Çok hızlı bir şekilde yeni bölümle geldim. Ve sizden istediğim tek bir şey var:
Yorum, yorum ve yorum. Nasıl siz yeni bölümü bekliyorsanız ben de aynı heyecanla yapacağınız yorumları bekliyorum.
Satır aralarımız boş kalmasın.
Twitter'da da #iskokanzeytinağacı tagiyle atacağınız tweetleri merakla bekliyorum. <3
Instagram: suleavlamaz
Keyifli okumalar.
Başlamadan önce bir güvercin emojinizi alırım. 🕊️
Bölüm Şarkıları:
Furkan Halıcı – Baktığın Her Yerdeyim (Çok az dinlenilmiş bir şarkı, rastgele bulmuştum, bu bölüme kısmetmiş. Yusuf Agâh ve Mihra'ya ithaf ediyorum ÇÜNKÜ TAM ONLARI ANLATIYOR💚.)
Perdenin Ardındakiler - Her Gece
Seksendört - Anlayamazsın
On Beş 🕊️ Sözler, Gözler ve Mermiler
Genç adam, baş ve işaret parmağı arasında sıkıştırdığı sigarasını dudaklarına götürmüyor, dalı ezercesine sıkmakla yetiniyordu. Tütün kısmından dumanlar çıkıyordu, ateşiyse sönmeye yüz tutmuştu. Aklı, Mihra'yla konuştuğu anda kalmıştı, kalbi hâlâ o yıkıcı anın sert etkisiyle çarpıyordu göğsüne. Karargâha döndüğünden beri içindeki o kapkara kasveti dağıtmak için çok şey yapmıştı; koşmuştu, atış yapmıştı, dövüş talimleriyle uğraşmıştı ama nafileydi. Ne göğsündeki ağırlık hafiflemiş ne de içindeki yazını kışa çeviren o soğuk yeller dinmişti. Elindeki, buraya oturduğundan beri aldığı yaklaşık yedinci dal sigarasıydı. Hepsinden sadece bir iki nefes çekebilmiş ardından sigarayı ezip büküp yere atmıştı. Önünde küçük bir izmarit mezarlığı oluşmuştu.
Sekizinci dal parmakları arasında işkence çekmeyi sürdürüyordu, dudaklarına götüremiyor, zehirli dumanı içine çekemiyordu. İlk defa o dumanın hiçbir işe yaramadığını fark etti. Mihra'nın söyledikleri aklında dönüp duruyordu.
Yirmi gündür ondan uzakta, görevdeydi. Yirmi gün boyunca aklında tek oynayan onun yüzüydü, telefonunu kontrol edişlerinin sebebi oydu ve ilk defa bu kadar ayrı kalmışken, onu özlediğini fark etmişti. Döner dönmez Mihra'yı görmek yapacağı ilk şey olmuştu ancak o küçük görüşmenin böyle sonlanacağını bilse, hiç gitmemeyi yeğlerdi. Kan akmıyordu ama yüreğinin ortadan ikiye yarıldığına emindi, içine içine kanıyor, canı yanıyordu. Daha önce kurşun yarasını da deneyimlemişti fakat aldığı hiçbir mermi canını, kalbine sahip o kızın dudaklarından dökülen delici sözcükler kadar acıtamamıştı. Artık farkındaydı, insanın sevdiğinin can yakan sözleri kurşun olarak kullanılsa milyonlar ödenen metal kurşunlardan çok daha etkileyici olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI
Aktuelle Literatur"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır...