Acıyı ve beynine gönderdiğim çığlık yüzünden yüzünü buruşturdu, ama Tony bunu kendilerini görmelerinden sanmıştı sanırım,
"Bizde sana meraklı değiliz korsan."
Önüme döndüm saçlarımı geriye attım ve kalkmak için kolları tuttum. Tam diklenecektim ki omuzlarımdan Nick tarafından yine bastırıldım.
"Bana ihtiyacın yok dosyayı ver geç işte."
"Hayır burda duracaksın, kalkarsan istediğin bilgileri vermem."
Yine oturdum sinirle soluk verdim.Khonshu her an gelebilirdi ondan hesap sormak istesemde gerek yok, şimdi olmazdı.
Nick karşıma geçti. Konuşmaya başladı,
"Avengers'a yeni birini aldım."
Boğazımı temizleyip sessizce ona bakmadan.
"Sadece bir süreliğine."
"Eflin kes."
Elimle dudaklarıma fermuar çektim.
"Şimdi Wanda, Eflin seni eğitecek."
Wanda bana baktı benden birkaç yaş büyüktü ama şimdiden beynime baskı yapıyordu elimi şöyle havada hafifçe salladım beynimdeki baskı kalkmıştı , şaşkınca bana bakıyordu,
"Ama nasıl yaptın?"
Tabiki gururum kabardı her daim olduğu gibi, şaşkınlık vermek beni mutlu ediyordu.
" Güçlerini sana bahşeden benim tatlım."
Clint diklenip;
"Nasıl yani!"En azından ilk bunu anlatmak diğer mevzuyu gerileticekti.
"Ben bir Custos'um babam İnsan. Bana öyle bakmayın açıklıycam. Evren oluşmadan önce 6 Evren taşı ve onları kullanabilen Custos'lar vardı. Evreni benim ırkım yarattı. Sana gücünü veren Mind Stone. Sen ve kardeşinin deneylere tabi tutulduğunuzu ve sizi diğer adaylar yerine seçmem gerektiğini düşündü. Bende kabul ettim."
Nefes alıp devam ettim,
"Custos'lardan en genç taş kullanıcısı 30 yaşını geçmesi gerekir, ben sonuncuyum ırktan son kalan olduğum için bir dokuz yıl daha taşlarla beraber kısıtlı hareket etmem gerek."
Ben bitirince Nick sözü devraldı;
"Görevlerinizin ilki Bucky Barnes'ı almak tabii ilk siz üç dahi yani Eflin, Stark ve Banner makineyi yapmalısınız. Eflin çoğunu halletti onun komutları altında makineyi bitirmeniz gerek. Sonra onu alıp tedavi edicez. Stark ağzını açma bitmedi daha. Sonra Arthur Harrow meselesi var onuda bu iş bittikten sonra başlıycaz."
Boğazını temizledi;
"Ve Banner sanırım sana bir kızın olduğunu artık söylemeliyiz."
Banner şaşkınlıkla Şok geçirerek,
"O-olamaz, mümkünatı yok!"
Pekala içimde bir şeylerin kırıldığını hissettim, ne bekliyordum ki zaten.
Başımı öne eğdim ellerimi masanın altına çekip birleştirdim, kısık sesle hayatımda en korktuğum ismi fısıldadım.
"Siyara El-Ahram'ı hatırlıyor musun?"
Suratı bembeyaz olmuştu. Nick önüne dosyayı itti, Banner yutkundu dosyayı açtı. Okudu, tekrar okudu, tekrar okudu.
Bana döndü gözlerinde bir şeyler farklıydı , ama ben bu duyguları istenmediğime yordum.
Dosya elden ele gezdi. Herkes şaşkındı çünkü böyle bir şeyi ancak Stark'tan beklerlerdi.
Stark bana döndü.
"Eşyalarını kuleye taşıtmak için bir kaç görüşme yapmalıyım."
Kalkıp gitti herkes hala şaşkındı Thor bana dönüp,
"Bana neden söylemedin Leydi Eflin, dostuz sanıyordum?!"
Hafifçe tebessüm ettim,
"Öyleyiz zaten Thor. Sadece üst kademe ve ailem biliyordu. Emin ol bu pek hoşlandığım bir konuşma konusu değil."
Omzumu patpatlayıp gülümsedi. Ona gülümsemeye çalıştım ama beceremedim.
Çalan telefonumla ayağa kalktım,
"İzninizle."
Elime aldım gelen aramayla kendimi odanın dışına attım,
"Hey Phil ne oldu?"
...
"Bitmiştir diye düşündüm, kahven seni kafeteryada bekliyor bücür."
...
"Sen en iyisisin. Beş dakikaya oradayım."
İşte Phil Coulson benim her daim kurtarıcım.
Ben küçükken bize geldiği zamanlar çıldırır peşinden ayrılmazdım. O benim hiç sahip olmadığım abimdi. Birbirimizi gıcık eder ama her daim beraber hareket ederdik.
Kahrımı koşulsuz çekerdi. Bende onunkini.
Hızla kafeteryaya gitmek için alt kat merdivenine ilerledim.
Bunalmıştım , şoktayım. Sanki bunları yaşayan ben değildim bir başkasıydı. Aslında bundan sonrası daha kötü olacak gibi hissediyorum. Onunla aynı ortamda bulunmak korkutucu geliyor, babamı tanımıyorum.
Gerçi beni tanımak hatta görmek isteyeceğinden bile emin değilim ya!
Merdivenlerden inerken hızlı iniyordum ki başım dönmesin diye yavaş inerdim genelde. Bir an önce bu atmosferden kaçmak için uçuyordum. Kimseye aldırış etmiyordum.
Kolumun tutulmasıyla dengemi kaybettim ama beni tutan el çok sıkmıştı acıyla geri çekildiğimi hissettim tabi ağzımdan Türkçe refleksif çıkan kelime de cabasıydı;
"Ebenin!"
Kafamı kaldırdım içimde yeşilliğin dolaştığını hissediyordum.
"Selam Eflin! Çok hızlıydın, seni düşmekten kurtardım."
Jacob kolumu kaçmayayım diye bilerek ya da iç güdüsel olarak sıkıyordu ama bu canımı acıtıyordu ve ona zarar vermek istemiyordum. Ne de olsa o benim eski dostumdu değil mi?
Derin bir nefes aldım Hulk geni çıkmak için mücadele ediyordu içimde ,
"Bırak beni, kolumu!"
Lanet sarı saçları kahkahayla sallandı;
" Hadi ama yalan yapma konuşalım işte, hem bir birimizi o anlamda tanırız hem de-"
Yukardan gelen ses henüz hafızama yerleşmemişti belki ama bu ses tonunu hayatım boyunca unutmamamı sağlayacaktı;
"Rahat. Bırak.Onu. Hemen."
🌕🌕🌕
Tüm bölümleri izleyip maraton yapıp bitirdim.Ve bir kez daha Marc ve özellikle Steven'a hayran olduğumu hatırladım.
Sizden ricam ileriki bölümlerde neler görmek isterseniz onları yorum atmanız.
Güzel bir tatil geçirin:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mueaqad
Fanfiction|Marvel & Moon Knight AU| Askıda- Evrene hükmeden taşlardı elbette... Gerçeklik, Ruh, Zihin, Zaman, Uzay Ve Güç. Ama taşlar sanılanın aksine tek değildi... 2024 Temmuz'a Kadar Askıda -Tek tük bölümler gelebilir- Evrenin var oluşundan çok önce b...