Bölüm On Yedi 🕊 Kuşkulu Bir Yağmur Yağıyordu

33.6K 4.3K 3.5K
                                    

Herkese selamlar ve iyi tatiller.

Lütfen yorum yapmayı ve oylamayı ihmal etmeyin.

Sizi seviyorum.

Bölüm şarkıları:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkıları:

Ahmet Ali Arslan – Zeytin Ağaçları (Şarkı sanki İs Kokan Zeytin Ağacı için yazılmış... Hikayenin şarkısı olsun.🕊)

İkilem – Bu saatten Sonra

Ahmet Ali Arslan – İçimde Bir Dağ

Başlamadan önce bir güvercin emojinizi alırım.🕊

Bölüm On Yedi 🕊️Kuşkulu Bir Yağmur Yağıyordu

Hepimizin bakışları bir adet hamilelik testinin üzerindeydi. Kalbimin atışlarını kulaklarımda duyuyordum, müdavimi oldukları bir dizinin en heyecanlı sahnesini bekleyenlerden hiçbir farkımız yoktu, çok sessizdik. Öyle ki yanımdaki Yasemin'in yutkunuşunu net bir şekilde duydum.

"Oha!" Yasemin bunu söyleyince yerimde sıçradım. "Çizgi oluyor, bakın. İkinci çizgi!"

Hepimiz aynı anda "Hani?" diyerek oturduğumuz yerde kıpraştık ve testin üzerine eğdik kafamızı. Bunu yaparken Ayşe ve Gülnar'ın kafası sertçe birbirine tokuştu, onlar ahlayarak geri çekildi ve meydan bize kaldı. İkinci çizgi iyice belirginleştiğinde "Oha!" dedim bu sefer de ben. "O... Elif!"

Nihayetinde Yasemin çubuğu eline alıp gözlerine yaklaştırdı ve "Kesinlikle doğru görüyoruz," diye haykırdı. "Elif, hamilesin! Teyze oluyoruz!"

Bir anda hepimiz sevinç çığlıklarıyla boş evi inlettik. Birbirimize sarıldık, yanaklarımızı öptük. Hatta bununla yetinmeyip ayağa kalkıp şarkı söyleyerek küştdepti oynamaya başladık. Bir sağa eğiliyor, bir sola eğiliyor eğilip kalkıyor alkış tutuyorduk. Sonra etrafımızda dönüyorduk. Elif'i de içeride mahrem kimse olmadığı için oyuna çekecektim ki onun hâlâ sehpanın başında oturduğunu gördüm. Üstelik mutlu da görünmüyordu, gözleri, iki eli arasında duran hamilelik testine ilişikti. Suratında en ufak bir gülümseme hareketi yoktu. Gözlerinin, dolu baktığını bile söyleyebilirdim.

Onu öyle görünce, benim de dudaklarımda asılı kalan gülüş soldu, omuzlarım düştü. Yanına ilerlerken kaşlarımı hafiften gözlerimin üzerine indirdim. Eğilerek avucumu sırtına yasladım. "Elif," diye seslendim. Dalmış olacaktı ki sesimi duyar duymaz hafiften sarsıldı.  Başını azıcık çevirdi omuzun üzerinden ama gözleri hâlâ teste bakıyordu. "Ne oldu sana?"

"Bilmiyorum," dedi. Sesi, öyle kısık çıkıyordu ki yanıtını kafamda kurduğumu sanabilirdim. Onlar da fark etmiş olacaktı ki Yasemin'le birlikte kız kardeşlerim de oynamayı bıraktı.

İS KOKAN ZEYTİN AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin