Notlarım havada hologramın etrafında süzülüyordu, ki Bruce ve Tony artık bunu takmıyordu alışmışlardı en azından, bu beni biraz daha rahat hissettirmişti. Üç gündür bu laboratuvara tıkılmıştık.
Açıkçası kaptan planı yaparken pek müdahale etmemek için kendimi buraya hapsetmiştim. Tony zaten mutlulukla benimde çıkmamamı bahane ederek kuyruğuma takılmıştı, babamsa bizi kontrol altında tutmak için buradaydı.
Önümdeki holograma bakarken yavaş yavaş algılarımı kaybediyorum. Gözümde ki gözlükleri çıkarıp gözlerimi ovuşturdum.
Tony yarım saat önce Peter'ın zoruyla uyumaya gitmişti. Bense Bruce'a arkamı dönmüş hologram ve değişkenlerle uğraşıyorum.
Bruce yanıma sandalye çekti ama ona dönmedim;
"Konuşalım mı?"
Sağ elimin avucuna kafamı yasladım ve ona hafifçe döndüm;
"Kaçamıycam değil mi?"
Kabullenmiş gibi rahat bıraktım kendimi başlamasını istemek anlamında tebessüm ettim. Yalancı yapay bir tebessüm.
"Ben üzgünüm..."
Bu lafı o kadar çok duymuştum ki artık umursamıyorum beni sadece daha laf sokan sert yapımı ortaya çıkarıyor.
"Üzgün olman değiştirmez, hiç bir şeyi değiştirmez."
"Evet ama özrü hakediyorsun."
"Neden?"
"Varlığından bu kadar geç haberim olduğu için-"
Kahkaha attım;
"Bunun hiç bir önemi yok. Sen olsanda olmasan da zor günler geçiricektim Bruce. Kendini suçlama lütfen tamam mı?Cidden."
Konuşucak gibi olunca hemen sözünü kestim bu aptal özürlere katlanamıycam bir insana uzun süreli eylemleriniz yüzünden özür dilemek? Bu aptalca en nefret ettiğim şey bu işte.
" Beni dinle konuşmaya kalkma. Tek bir şey var seni alakadar eden. Ben senin şu an iş arkadaşınım bu iş bittiğinde gidicem. Görevlerim sorumluluklarım korumam gereken bir boyut yönetmem gereken bir evren var. Bu iş benim için kısa bir tatil. Daha iki hafta öncesinde başka bir galakside orgların arasında ki anlaşmazlığı çözüyordum! Bu senlik veya Hulk yüzünden değil bunu anla lütfen. Bu iş bittikten sonra hayatında bir daha beni görmiyceksin. Asla. Ve burda olmak beni... Boğuyormuş gibi... Boğuluyorum seni kırmak istemem ama lütfen ben senin yakının değilim. Farklı kültürlü zorunlu çalışma partneriyim.Bu kadar."
Kalkmaya yeltenince ellerimi tuttu oturdum gözlerine baktım. Gözleri dolmuştu;
"Ne yaşadın bilemem Eflin ama bunları beraber aşa biliriz. Terk edilmekten korkuyorsun. Kimse görmüyor ama ben görüyorum gözlerinde kendimi kendi yalnızlığımı anlaşılmayı istemeni görüyorum. Yemek sofrasında en uzak köşeye oturuyorsun herkesi izliyorsun ama bir kırgınlık var gözlerinde özellikle de bana bakarken. Kızgınsın bana biliyorum ama ben böyle olsun istemezdim. Annenle son buluştuğumuzda seni aldırdığını söyledi ayrılmak istedi ve kabul ettim. O en yakınımda kiydi onsuz boşluğa düştüm üstüne daha kırgınlıım geçmeden... Beni ihbar etti devlete kaçma zamanım o zaman başladı işte. Zor zamanlar geçirdim eminim ki annen ve sende zor günler yaşadınız... Bunun için çok üzgünüm..."
Akıl hastaneleri kısmını atladı bu çok daha komik bilmiyormuş gibi davranıyor. Annemin akıl hastanesine yatması kaçması, benim yatmam ve sonra kaçmam. Nenem haklı değil ben ne olursa olsun Siyara'nın yaptıkları peşimi bırakmıycak. Annemin lekeleri asla paçalarımdan, ellerimden çıkmıycak.
"Annem... Annemi hiç görmedim..."
Şimdi şaşkınca bana bakıyordu göz içleri ağlamamak için kızarmıştı benimde kesin kızarmıştı...
"O... Beni emzirmeyi reddetti benim şeytan olduğumu ilan etti. Dedem ona şans tanıdı ama o elinin tersiyle itti beni. O gece hastaneden kaçmış.Bana anlatılan bu. Onu sadece fotoğraflarda gördüm yakılmadan yani fotoğraflar yakılmadan önce. Nenem ve dedemle büyüdüm. Bu kadar, ellerinden geldiğince normal bir yaşantı yani anlayacağın..."
Kulağıma gelen seslerle yutkundum anılara çağrışım yapmıştım onlarda zihin bataklığımdan en canlı şekilde çıkmışlardı. Yeniden.
'شعرنا بخيبة أمل مثل والدتها! '
*Annesi kadar biz de hayal kırıklığına uğradık!*
'لا تقل هذا يا أليف.'
*Öyle deme Elif.*
"Bundan sonra en azından baba kız olmayı deniyelim Eflin. Sadece bir süreliğine en azından arkadaşça başlayalım?Bu şansı bana tanı lütfen bu şansı kullanabilmeyi çok istiyorum."
"Tamam deneyelim sadece bu süre zarfında ve arkadaşça. Bu şansı iyi kullan."
Lütfen bir kez daha kırılamam. Bu cevabı sadece ve sadece kalbimde uykuda olan minik kız içi veriyorum. Perdesi rüzgarla uçuşan ayın ışığı yüzüne vuran saçını okşayan kemikli tanrısal elle beraber aile hayali kurarak uyuyan o kız için.
O kızdan geriye sadece içerde ki minik varlığı kaldı. Ne ay yüzüne vurup onu kutsuyor, ne de o kemikli elin sahibi tanrı ona mısır ezgileri okuyarak uyutuyor...
Ne zaman kalktım binadan çıktım sahile geldim bilmiyorum zaman algımı yitirmiştim resmen yeniden. Yağmur yağıyordu kimse yoktu.
Ama bir ses vardı bağıran isyan eden tek bir ses.Aklımda sadece tek bir ezgi var dı. Beni anlatan ezgi. Öldüğüm zaman benimle olan tek ses...
"يا سنين اللي راحتي ارجعيلي
ارجعيلي شي مرة ارجعيلي
رديلي ضحكات اللي راحوا
اللي بعدا بزاوايا الساحات"
*Geçip giden yıllarım,lütfen bana geri dönün
Bir kereliğine geri dönün...
Avluların köşelerinde saklanıp...
Kaybolan gülüşlerimi bana geri verin...*
"لماذا أنا ؟! لماذا!" Bağırıyordum çığlık atıyordum. Tek bir şeyin çığlığıydı bu. Ana dilimde ki nu sözler benim acımın ta kendisiydi bu çığlıklar bendim yağmurun altında sefil bir halde çığlıklarla soruyordum;
"لماذا أنا ؟! لماذا!"
Diz çöktüm hala ağlıyordum kendi acınası sefil halime yanıma gelecek kimse bile anlamazdı derdimi anlayamazlardı içimdeki nefreti.
"لماذا أنا ؟! لماذا!"
Son hatırladığım yere yığılışımdı yeniden Ay ışığı kutsuyordu beni yağmurum sislerinin arasnından kemikli el uzanmış kıvırcık ıslanmış saçlarımı okşuyor ve o minik kızın en sevdiği antik mısır ezgilerinden birini söylüyordu...
🌕🌕🌕
Yeni bir bölüm daha bitti ve sahalara biri daha girdi hepimiz bence kim olduğunu anladık;)Bol yorumlu bir bölüm olması dileğiyle sizleri seviyorum :))))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mueaqad
Fanfiction|Marvel & Moon Knight AU| Askıda- Evrene hükmeden taşlardı elbette... Gerçeklik, Ruh, Zihin, Zaman, Uzay Ve Güç. Ama taşlar sanılanın aksine tek değildi... 2024 Temmuz'a Kadar Askıda -Tek tük bölümler gelebilir- Evrenin var oluşundan çok önce b...