim , savurduğu yumruğu ile üzerime geliyordu. Eğildim, üzerine atladım kollarımı beline dolayıp yere yatırdım. Üzerine çıkıp suratına durmadan sertçe yumruklarımı geçiriyordum. Hiç beklenmedik hareketiyle sağ kolumu tuttu, suratıma bir yumruk darbesi yedim , sonra bir daha, bir daha.

Sağ kolumu bırakmadan yumrukları ardı ardına kesilmiyordu. Vücudum yediğim darbelere dayanamıyordu, halsiz düşüyordum. Pes etmemiliydim bu kadar çabuk bırakamazdım. Vücudum beni dinlemiyor uyuşmuş bedenim kendisini salmıştı. Beni tutup üzerinden fırlatmıstı. Dudaklarımdan ve ağzımdan akan kan damlaları beyaz tişörtümü bulaşırken, yağmur damlaları bir yandan yüzümü temizliyordu.

MesafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin