Felix, dans stüdyosu tuvaletlerinde klozetin kenarına oturmuş, dizlerini tamamen kendine çekmiş ve başını kollarının arasına almış ağlıyordu. Akşam yapılan gösteriye ailesinden kalan tek kişi olan abisine ne kadar ısrar ederse etsin gelmemişti. Abisiyle araları pek iyi değildi ve abisi onu neredeyse hiç umursamazdı. Gece saat 1'e geliyordu ve stüdyoda kimse kalmamıştı. Herkes ailesiyle beraber evine dönmüştü. O hariç.
Minho dans stüdyosunda işini bitirmiş ve kilitleyip çıkacaktı ancak tuvaletlerden gelen hıçkırık sesiyle duraksadı. Adımlarını tuvalete doğru yöneltti ve kapıyı açıp içeriye girdi.
"Hey! Burada kimse var mı?"
Kabinlerin birinden burun çekme sesi duyulmuştu. Minho sesin geldiği kabinin kapısını tıklatmış ve yavaşça açmıştı. Yerde oturan Felix'i gördüğü gibi yanına çökmüştü.
"Felix? İyi misin? Neden ağlıyorsun burada bu saatte? Niye evine dönmedin?"
Felix başını kolları arasından kaldırmış ve dans eğitmenine bakmıştı kızarık gözleriyle.
"M-minho Hocam, abim gösterime gelmedi! En çok onun görmesini istemiştim ne kadar geliştiğimi, ama o gelmedi! Üstelik ondan başka kimsem yokken!"
Minho, bu güzel çocuğun böylesine göz yaşı dökmesine dayanamamış ve göğsüne çekmişti onu. Saçlarıyla oynamış ve rahatlatmaya çalışmıştı. Onun bu halde olmasına dayanamıyordu. Felix'in hıçkırıkları iç çekmelere dönüştüğünde başını kaldırmıştı konuşmak için.
"Gel bakalım, yüzünü yıkayalım ve biraz hava alalım."
Minho, Felix'i yerden kaldırmış ve lavobonun başına ilerletmişti. Soğuk suyla yüzünü yıkamış ve göz yaşlarını silmişti. Onu tuvaletlerin dışına çıkartmış ve bekleme bölümündeki koltuklara oturtmuştu.
Elinde bir kutu içecekle gelmiş ve Felix'e uzatmıştı.
"İç ve biraz sakinleş. Sonrasında seni evine bırakabilirim istersen."
Felix eline kutu içeceği alırken başını iki yana sallamıştı.
"Eve gitmek istemiyorum."
"Pekala, gidebileceğin veya seni götürmemi istediğin başka bir yer var mı?"
Felix tekrardan başını iki yana sallamıştı.
"Hayır, kimsem veya başka gidebilecek bir yerim yok. Buraya yeni taşındığımız için de hiç arkadaşım yok. Ama eve gidip de abimi de görmek istemiyorum."
Konuşurken başını aşağı eğmişti utandığı için. Eğitimcisine de zorluk çıkartmak istemiyordu ancak şu an eve gitmek en son istediği şeydi.
"Bu gece bende kalmaya ne dersin o zaman?" Felix umutla başını kaldırmış ve onaylamıştı hemen. Eğer Minho onu götürmeyi teklif etmeseydi geceyi stüdyoda geçirmeyi planlıyordu.
İkili Minho'nun arabasına binmiş ve yola koyulmuşlardı. Minho'nun evi biraz şehir dışındaydı. Sevgilisiyle birlikte gürültüden uzak sakin bir yerde yaşamayı tercih etmişlerdi.
"Yol biraz uzun, istersen uyuyabilirsin."
Felix başını sallayarak onaylamıştı eğitmenini. Minho da radyodan rahatlatıcı sakin bi müzik açmıştı.
Felix kafasını cama doğru çevirmiş ve gözlerini kapatmıştı. Minho boş yolda ilerlerken arada küçüğe doğru dönüp kontrol ediyordu. Dudakları büzülmüştü uyuduğu için. Bu görüntü tatlı gelmişti Minho'ya. Zaten kendisi hep tatlı bulurdu bu küçük çocuğu.
Eve yaklaştıkça içi kıpır kıpır oluyordu Minho'nun. Sevgilisini özlemişti ve ona onun çok istediği bi hediyeyi götürüyordu.
Yaklaşık 40 dakikalık bir sürüşün ardından sonunda eve ulaşabilmişlerdi. Minho hafifçe seslenerek uyandırmıştı küçüğü. Felix arabadan indiğinde evi ve bahçeyi incelemişti önce kısıkça açabildiği gözleriyle. Ay ışığından ve uykulu gözlerinden görebildiği kadarıyla bahçe iyi bakılmış çiçeklerle kaplı duruyordu. Ev ise 2 katlı ve lükstü. Ki zaten ülkenin en iyi dans kurumları zincirinin sahibi olan birisinden de başka bir şey beklenilmezdi.
Minho ses çıkarmamaya çalışarak dış kapıyı açmış ve içeri davet etmişti Felix'i. Sevgilisinin uyuyor olma ihtimalini düşünerek ses yapmamaya çalışıyordu. Felix minik adımlarla Minho'yu takip etmiş ve yukarı kata adımlamıştı arkasından.
"Burası misafir odası. İçeride kendi banyosu var istersen duş alabilirsin. Senin için kapıya temiz kıyafetler bırakacağım. Hemen çaprazında gördüğün kapı bizim yatak odamız. Eğer gece bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden gelebilirsin."
Felix sessizce bir teşekkür mırıldanmış ve odaya geçmişti. Oda açık renklerle döşenmiş ve ortalama boyuttaydı. İçeride bulunan banyoya yönelmiş ve aynadan kendine bakmıştı. Ağladığından dolayı sahne için yapılmış makyajı akmış ve gözleri şişmişti. Saçları birbirine girmişti. Hemen üzerindeki kıyafetleri çıkartmış ve duşakabine atmıştı kendini karşısındaki görüntüye dayanamayarak.
Minho odasına ilerlemiş ve sevgilisini yatakta kulaklıkları takılı bir şekilde leptobuna bakarken bulmuştu. Yanına adımlayarak boynuna bir öpücük kondurmuş ve kulaklığının tekini çıkararak kulağına fısıldamıştı.
"Sana yeni bebeğini getirdim."
fanart by @/hyvnlx on twitter
---
selamlarrr🧚🏻♀️
öncelikle bunun bir KURGU olduğunu ve içinde yaşanan her şeyin de gerçekle bir bağlantısı olmadığını unutmayınız. burada yaşanan çoğu olayın gerçek hayatta yaşanmasını desteklemiyoruz ve NORMALLEŞTİRMİYORUZ. (bu bilgilendirme sonradan eklenmiştir malsf ki)
bu fici tamamen götümdeki hyunholix ateşini biraz olsun hafifletebilmek için yazdım, olaylar hızlı gelişebilir np, aniden sevişebilirler np, sürekli sevişebilirler np, öylesine evde boş zamanlarda sıkıldığımda yazıyorum
🐣
hyunholix ile kalın<3