Yirmi Üç-ثلاثة وعشرون

152 22 44
                                    

   "Biliyor musun Eflin? Şu bir kaç hafta içinde çok önemli bir şeyi anladım..."

    Umutla baktım ona şu an teselli edecek sözlerden ve ya sorgulayacak insanlardan çok benim kafamı dağıtacak insanlar lazımdı. O beni anlamıştı konuşmamı istemiyordu biliyorum. İçimde olan soğuk bir nebze ısınmıştı işte. Kollarımı kendime sardım ve merakla sordum durakladığı için.

"Neyi anladın?"

    Gözlerinde saf neşe vardı bana bulaştırmak istiyordu kendi içindeki duyguları sanki.

   "Eksik parçayı... İlk Natasha girdiğinde hayatıma dolduğumu içimin, kendimin , Bruce ve Hulk'ın tamamlandığını hissetmiştim. Ama zaman geçtikçe hissettim, hayır tam dolmamıştı bunu biliyordum ama nedenini hiç aramadım çünkü bulacağım şeyden ölesiye korkuyordum."

    Derin bir nefes alıp sağ elimi çekip avuçları arasına aldı.

   "Ta ki seni görene kadar. Masanın gerisinden hiç birimize aldırış etmeden o probleme kafa yorarken. Çok düşünceliydin. Sonra bir anda masaya oturdun cesur bir şekilde bana sorular yöneltmeye başladın. Ama konuştuğumuz gece işte anladım. Sen bana baba dediğinde anladım. Son parçam sendin ve ben her ne olursa olsun seni koruyacağım. Kimseye aldırış etme. Evet yirmi bir yıl yoktum, varlığını bilmediğimden ama çok pişmanım Eflin... Görüyorum o günde gördüm. Annenin adını fısıldarken ki korkuyu gördüm gözlerinin en derininde. Çocuk düşünüyor musunuz diye sorarken ki acını gördüm. Pişmanım... Ne olduğunu bilmiyorum ama pişmanım birtanem..."

    Kafamı yavaşça omuzuna yasladım.

"Korkuyorum... Çok korkuyorum..."

    Elleri tüy gibi saçlarımda gezerken küçük kızın mutluluğunu ve genç kızın hüznünü aynı anda yaşıyordum yetişkin ben ise. Temkini bırakmam gerektiğimi hissediyorum ama bunu yapmaktan ölesiye korkuyorum...

"Neyden korkuyorsun birtanem."

   Derin bir iç çektim. Bu dönüm noktasıyla artık temkini bırakmıştım.

"Güvenmekten... Yeniden paramparça edilmekten... V-ve yeniden... Hayal dünyasına hapsolmaktan..."

 "Bundan sonra ben varım asla böyle bir şey olmayacak, bana güvenebilir misin Eflin?"

   Sözcükler benim iznim olmadan çıkıyordu kalbimin perti çıkmıştı artık çarpık ritimlerle atıyordu.

"Güvenirim baba. "

    Saçlarımda gezinen eller hafif şekilde ritmik mırıldanmaların eşliğinde uykuya daldım... Sonu hep kötü olan uykulardan...

'كل طفل يولد في العالم هو مقامرة. ووصولك جعلني أفقد كل الرقائق التي فزت بها.'

(Dünyaya gelen her çocuk bir kumardır. Ve senin gelişin, kazandığım tüm fişleri kaybetmeme neden oldu.)

        Son duyduğum cümle ve acıyla fırladım. Batmak üzere olan odamı algılamam zamanımı aldı. Gözlerim etrafta dolaşıp tehditin gölgelerden gelmesini bekliyordu. Kalbim beynimin emirlerini durdurmak için haykırıyordu. Onun sesinden başka gelen tek ses düzensiz nefesimdi.

      Algıladığım odayla sakinleşmeye başladım. Batmaya hazırlanan güneşin kızıllığı odamın içinde duvarlarla bütünleşmişti. Uzun tüller hafif bir rüzgarla sallanıyordu. Komidinin üzerinde ki Phil'le California ve daha pek çok yerde çekilmiş fotoğraflar sergi halinde dizilmişti, arada dedem ve nenemle olan resimlerde vardı.

MueaqadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin