Yirmi Bir-واحد وعشرون

148 25 15
                                    

     Elime aldığım antik yazılı böcekle güldüm.

"İşte buna zafer derim Spector."

     Pek zafer değilmiş maalesef, kapının açılmasıyla gelen adamları görünce Marc elini elime dolayıp yavaşça sırtımı onlara döndürmeden geri geri yürüdük.

"Sanırım... Artık Banner değil Spector-Grant usullerine geçicez."

"O da ne- AAAAAA!"

"O da ne- AAAAAA!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







     Beni kucağına aldığı gibi aşağı düşmeye başlamıştık son anda şoktan kurtulup hava akımını çevirdim sağlam iniş yaptık.

      Yaşlı kuş ise her daim olduğu gibi izlemekle meşguldü.

"Çabuk olun aptallar!"

     Marc'tan hemen ayrıldım ama o artık Marc değildi. 

"Ah Eflin iyi misin!"

Elimi salladım saçım at kuyruğu olurken üzerimde ki kazak veceketi yokladım. Hemen böceği Steven'a verdim.

"Kilitli cebine koy hadi gidelim."

  Tam fermuarını çekmişti ki yukarıdan açılan kurşun yağmuruyla elini tuttum beraber kasaba içine koşmaya başladık. Lanet olsun fark edilmememiz gerekirken hem de! Beraber hızla binaların arasına ara sokaklara girdik.

 "Steven... Sakin bir yer bulmalıyız... Ancak o zaman bizi kurtarırım..."

   Steven ise panikti tatlı sempatik adam şiddete karşıydı. Diğer sokaktan gelen köpek sesiyle beynimde alarmlar çalmaya başladı elini tutup koşar adım daracık ikimizin yanyana zar zor durduğu boşluğa soktum onu.

     Vücudum ona yapışmasın diye uğraşmayı bıraktım birbirimize yapışmıştık bu da yanaklarıma daha çok kanın gelmesine sebep oldu. Çok şükür ki kimse bunun heyecan ve utanç olduğunu anlayamazdı ve Steven? 

     Kafasını çıkışa çevirmişti ve yutkunmuştu. Rahatsız olduğunu anlayınca daha da çok utandım.

    Fısıltılı bir şekilde konuştum,

"Lanet piç kokumu takip ettiriyor olmalı!"

     Steven anlamaz bir şekilde bana döndü burunlarınız birbirinden dört santim uzaktaydı ve nefeslerimiz birbirine karıştıkça çıldıracakmışım gibi hissediyorum. Beyaz tenimde ki kızarmaya lanet ettim o an kendimi ele vermekten deli gibi korkuyorum...

"Ne nasıl yani?"

     Meraklı tavrı ile büzdüğü dudaklarına kayan gözlerimi çektim hemen.

"Sonra anl-"

     Dudağına yapıştım. Hayallerimden bile daha tapılası dudaklara.

 Hayallerimden bile daha tapılası dudaklara

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MueaqadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin